GAZETECİ VE OKUR

Günümüz gazeteciliğinin geldiği ve getirildiği noktayı savunacak ve temize çıkaracak kadar vicdan yoksunuz değilim. Hatta çoğu zaman müstesibi olduğum bu camianın geldiği noktadan dolayı hicap duyduğum, gerek yazılarımda ve gerekse her platformda defalarca dile getirdiğim okuyucularım tarafından bilinen özelliklerimdendir.

Gazetecilik ve gazeteci, parça parça olmuş, çeşitli grup ve hiziplere bölünmüş ve her hizbin üyesi olan gazeteci, üyesi olduğu hizbin kalemşörü olmanın bir adım ötesine dahi geçememiştir. Şuan itibarıyla bu ülkenin irtifa kaybeden ilk üç mesleği Hukuk ve hukukçular, siyaset ve siyasetçiler, gazete ve gazetecilik olarak tanımlarsak, itiraz edilir bir sıralama olacağından yana zerre kadar kuşku taşımıyorum.

Gazete ve gazetecinin geldiği bu hali hem üzüntü ve hem de hicap eder bir şekilde ifade ediyor olmanın yanı sıra, bir de okuyucu kitlesine dair birkaç saptama yapmak istiyorum. Gazeteyi ve gazeteciliği vicdansız, duyarsız, tarafsız, doğru, dürüst, ilkeli ve adil olmamakla niteleyen ve milyonlara tekabül eden okuyucu kitlesi; kendi koyduğu bu değerler skalasından hangisine haiz olduğunun tespitini yapmasının zamanıdır diye düşünüyorum.

Okuyucu, mevcut gazetecilik ve gazetecinin kimlik ve kişiliğinin kendi içerisinden çıktığını ve kendilerinin çıkardığının bir an evvel farkına varmalıdır. Kendi içinde çıkan ve kendilerinin okuyarak ve destekleyerek çıkardığı gazetecinin mevcut değeri(!) okuyucu kalitesinden bağımsız mıdır? Diye düşünmesinin vakti haylidir geçmektedir diye düşünüyorum.

Gazete ve gazeteciyi bir Truva atı ve hatta amiyane tabirle bir değnekçi mesabesine indirgeyen, onun üzerinden tatmin arayan, salt kendisi gibi düşünen ve salt kendisi gibi inanmakla beraber, kendisinin istek ve arzularını kaleme almasını istediği gazeteci kimliği yaratmaya çalışmak, affedilir bir ayıp ve affedilir bir kabahat midir!?

Gazeteciyi dürüstlük, ahlak, ilke ve vicdana davet eden okuyucu, bu değerlerin kaçına sahiptir ve bütün bunların karşılığında bahsettiği değerleri talep etme noktasında ne kadar ehil ve ne kadar dürüsttür? soruları da ayrıca orta yerde ve çıplak şekilde durmaktadır.

Ahlaklı, dürüst, ilkeli, tarafsız ve adil olmaya çalışan ve bu uğurda önemli bedeller ödeyen, çok zor ve çok kıt imkânlar içerisinde bu mesleği arzu edilen şekilde yapmaya çalışan gazetelere ve gazeteciye sahip olan ve bu anlam da elinden gelen desteği vermeye çalışan okuyucu kitlesinin sayısı nedir?

Dürüst ve ahlaki bir saptama yapacaksak eğer, al birini vur ötekine saptaması her iki taraf içinde biçilmiş kaftan niteliği taşımaktadır.

Kendisi radikal, kendisi baskın bir politik, kendisi fanatik bir ideoloji müntesibi olan okuyucu, yazarından beklediği değerlerden yoksun iken, adil olmayı, ilkeli olmayı, tarafsız olmayı; bağlı bulunduğu ideolojiye ihanet sayarken, gazete ve gazeteciyi yargılayan ve mahkûm eden bir cellat olabilme patavatsızlığının farkında dahi değildir.

Okur, radikal taraftarlığın gözlerini kör ettiğinin, vicdan ve sağduyuyu elinden aldığının, olaylara, yazılara ve yazanlara karşın takındığı tavrın ahlak skalasının altında kaldığını hissetme mesabesinde dahi değildir.

Bütün bunları test etmek isteyen okuyucu bir an için sessiz, dingin ve objektif şekilde kendi iç dünyasına yolculuk yapsın, görecektir ki bahsettiğimiz sıkıntıların şu ve ya bu kadarının sahibi ve taşıyıcısı konumundadır. Zaten bütün bunlar sebebiyle değil midir ki gazetelerde tıpkı okuyucu gibi tam orta yerinden ikiye bölünmüş ve her gazete kendi okuyucusuna göre şerbet vermenin getirisini zevkle harcamaktadır.

Gazeteyi ve gazeteciyi horlayan, eleştiren, aşağılayan, satılmış kalem diye yaftalayan okuyucu, gazetelerin bu konuma gelmesinde senin rolünün ne denli büyük olduğunun farkına varma zamanın daha gelmedi mi?

Unutmayınız ki!

Mevcut gazetecilik sizin eseriniz ve durumun bu hale gelmesinde ki en büyük vebalde yine sizlere aittir. Zira her okuyucu kendi damarlarına ve kendi zevklerine uygun uyuşturucuyu zerk eden gazeteyi alıp okurken, madde bağımlısının duyduğu hazzın doruklarını zorlarken, karşı tarafın da bir başka damar zevkine tabi tutulduğunun farkında dahi değildir.

Ey okuyucu!

Şayet ahlaktan, doğruluk, adalet, ilke ve dürüstlükten dem vuruyor ve bu değerlerden yana samimi isen, okuduğun ve destek verdiğin gazeteyi ve gazeteciyi bir kez daha test eder misin!?