Doğu ve Güneydoğuda sol Kürt örgütlere (pkk ve türevleri) yer açmak için medreseler, dergahlar yok edildi.

ÖNCE MELELER-ŞEYHLER VE MEDRESELER YOK EDİLDİ

Doğu ve Güneydoğuda sol Kürt örgütlere (pkk ve türevleri) yer açmak için medreseler, dergahlar yok edildi. Meleler/Şeyhler bölgeden sürüldü. Onların yerini sol örgütler aldı. Bu durum, Kürtlerin manevi dinamiklerini yok ettiği gibi, mele ve şeyhlerin nüfuzu da kırıldı. Mesela medreseler ve tekkeleriyle ünlü Cizre bir anda pkk'nın kalesi haline getirilirken buradaki tüm dini oluşumlar bölgeyi terk etmeye zorlandı.

Cumhuriyetin silindir gibi geçtiği yıllarda bile varlığını koruyan bu oluşumlar, bizzat Kürtlerin eliyle yok edildi. Böylece günümüze ulaşan süreç meydana geldi. Bugün her ne kadar yaşlı ve ortakuşak mele ve şeyhlere saygılıysa da gençlerin onlara yönelik hiçbir saygısı kalmamıştır.

Bölgedeki manevi dinamiklerin tekrar canlanması için her şehre medrese ve tekke kurulmalıdır. İktidarın bir an önce TEKKE VE ZAVİYELER Kanununu yürürlükten kaldırması gerekir.

MHP İLE AK PARTİ'NİN KOALİSYONU KÜRTLERİ KAYBETTİRİR Mİ?

Bu sıralarda MHP ile AK Parti arasındaki sıçak ilişkiler Kürt meselesine olumlu yönde katkı sağlar mı? Bence iki partinin koalisyon kurması Kürt sorununu veya başka bir deyişle açılımın daha da ileri gitmesine ve hatta gelişmesine yardım eder. Her ne kadar fiilen açılım süreci kapatılmış olsa da bundan sonraki açılım, doğrudan halkın kendisiyle yapılacaktır.

Çünkü dünya sisteminin her zaman dönüşümleri zıddıyla gerçekleştirdiklerini biliyorum. Kürt meselesine en çok karşı olan kişilerle Kürt sorununu çözeceği gibi, en dindar olanla da İslami yasaları tahfif eder. (Mesela ak parti eliyle zinanın yasak olmasının kaldırılması, domuzun kesimlik hayvanlar listesine alınması gibi)

Yani panik yapmaya gerek yok. Herşey büyük abilerimizin planladığı gibi ilerlemektedir. İki partinin ittifaklar kurması ile sorun daha kötüye gitmez, bilakis sorunun çözülmesinde Ak Parti daha cesur ve güvenli adımlar atmasını sağlar. Bu sorunu çözmekle ne ülke bölünür ve ne de ak parti parçalanır. Hatta bu durum Kürtlere karşı olan kesimlerin ılımlaşmasını sağladığı gibi, aşırı Kürtçülerin de ılımlaşmasına zemin hazırlar. Sistem, her türlü dönüşümü zıddı ile yapar.
Örneğin, Apo yakalandığında iktidarda MHP olmasaydı ve o zamanki hükümet onu asmasaydı sokakları kimse tutamazdı. Ama MHP’nin iktidarda olması bu durumu yumuşatmış oldu.
Tarih ders almak için yazılır...

HDP TÜRKİYE PARTİSİ Mİ OLACAK YOKSA

HDP, Türkiye'nin partisi mi? yoksa Kandil'in temsilcisi mi? olduğuna karar vermeli, ona göre politika belirlemeli ve hatta konuşmalarını ona göre şekillendirmelidir.

HDP, seçimde halka meclise gitmeleri karşılığında barış ve çözüm sürecinin sürdürülmesi vaadini vererek hem Türk’ten ve hem de muhafazakar Kürtlerden oy almıştır. Ama gelinen nokta, halkı aldattığı görüntüsü ortaya çıkmıştır. HDP'nin her sorunun arkasında AK Parti’vi ve Erdoğan’ı görüp sürekli bu noktaya saldırması, onun sorunu çözme değil, çözümsüzlük ve kargaşa ortamını istediğini göstermektedir. Çünkü çözüm sürecini başlatan ekip Erdoğan ekibiydi ve halen ülkenin en güçlü kişisidir. Bu kişi ve ekiple sorunları çözümleyip, özlenen barışı sağlamak yerine ekiple arayı bozmaya, tahrik etmeye, halk nazarında itibarsızlaştırmaya ve barışın düşmanı gibi göstermeye çalışarak aslında çözümsüzlüğü istediğini göstermiştir.

Onlar, kandilden aldıkları ışıkla (kandil ışığı ampul ışığının yanında zayıf kalır ve ampuller yandığında kandiller söndürülür.) ) barış yapıyormuş, barışı istiyormuş gibi gözükerek mevzi kazanmaya çalışmışlardır. HDP’nin Meclise girmiş olmaları bir açıdan da iyi oldu. Böylece onların gerçek yüzü göründüğü gibi, biz barış istiyorduk parlamentoya girseydik barış sürecini sürdürmek için çalışacaktık söylemlerini de geçersiz kılmıştır.

HDP, artan PKK terörüne karşı arasına mesafe koymadığı sürece Türkiye partisi olmadığı gibi gerçek anlamda da bir Kürt partisi olmayacağını, sadece Kandil'in meclisteki uzantısı olacağını gösterecektir. HDP, kendisine sunulan ödünç oyları ve opsiyonları değerlendirmese bir daha meclisi rüyasında görecektir. PKK’nın yapacağı saldırı ve terör ortamı onlara oy yerine tepki olarak dönecektir. Tepkinin başında da bizzat Kürt halkı olacaktır. Bu halk, terör ile arasına mesafe koyacak, sorunu çözmeye odaklı oluşumları destekleyecektir. Baskı ve terör de bir yere kadar.

İSLAMCI KÜRTLER NEDEN KÜRT MESELESİNDE YAYA NEDEN KALDILAR?

Bugünlerde Kürt konusu güncel, herkes bir şeyler konuşuyor. Fakat benim gördüğüm en büyük sorun, Kürt meselesinin solun eline geçtiği ve Kürt sorunundan çok, sol meselelerin gündeme getirildiği bir platform olmuştur. Halbuki bu konuda İslamcı Kürtler zamanında insiyatif alabilir, böylece Kürt meselesi sadece solun eline geçmez ve bugün biz Kürt sorununda çözümsüzlüğü konuşuyor olmazdık.

Kürt meselesi, Türkiye’nin temel sorunudur. Bu sorunu çözmediğimiz sürece ileriye doğru bir atılım yapmamız mümkün olmadığı gibi, dış politikamız da başarısızlık ve şantajla karşı karşıya kalmaya mahkum olur..