ŞAYET YENİLENİRSE

Bir an için YSK'nın, seçimlerin yenilenmesi yönünde karar verdiğini düşünecek olursa, bu kez devreye, bir evvel ki seçimlerde oy veren kişilerin tercihlerinde bir değişiklik olur mu gibi bir soru gündeme geliyor.

Türkiye'de, seçmenin refleksleri daha ziya de ideolojik ve dinsel tınılar üzerinden hareket ediyor olması dolayısıyla, köklü ve yekün kaymaların olacağı yönünde kanaat belirtmek doğru bir saptama olmayacaktır.

İdeolojik ve dinsel tercihlerin belirleyiciliğinin yanı sıra önemli ekonomik bunalımlar, siyasi ve sosyolojik hareketlenmelerin şiddetine bağlı olarak bir takım tepkisel tercihlerin varlığı da ayrı bir gerçektir.

Gelelim İstanbul seçmenine. Bir ay evvel ki tercihleri ile bir ay sonrası tercihlerinin sapma gösterebilme olasılığı üzerinde düşünmeye. Şu kısacık zaman diliminde, seçmen tercihinde önemli sapmalara sebebiyet verecek, yüksek bir dozda siyasi ve sosyolojik olayların olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ekonomik olarak bir takım olumsuzlukların varlığı, bir ay sonrasının değil, bir ay evvelki sürecinde bir gerçeği idi.

Bu verilerden hareketle, kanımca sapmalara sebep olacak tek etken, tepkisel davranışların olabilme potansiyelidir. Millet olarak reflekslerimizin en temel motivasyon kaynağı, olayları, normalin üzerinde duygusal yorumluyor olmamızdır. Duyguların belirleyici rol üstlenme potansiyelini hesaba katacaksak, bu refleksin Ak parti aleyhine olacağı sonucuna varmak havai bir tespit olmayacaktır.

Kampanya süreci içerisinde tarafların eski vaatlerinin üzerine çok daha çarpıcı, kuşatıcı ve kışkırtıcı vaatleri koymalarının haricinde, tepkisel oylardan başka sapmalar olacağı kanaatinde değilim.

Gerek sağ ve gerekse sol seçmenin çok büyük bölümünün adaylar ve vaatler üzerinden hareket etmediğini, baskın bir ideolojik tarafgirlikten hareket ettikleri gerçeğini de ortaya koyarsak eğer, Ak parti için değişiklik gösterir bir sonuç olacağı düşüncesinde değilim. Elbette aynı durum CHP ve İmamoğlu içinde geçerli bir paradigma olduğunun altını çizmek isterim.

Geçen bir ayı aşkın süreç içerisinde Ak parti ve YSK'nın davranış, yaklaşım ve yorumlama şekillerinde ki bir takım çelişik davranışlar, tepkisel oyların bir tutam daha farklı bir eğilim göstermesine sebep olma olasılığı da azımsanır gibi değil diye düşünüyorum.

Seçim öncesi, seçim sisteminin ne denli güvenilir olduğundan yana yapılan sayısız açıklamaların henüz hafızalarda ki bütün canlılığını koruyorken, seçimlerde şaibe var söyleminin önemli bir kitle tarafından alınacağı ve sonuca etki edeceğine de ihtimal vermiyorum.

Bir takım anormal şeylerin olduğu gerçekliği ve kanaati bende de hasıl olmuştur. Yirmi dokuz bin olan farkın, daha sonra ki araştırmalar sonucunda on üç binlere kadar düşmüş olmasına, Özellikle de CHP tarafından herhangi bir itirazın gelmesi bir kenara, kabul ediyor olması da yabana atılır bir durum değildir.

Hal böyle iken dahi, Ak partinin bu durumu kendi lehine çevirebilir bir söylem geliştirememiş olması, son derece büyük bir kozu heba etmesine sebep olmuştur. Yaklaşık on altı bin oyun CHP yetkililerinin de onayı ile Ak parti hanesine yazılmış olmasını, önemli vurgularla millete ulaştırmak, Ak parti için altınımsı bir koz idi. Böylesi büyük ve değerli bir koz heba edilmiş, kıymeti bilinememiş ve bu koz üzerine zum yapılamamış olması dolayısıyla önemli bir hata yapılmıştır.

Bu saatten sonra yenilenmesi muhtemel seçimin, seçmenler tarafından kitlesel bir değişim göstermeyeceği ve ana omurgasını koruduğu bir yenilenme olacaktır.