“Sulanmak”

Günümüzde “aşk” denilince ulu orta birbirlerine “sulanmak” zan ediyor bazı genç müsveddeleri.

Üniversite kampüsünde farklı pozisyonlarda birbirlerine sulanıyorlar.

Yürürken birbirlerine sulanıyorlar.

Zorla giydikleri anlaşılan (dar olunca öyle olmaz mı?) ve üç beş yerinde yırtıklar bulunan pantolonlarının içinde hem yürüyorlar hem de birbirlerine sulanıyorlar.

Tamam, bir şey demiyoruz. Karışmıyoruz da.

Ama sulanacaksan git, kuytu bir yerde sulan (!). (Bu, sulanmayı teşvik değildir asla. Lafın gelişi gidişi değil.)

Daha sulanmasını bile bilmeyen acemiler bunlar. KOMEK (Konya’da, İstanbul’da İSMEK) bu hususta da kurslar tanzim etse bari !?

Yani, sulanmanın bir raconu vardır herhalde!

Nerede, zerafet ve nükdeli sözleri söyleyecek beyin bunlarda!

Uyduruk kelimelerle mi nükte yapacaklar?

Temiz Türkçeyi 1930’lu yıllarda yedik bitirdik.

Yırtık pantolon, zorla giyilmiş don bozuntusu bir libas ve Ramazan ayında elinde sigara….

Bunlar üniversiteli genç, öyle mi?

Hadi oradan!

Osmanlı Türkü bunları görse acır ve “kumaş yetmemiş” diye kumaşçıya havale eder.

Vücudunun kapalı yeri, açık yerinden az olandan söz etmedik. Onlar bahs-i diğer.

1980’lerde vefat eden meşhur bir tıbbiyelerin hocası vardı Prof. Dr. Sami Zan…

Zan hoca der ki “Sevmek oturup birbirine bakmak değil, belki beraberce aynı yöne bakmaktır”

Sami hocam!

Bizimkiler aynı yöne bakmadıkları gibi birbirlerine bakıyorlar. Hem de sulanarak.

YABANCI

Resme bakar mısınız? Bu resim Türk milletinin yüzde kaçına hitap eder?

Ordu bu milletin ordusudur. Mehmetçik, adını peygamberimizden alır. Milletten kurban istiyorsunuz fakat İslamî hassasiyet “hak getire”…

Şehit onbaşımızın ailesi bu mu? Buradaki resim Türk milletine mi hitap ediyor?

FETÖ’nün dediği gibi başörtüsü “teferruat mı?”

Bu reklam yapanlar bilmelidir ki,

Türk milletinin mahrem anlayışı vardır. Hiçbir Türk askeri hanımıyla orta yerde bu şekilde davranmaz.

Türk milletinin mahrem anlayışı vardır.

Beyler,

Bağışlarına talip olduğunuz insanlar inançları sebebiyle kurban kesiyorlar.

İslam itikadında başörtüsü “teferruat” değildir.

Sizin başınızı örtmeniz veya örtmemeniz size aittir. Ama başı örtülü olmamak Türk milletini temsil etmek değildir.

Türk ordusunu milletimiz peygamber ocağı olarak bilir.

Lütfen kime reklam yaptırıyorsanız milletimizin hassasiyetine dikkat etsinler.

Şehit Onbaşı Mehmetlerin nişanlılarını bu reklamdaki karakter sembolize edemez.

Dini bayramda olsun hassasiyet gösterin.

Millete bu kadar yabancı olmamak lazım.