Büyümeye başladıkça bize çocukluğumuzu anlattılar hep, yaptığımız afacanlıklara gülerek! Sonra yavaş yavaş yaşlanan sevdiklerimizin ağrıyan dizlerini, sakin bir yerde yaşama isteğini dinledik.

Büyümeye başladıkça bize çocukluğumuzu anlattılar hep, yaptığımız afacanlıklara gülerek! Sonra yavaş yavaş yaşlanan sevdiklerimizin ağrıyan dizlerini, sakin bir yerde yaşama isteğini dinledik.

Gün geldi başka şeyler duyar olduk, 'çok gençti', 'anne gidince', 'çocuğuma doyamadım' gibi derin üzüntü cümlelerini.

Sonra biz yaşamaya başladık gidenlerin acısının ne demek olduğunu!

Her gidiş bizi eksiltti. Dünya, toprağa verdiğimiz her değerle küçüldü, daraldı.

Derviş, şair yazar Mevlana İdris'in rahatsızlığını duyduğumuzda hep iyileşti haberini bekledik.

Kıymetli kardeşi Salih Zengin'in şu cümlelerine kadar;

Ah, yazmak ne zormuş! Müslüman, insan, şair, yazar ve çocukların dostu, sevgili abim Mevlana İdris bu gece K.Maraş'ta tedavi gördüğü hastanede Rabbine kavuştu. Allah'ım onu meleklerle karşılayıp cennet bahçelerinde ağırlasın. Acımız tarifsiz.. Hepimizin başı sağolsun. Dua, dua, dua!'

Biz de ah dedik duymak da ne zormuş!

Geriye kalan dostlar ve sevenleriyle son yolculuğuna uğurladığımız üstat Mevlana İdris'in vakarı, Eyüp Sultan Camii avlusunda sessiz gözyaşlarına dönüşmüştü adeta. Hüzün vardı, kardeş Salih Zengin'in dostları içten kucaklayışı, evlatlarının anacığı Aysel Berk'in güzel gözlerindeki derin ifadesi, Yazar Ömer Lekesiz ağabeyin yüzündeki çok şey anlatan hüznü, hakiki dost Gazeteci Yazar Beyhan Demirci'nin yüreğini acıtan ince sızısı, Yapımcı Ümmü Gülsüm Erdoğan'ın sarılışındaki özlem, Gazeteci can kardeşim Hicran Kıvanç'ın o ortamdaki acıyı omuzlarında hissetmesi!

Herkese, yolcu edilirken bile çok şey yaşattı güzel insan Mevlana İdris…

Yüz yüze tanışmamız yıllar öncesine dayanıyordu. Gazeteci Yazar Beyhan Demirci ile bir gittik Eski Kafa'ya, sonra her gün gidemeden edemedik. O entelektüel çatı altında bir aile gibi olmuştuk. Mevlana İdris'in sohbetinin yanında çekirdeği, kedileri, Aysel'in güler yüzü, rahmetli Mehmet Küpeli beyefendinin sözcüklerinden fısıldayan asaleti, Mükremin beyefendinin neşesi…

Başka dostlar da vardı tabii…

Mevlana İdris'in çok değer verdiği Ebubekir Kurban, Cengiz Er, Ertuğrul Fındık gibi isimler!

Gelmeyenler merak edilip aranırdı. Yemek sonrası Mevlana İdris'in tadımlıklarını ilk önce deneyen isim dostumuz Beyhan olurdu.

(O günleri anarken bir an gülümsediğimi hissettim.)

Öyle güzeldi.

Değerli insanları bir bir yolcu ederken duyduk ki Mehmet Küpeli beyefendi de vefat etmiş…

Mevlana İdris, onun arkasından kaleme aldığı yazıda kendi deyimiyle her türden içeriği havalandıran kimi sohbetlerin birlikte canına okumuşlar.

'Zarafet sahibi, iyimser, kapsayıcı, şık bir çelebî idi hazret. Güzel giyinir, güzeli sever, kendi stilinin renk, şekil ve edaları içinde sürekli iyiliğin değişik kapılarını tıklatırdı. Siyasal ve sosyal gündemi iç ve dış bağlantıların süzgecinden geçirerek hülasa eder, Türkiye'nin kaderini kendi kaderinden pek bağımsız görmezdi. Unutur muyum hiç, şimdi hepsi yeniden mıh gibi aklımda. Er kişi idi. İyi bilirdik ve varsa hakkımızı helal ettik.' sözleriyle vedalaşmıştı güzel insan Mehmet Küpeli ile…

Biz de bugün gibiydik o günde…

Kıymetli insan Mehmet Küpeli ve derviş Mevlana İdris ile görüşemediğimiz süreçte sosyal medya üzerinden de olsa varlıklarını hep gösterip, dostluklarını unutturmazlardı.

İnanıyorum ki kavuştular.

Üstelik çok sevdiği üstat Sezai Karakoç'da orada!

Daha niceleri…

Can dost Beyhan Demirci mezarının başına gittiğimizde hissediyorum ki 'Mevlana bey yok burada' dedi. O an ölüm soğuk yüzünü, (iyilerin gittiği gerçek yaşamda buluşmayı) istemeye çevirdi.

Sanki üstatlar gittikçe korkuyu da bitirdi.

Dervişane bir yaşamda dünyayı aşarak eriştiği noktada çocuklara verdiği değeri, onlar için yazdığı kitaplarla ölümsüzleştiren Mevlana İdris'i hep Eski Kafa'da hatırlayacağım. Oraya bir dervişin ruhu sinmiş ve etrafını da kuşatmıştı.

Mevlana İdris'in birçok eseri gibi sadece dünü değil bu günleri anlatan mısraları da kaldı gerçekliği haykıran;

Kimsenin olmayan bir yoldan geçerken

Kimsenin olmayan bir resmini gördüm hayatın

Büyük dalgınlar vardı

Cevapsızlar

Hiç deniz görmeyenler

Kimseye bir şey sormayanlar vardı

Kaybedenler

Hayatın büyük ırmağında

Vardı ve akıyordu

Sonra kimse kalmadı

Hiç kimse

Bağırmak için

Yalvarmak için

Çünkü herkes gitti

Çünkü herkes gitti

Son bir paylaşımında 'Küçük kelimelerle, küçük sessiz kelimelerle, küçük dünyada kocaman şeyler hissedenler vardı. Selam onlara.' demişti Mevlana İdris.

Sana da selam olsun üstat Mevlana İdris.

Dününe selam olsun

Yaşayışına, geride bıraktığın tüm değerlere

İnsanları makamlarına göre değerlendirmeyen büyük yüreğine

Çok sevdiğin çocuklara, çaya, çekirdeğe, sohbete.

Selam olsun Eski Kafa günlerine.

Ve gittiğin sonsuz aleme ve dostlarına…

Mehmet Küpeli beyefendiye!

Sizler gittikçe daralan dünyada bizler sıra sıra ebediyete uğurlandığımızda yüz yüze görüşmek dileği ile…