YENİ ÖĞRETİM YILINA GİRERKEN

2019-2020 eğitim-öğretim dönemi başladı. Geçtiğimiz hafta 18 milyonu aşkın öğrencilerimiz okul sıralarına oturdu. Öğrencilerimizin okul sıralarına “oturması” yeterli midir? Sınıf mevcutlarının azalması memnuniyet vericidir. Tahsil için mekanlar önemlidir fakat kafi midir? Elbette değildir.

Yeni öğretim yılının başında şu soruların cevaplarını hep birlikte milletçe düşünmek mecburiyetindeyiz.

18 milyon genç simalara biz hangi idealleri veriyoruz?

18 milyon genç dimağlar yarınların iş adamı, siyasetçisi, akademisyeni ve askeri olacaklarına göre, şu anda okullarımızda bugençlerimize “insan” olmayı hangi usulle öğretiyoruz?

Bayrak sevgisi, insan sevgisi, vatan sevgisi ve çevre hassasiyeti verebildik mi/verebiliyor muyuz gençlerimize?

Şayet verebildik ise/verebiliyor isek o zaman Diyarbakır HDP binasının önündeki yüreği yaralı annelerin ne işi var orada?

Geçtiğimiz hafta Beyoğlu’nda gün ortasında 23 yaşındaki pırıl pırıl bir gencimiz, cezaevinden “izinli” olarak bırakılan başka bir genç tarafından bıçaklanarak niye öldürüldü? Burada ölen de bizim gencimiz öldüren de. Bu cinayette toplum olarak hepimizin sorumluluğu olmakla birlikte eğitim sistemimizin kusuru yok mu?

İstanbul’da bir lisenin açılışı sırasında “simit atma töreni” adı altında tuhaf bir merasim yapıldı. Ne demektir “simit atma töreni”? Orada toplanan yüzlerce belki binlerce öğrenci ve veli, liseye başlayan öğrencilerin üzerine “atılan” simitlerle neyi kast ediyorlar?

Bizim kültürümüzde bir işe başlarken besmele çekilir. Simit nimettir. Nimete hürmet kültürümüzün temel şiarıdır. Liseye başlayan öğrencilerin üzerine simit atmak ve atılan simitlerin yerlerde olmasının izahı nedir?

Yol, köprü ve bina yapmak insanları medenileştiriyor mu?

Devletimiz elinden geleni yapıyor elbette. Bunu görüyoruz. Fakat devletimizin ulaşamadığı yerler olabilir. Devletimizin ulaşamadığı veya dokunmak isteyip de dokunamadığı yerlere sivil teşekküller ulaşmalıdır. Burada devlet-millet bütünlüğü devreye girmeli ve toplam kalite denilen sonucun ortaya çıkması temin edilmelidir.

Devlet çatıdır. Herkese ve her kuruluşa eşit mesafededir/olmalıdır. Partiler, iktidara geldikten sonra hükümeti adını alır ve iktidar olduktan sonra devleti temsil eder. Devleti temsil etmek demek bu ülkede yaşayan herkese ve her kuruluşa eşit mesafede olması demektir. Herhangi bir vakıf veya derneğe devleti temsil eden müesseseler (Belediye, kaymakamlık, vilayet, bakanlık vs) fırsat eşitliği zemininde davranmak mecburiyetindedir. Kanunlara, nizamlara ve kamu ahlakını ihlal etmedikçe hiçbir kuruluş hiçbir gerekçeyle (özellikle siyasi tercih) devleti temsil eden makamlar tarafından örtülü veya açıkça dostluk veya düşmanlık deklare edemez/etmemelidir.

Hep birlikte aynı gemideyiz. Farklı fikirlere sahip olabiliriz. Farklı inançları tercih etmiş olabiliriz. Birbirimize tahammül etmek mecburiyetindeyiz. Osmanlı tecrübesine sahibiz. Osmanlı ve Selçuklu tecrübesini dikkate alarak bu aziz vatanda birlikte huzur içinde yaşamayı tercih etmek en makul yoldur.

Vesselam...