2024 yılındayız.
İnsanlık uzaya çıktı.
Aya sefer hazırlıklarına başlanıyor.
Teknolojik gelişmeler her geçen gün hayatımızı kolaylaştırıyor.
İnsanlar göğü deldiler ve daha ileriye doğru yol almaktalar.

İnsanlık göğe doğru yükseldi fakat diğer taraftan Filistin’de Ukrayna’da insanlık yerle bir.
Doğu Türkistan’ın feryadını duyan yok.
Filistin’de dünyanın gözü önünde soykırım yaşanıyor.
21. asırda tam bir soykırım.
Filistinli Müslümanlara reva görülen bu soykırımın dünya tarihinde benzeri yok.
İsrail Gazze’deki Müslümanlara kuzey tarafı boşaltmalarını ve Gazze’nin güneyine gitmelerini istedi.
Filistinliler Gazze’nin güneyine yöneldiler.
İsrail burayı da vurdu.

Türkiye dahil bazı ülkeler Gazze’ye insanî yardım göndermek istedi.
İsrail buna izin vermedi.
7 Ekim’den beri hayatını kaybeden Filistinli sayısı 26 binden fazla.
Öldürülen çocuk  sayısı 11 bin, kadın sayısı 7 binden fazla.  
İsrail’e kayıtsız-şartsız destek veren hangi ülke?
Amerika.
Günümüzün süper gücü hangi ülke?
ABD.

Böyle bir dünyada barış olur mu?
Tavuk kümesine tilkiyi koymuşlar “bekçi” diye.
Böyle bir dünyada adalet olur mu?
Ey Batı dünyası!
Nerede sizin “insan haklarınız”, nerede?
Hani çocuk haklarını savunan kuruluşlarınız?

Şimdi hayatını kaybeden Filistinli sayısı 26 bin kişiyi geçince ve seçim yaklaşınca Amerika başkanı havadan gıda yardımı yapmaya başlamış(!)
Çocuklar açlıktan ölmeye başlayınca “insafa” geldiler ve havadan gıda yardımına başladılar.
DSÖ Filistin’deki soykırımı “yakından” takip ediyor ve tehlikeyi “haber veriyor”.
DSÖ tehlikeyi “haber vermekle” kalmıyor aynı zamanda çocukların “nasıl öldüğünü de” açıklıyor.
Filistinli çocukların “açlıktan” öldüğünü ve “yakında” hastalıklardan dolayı ölümlerin yaşanacağını da “tespit” ediyor DSÖ.
Dünya seyrediyor bu soykırımı.

Batı dünyasındaki hükümetler İsrail’in soykırımı destekliyor.
Sıraya girdiler bu soykırımı destelemek için.
Batılı devletlerin İsrail’in yanında yer alması anlaşılmaz bir husus değil aslında.
Filistin meselesi niye Batı’yı alakadar etsin ki?
Filistin meselesi Müslümanların meselesi değil mi?
Günümüzde dünyada 57 İslam ülkesi var.
2022 yılı itibariyle 2 milyardan fazla Müslüman yaşamakta.
Filistin’de Müslümanlara soykırım uygulayan İsrail 2 milyar Müslüman dünyasının tam ortasında.
Hiç çekinmeden ve küstahlığının zirvesinde İsrail.
Binlerce kadın, çocuk ve silahsız insanları dünyanın gözü önünde katletmeye devam ediyor.

Biliyorsunuz, zalimin zulmünü icra etmesi, onun cesaretinden değil muhataplarının dağınıklığındandır.
İsrail, iki milyar Müslümanın tam ortasında Filistinlileri katlediyor.
Müslümanların Mescid-i Aksa’da ibadet yapmalarını engelliyor.
Şimdi ben farklı bir açıdan bakmak istiyorum bu meseleye:

Yukarıda ifade etmiş olduğum dehşetli manzarayı pek çok meslektaşım ifade etti ve etmekte.
Şu sorunun cevabını arayalım:

1948’de Filistin bölgesinde İsrail devletinin kurulmasına yol açan kim veya kimlerdir?
İngiltere, demeyin.
İngiltere İsrail’in kurulmasına yol açmadı, sadece destek verdi.
Öyleyse kim ve kimler?
Fransa veya Rusya hiç değil.
Bu devletler veya başka devletler İsrail’in kurulmasına yol açmadı destek verdi.
Bahsi geçen devletler şu veya bu kadar destek verdi ve vermekte.

O halde bölge barışını ve dolayısıyla üçüncü dünya savaşının fitilini ateşleyen/ateşleyecek olan İsrail’in kurulmasına yol açan kim veya kimler?
Cevap veriyorum:
1917’ye kadar Filistin bölgesi hangi ülkenin sınırları içindeyse o ülkenin karar vericilerine dikkat edin.
“İsrail’in kurulmasına kim veya kimler yol açtı?” sorusunun cevabı şu sorunun cevabında gizlidir:
Osmanlı Devleti’ni kim veya  kimler Birinci Dünya Savaşına soktuysa onlardır İsrail’in kurulasına yol açanlar.

Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinde kim veya kimler rol oynadıysa onlardır İsrail’in kurulmasına yol açanlar.

İyi bakınız çevrenize, iyi bakın.
Timsah göz yaşı dökenlere dikkat edin.
İyi sorgulayın yakın tarihimizi.
Unutmayın, hedefi olmayana hiçbir rüzgâr yardım etmez. Vesselam…