Bir cevap

Galiba birkaç sene önceydi. Ülkemizde sivil inisiyatif olarak faaliyet gösteren teşekküllerle alakalı şom ağızlı bir kısım çevreler tarafından şayialar üretiliyordu. Üzülerek ifade edelim ki, bu şom çevreler eskiden vardı, günümüzde de vardır. İstikbal de olacaktır. Bunların varlığı akl-ı selim sahibi insanları asla endişeye sevk etmemelidir.

Unutmamak gerekir ki, müspet insanlar daima var olduğu gibi menfi tipli insanlar da var olacaklardır. Ne var ki, menfi tipli insanlar (bölücü ve yıkıcı tipler) tamamen yok olmaz belli bir müddet pasifize olurlar. Fırsat bulunca tekrar canlanırlar. Aynı şekilde müspet vasıflı insanlar da belli dönemlerde pasifize olurlar.

İstanbul merkezli Türk dünyası, Milli Mücadele’den sonra başlayıp 1950’ye kadar devam eden dönemde çok zor ve meşakkatli bir devre yaşamıştır. Milletimizin temel değerleri üzerinde operasyonlar yapılmış, kök değerlerimiz tahrip edilmek istenmiş ve direnç noktalarımız olan din-tarih ve lisanımıza taarruzlar vuku bulmuştur.

Yazımın girişinde de ifade ettiğim gibi, milletimizin tercih ve destekleriyle faaliyet gösteren teşekkülleri iyi tanımak lazım. Bunlar milletimizin kök değerlerini muhafaza eden nesilden nesile (kuşak değil, kuşak bele takılır) intikal ettiren gönül erleridir. Bunları iyi tanımak gerekir. Tanımak anlamaktır, idrak etmektir. Milletimizin temel değerlerini genç dimağlara tevdi eden kuruluşlardan biri Tunahan gurubudur.

Hatırlayalım, 1925 yılında tarikatlar ve türbeler kapatılmıştı. Dolayısıyla bu tarihten sonra toplumda sosyal barışı temin eden temel kuruluşlardan biri ortadan kaldırılmış oldu. Bin yıldır ehl-i sünnetin müdafisi olan Türk milleti, istikametini tayinde tereddütler içinde bırakılmış oldu.

Bilindiği üzere, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri 1924'ten itibaren başlattığı Kur'an hizmeti halen devam ediyor.

Tek partili dönemde "tarikatlar" falan yoktu.

Tren kompartımanlarında, dağlarda ve okunabilecek her yerde Süleyman Hilmi Tunahan ve onun talebeleri, mevcut kanunları ihlal etmeden, Kur'an hizmeti verdiler.

Kur'an ve İslam anlaşılmadan tasavvuf yaşanamayacağından, Tunahan gurubu bu hassasiyeti korudu.

1950 ve 60'lardan sonra daha başka oluşumlar çıktılar ortaya.

Ehl-i sünnet olmak kaydıyla ülkemizin güzel insanlarına iman, ahlak ve karakter kazandıran her kuruluşa minnettarız.

1949 yılında CHP tarafından kurulan ilahiyat fakültelerinin ürettiği ilahiyatçıların (istisnaları olabilir) verdikleri bilgilerle maalesef ehl-i sünneti tesis etmek imkânsız denecek kadar zor olduğu bilinen bir gerçektir...

Çevremden biliyorum farklı gruplar var. Herkes kendi grubunu tercih ediyor. Benim görebildiğim kadarıyla, Tunahan gurubu kadar kucaklayıcı olan oluşum, yok denecek kadar azdır.

Anladığım Kadarıyla Tunahan Grubunun Temeli Osmanlı Anlayışını Formüle Etmesinden Kaynaklanıyor.

Osmanlı'nın hassasiyeti şöyleydi.

  1. Ehl-i sünnet itikadında karar kılmak.
  2. Aklı önemsemek.
  3. Tecrübeyi dikkate almak.

DEYİNİZ Kİ,

Tunahan grubuna “ileride sizin de FETÖ olmayacağınız ne malum?” diyenlere deyiniz ki,

Herkesin gölgesinden korktuğu 1930’lu ve 1940’lı yıllarda yiğitçe ve tek başına, bin yıldır Türk milletinin bayraktarlığını yaptığı İslam dinini savunan bir alperendir, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.

Tek partili dönemde bakan olmanın ve üst seviyede bürokrat olmanın temel şartı gibi görünmez kriter olan masonluk hakkında, yürekli yazılar yazan Cevat Rıfat Atilhan’a en büyük yardımı yapan Süleyman Hilmi Tunahan’dır.

1950’de başlayan Cezayir’in kurtuluş savaşına, kürsüden açıkça destek vererek “Hükümet Cezayirli Müslümanlara yardım edemiyor. Bari biz dualarımızla oradaki kardeşlerimize yardım edelim” şeklinde destek veren bir mürşid-i kamildir, Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri…

Havasını teneffüs ettiği vatanına sahip çıkan, dünyanın peşinden giden değil, dünya onun peşinden giden bir karakterdir Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.

Çaresizliğe sığınmayan, atası Fatih gibi çağ açıp çağ kapatacak çapta ufku olan, Kur’an’ı her yer yerde ve her zaman okutmaya kararlı olan ve okutan bir büyük insan-ı kâmildir Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri.

Ehl-i sünnet hassasiyetini en üstte tutan, bütün sapık cereyanların panzehri olan Tunahan grubunun teşekkülüne maya olan, binlerce yıldan beri devam eden, Hz. Ebubekir’den gelen nakşi çizgisini sürdürenaltın zincirin (silsile-i saadat) son halkasıdır Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri…..

Tunahan grubunu FETÖ’ye veya daha başka menfaat odaklarına benzetenler kripto FETÖ veya onlara benzeyenlerdir.

Cenab-ı Hak, milletimizi tez elden aslî hüviyetine kavuştursun.

Türklük ve İslam camiasının bütün ümidi milletimizdedir.

Zira milletimizin cv’si (müktesebatı) bunu gösteriyor.