Yanlış mı yanılgı mı ? yoksa bir algı operasyonu mu ? sorularının anlamlı cevapları bir kenara biz yine de bardağın dolu (hüsnü zan) tarafından bakıp bir yanlışı düzeltmeye cehdedelim.

Yanlış mı yanılgı mı ? yoksa bir algı operasyonu mu ? sorularının anlamlı cevapları bir kenara biz yine de bardağın dolu (hüsnü zan) tarafından bakıp bir yanlışı düzeltmeye cehdedelim.

Evvela Karadeniz'de bulunduğu iddia edilen gazın metreküp miktarı bir kenara limitine bakılmaksızın iftihar etmek, sevinmek ve bunu da dışa vurmak elbette yadırganır bir durum olmadığı gibi topyekun böyle bir sevince ortak olmamak akılla izahı mümkün değildir.

Yazımızın hemen başına böyle bir girizgah koyarak başlamış olmamız dahi nasıl vicdansız ve ahlaksız bir mahalle baskısı altında olduğumuzu göstermesi bakımından son derece çarpıcıdır. Hal böyle iken dahi, biz, kendimize olan saygımızdan hareketle yüksünmeden yazacak ve bu ahlaksız algı operasyonunu bertaraf edeceğiz inşallah.

Bulunduğu iddia edilen gazın 2004 den bu yana yaklaşık 10 defa keşfedilmiş olmasının bizlerde nasıl bir sinerji oluşturması bekleniyordu doğrusu anlamış değilim. Dolayısıyla bir kez daha keşfedildiğini müjde diye sunuyor olmak alışılagelmiş sıradanlığın sınırları içerisinde kalmaktadır.

Fukara bu işin neresinde ?

Bir an için iddia edilen rezervin çok daha büyük olduğunu kabul etsek dahi bu kez de karşımıza fukara bu işin neresinde sorusu çıkmaktadır. Bu ana kadar kullanılan fiyat aralığında belirgin bir fark oluşmadığı dün ödenen fatura ile bugünkü arasında ciddi bir düşüş sağlanmadığı sürece bu keşfin ve rezervin ne anlamı ola ki ?

Ekonomik uçuş modeli geliştirilmediği, zengin ile fakirin ödedikleri bedel üzerinde önemli bir fark oluşturulmadığı sürece seksen bir şehre yüz altmış iki adet havalimanı koyup sayısız seferler düzenlemiş olmanızı ne gibi bir değeri ola ki ?

Eder mi etmez mi ? sorusu bir kenara yaklaşık yirmi beş milyar euro'ya mal olan üçüncü havalimanının hiçbir yerinde ve zerre kadar dahi fukaranın gözetilmediği ve istifadesine sunulmadığı gerçeği orta yerde duruyor iken, dördüncü havalimanının inşaası ne umrumda ola ki ?

Keza bulunduğu iddia edilen gazında çıkarılmasından depolanmasına, taşere edilmesinden bayiliklerine kadar fukaranın hiçbir tarafına entegre edilmediği bir rezervin ne kadar olduğu benim yada bir başkasının ne umrunda ?

Yeni ve bambaşka bir türedi zümre her şeyin olduğu gibi bulunduğu iddia edilen gazın her aşamasında musluğun ve pınarın başında olup aksırıncaya, tıksırıncaya ve çatlayıncaya kadar yiyeceği toplumun geniş kesimlerinin tamamen bildiği konular arasındadır.

Sevincimizi kursağımızda koyan şey, aynı gazın defalarca keşfine rağmen bir kez dahi istifademize sunulmamış olmasıyla birlikte, sunulsa dahi belli bir zümrenin istifade edeceği bir imkan olmanın dışına çıkmayacağı da bilindik konular arasındadır.

Meselenin böyle olması dolayısıyla toplum karpuz gibi tam orta yerinden ayrışmakta ve aralarındaki ülfet duyguları paramparça olmaktadır.

Kuzeydoğusundan başlayıp Güneybatısına kadar her tarafı petrol ve doğalgaz fışkıran bir ülkenin kendi sınırları içerisinde doğalgaz ve petrol bulunduğunu ifade etmesi, müjde kabilinden sunulacak son şey dahi değildir.

Böyle bir coğrafyanın muhtelif yerlerinde kaliteli ve büyük rezervleri barındıran gaz ve petrolün varlığını iddia etmek bilgi, eğitim ve zeka gerektiren konular arasında bile değildir. Varlığından zerre kadar şüphe etmediğimiz gaz ve petrolün bu necip millettin istifadesine sunacak içtenlik, samimiyet ve dürüstlüğün yoksunluğudur ki bizleri yalan ve yanlışa dikkat çekmeye zorlamaktadır.

Üzülerek ama gerçekten üzülerek haykırıyorum ki kandırılıyoruz, aldatılıyoruz, algılarımızla oynanarak yarınlarımız ve geleceğimizi karartıyoruz.