Dördüncü yılı bitmek üzere alçak darbe girişiminin. Yazılmadık, söylenmedik, çizilip konuşulmadık hiçbir şeyi kalmadığı gibi, adeta ciğer ve beyin röntgen ve MR çekimine kadar yapıldı örgütün. Bütün bunlardan hareketle sokakta ki en alakasız kişimize kadar fetö uzmanı olduk.

Dördüncü yılı bitmek üzere alçak darbe girişiminin. Yazılmadık, söylenmedik, çizilip konuşulmadık hiçbir şeyi kalmadığı gibi, adeta ciğer ve beyin röntgen ve MR çekimine kadar yapıldı örgütün. Bütün bunlardan hareketle sokakta ki en alakasız kişimize kadar fetö uzmanı olduk.

Nerde, ne zaman, kiminle, hangi şartlarda neşvü nema bulduğundan tutunda, kimlerin şefkat ellerini uzattığından, kimlerin aynı sofrada maklube yiyişinden kimlerin kimlerle nasıl iş tutup köşeleri tutup döndüklerine varıncaya kadar örgüt ve konunun herşeyine vakıf bir millet oluverdik.

Bunca uzmanların her türlü bilgiyi ve hatta en kirli çamaşırlara varıncaya kadar orta yerlere saçıp savurmalarına rağmen bir türlü bilemediğimiz tek ve hayati şey, kaç numaraya tekabül ettiğini bilmediğimiz siyasi ayaktır.

İş, siyasi ayak kim ?sorusuna gelince en alleme olanların, uzman, araştırmacı olanlarının bile bir anda lal oluvermeleri de ne ola acep?

Adamların ( fetö ) nerde ne zaman, kiminle ne yiyip ne içtiklerine, hangi saatte kiminle, nerede saat kaçta ve kaça kadar görüşüp ve dahi ne konuştuklarına kadar vakıf olan bu uzman güruh, siyasi ayak kim? Sorusuna gelince bir an da aptal oluvermeleri yok mu ?tam bir ömür törpüsü vallahi.

Konunun, tek ve en masumu olan millet, bütün bu hengameninyüklü faturasını ödemeye devam ediyorken, üzerinde tepinerek kendince en olmadık, en bilinmedik en esrarengiz haber ve bilgileri veriyorum iddiasıyla parsayı toplayan bu uzman güruh, hasılat rekorları kırmaya devam ediyorlar.

Onlar, hasılat rekorları kırarken, fetönün bu denli büyümesi, serpilmesi, güçlenmesi, en kritik köşeleri tutması ve en yetkili yerlere gelmesinde rol oynayan siyasetçilerin de bir bedel ödediğinden söz etmekte zaten mümkün değil.

Dedik ya tek masumu ve hatta en masumu olan millet, en büyük, en olmaz, en ağır ve en yüklü faturayı ödemeye mahkûm edilmiş durumda. Ve bu günah (!) öyle kısa zaman da bitecek gibi de gözükmediği gibi fatura üzerine fatura birikmeye de devam etmektedir.

Elbette yapının kökleri çok gerilere gitmekte ve çok karanlık köklerinin olduğu artık bilinmektedir. Ve bu örgütün devlete sızdığı iddiası, uzmanların zaman zaman doğru bilgiler vermeleri dolayısıyla bir sızma değil bile isteye sisteme, devlete entegre edildiği gerçeğini de ortaya koymaktadır.

Özellikle ikibin sonrası bütün siyasilerin ciddi veballerinin olduğu, bu tarih sonrası önemli sıçramalar gösterdiği, uzun zaman da alacağı yolu bu süreç içerisinde daha kısa bir zaman da aldığı, yine yukarıda bahsini yaptığımız uzmanların verdikleri doğru bilgilerden bir kaçını teşkil etmektedir.

Bir mikrop gibi dokunanı enfekte eden bir özelliği olmasına rağmen, bir de köşeleri tutup etkin yerleri işgal etmeleri sonrası zoraki temas kurmak zorunda kalan halk, istem dışı da olsa bu enfeksiyondan payına düşeni de almıştır.

Oysa sabıkalı bir hareket oluşu aleni şekilde sırıtık durmasına rağmen görülmemesi, fark edilmemesi, daha küçük boyutlarda iken başının ezilmemiş olması, malum uzmanların cevaplamadığı ve tam bu konunun üzerine gelindiği sırada topu taca atıyor olmaları da az tilki olmadıklarının alametifarikasındandır.

İki bin sonrası bütün siyasi aktörlerin ciddi ve alabildiğince samimi bir nedamet getirmesi, yapılan böylesi devasa bir hatanın bedeli olarak en azından Türk siyasi hayatından çekilmeleri ve ya tecrit edilmeleri, yapılması gereken elzem bir davranış olacaktır.

Hiçbir şey olmamış gibi rahat, umursamaz, herhangi bir bedel ödemekten fersah fersah uzak, uzak olmalarının da ötesinde her geçen gün daha bir üst rütbeye geçmelerinin yanı sıra bir de tahkim ediyor olmaları, sorunu hem kronik ve hem de kanamalı hale getirmektedir.

Bu örgütün büyümesi, gelişmesi, serpilmesi, maddi, manevi, ekonomik, siyasi ve hukuki bir güç haline gelmesinde şu ya da bu şekilde, şu ya da bu kadar dahli olan herkes kendisini çok iyi bilmekte ve yaptıkları hataların nelere sebebiyet verdiğinin de bilincinde olan kişilerdir.

Hukuka, topluma ve diğer kutsallara bir saygınız yoksa şayet kendinize, ve çocuklarınıza olan saygının gereği bu millet ve devletin sırtından inin artık zira ne siz ne sülbünüze dair tahammül ve takatimiz kalşmamıştır…