SIFIRI TÜKETMİŞ ADAM !

Belki de en doğru tabir, sıfırı tüketmiş insan olmalıydı.

Kim mi sıfırı tüketmiş olan ?

İnsan, doğası ve de yaratılışı gereği son derece özgür ve özgün bir varlıktır. Bu anlam da devasa bir akla, sınırsız bir tecrübeye ve fıtrata sahip bir varlıktır. Öğrendiklerini, yaşadıklarını, şahit olduklarını analiz edebilecek, süzüp damıtarak harika saptamalar yapabilecek bir varlık...

Böylesi muhteşem silahlarla donatılmış olan bu varlık; nasıl oluyor da boynuna deriden bir kayış bağlanarak, çeşitli güçlerin emellerine koşulmuş bir köle haline dönüşebiliyor !?

İşte sıfırı tüketmiş varlık başlığımız da kendisini tam bu noktada konumlandırıyor. Yüreği buz tutmuş, hissiyatı dumura uğramış, hüviyet ve hürriyetini basit cisimlerin merhametine teslim etmiş olan insan, tükenmiş ve tüketilmiş değil midir !?

Gövdenin temizliğine inat her şeyini cömertçe kirletmiş olan bu varlık, el ve avucuna sıkıştırılmış cismin sarhoşluğu içerisinde debelenmeye devam ediyor.

Oysa insan anlamını, değerini, makbuliyet ve kutsaliyetini sahip olduğu iradesinden alıyordu. Bu devasa haslet ve özelliklerini epey arkasına atan insan, Cansız bir toprak, kımıltısız bir ağaç gibi kendisini ölüme terk etmiş halde.

Cesur bir manevra yapabilen, sahip olduğu cevherin farkında olabilen, yalancı baharın kendisine atacağı çelmenin farkında olabilen bir avuç insan...

Bu bir avuç kitlenin dışında, umut barındırmayan yığınlar, varlıklarını bir hiç pahasına peşkeş çekmeye devam etmekteler.

Hareketlenmek, vurulmuş prangalardan kurtulmak, meşin boyunduruklara itiraz etmek şöyle dursun, pembemsi köleliğin spartaküsü olmayı özümsemişler bile.

Kabuk ile öz arasında ki farkı umursamayan yığınlar, ruh ve vicdanı tırmalayan bir sersemlik halinin tam göbeğinde mesai harcamaktalar.

Yaşamsal ve düşünsel bir türbülans evresinde ki insan, solo dans ederken her şeye gözlerini kapatmış bir durumdadır. Kendisinden geçmiş, hedonizmin tek damlasını bile israf etmeme kararlılığındadır.

Bakışlarında ki yapmacık üzüntü ile vicdanına rüşvet verirken bile, tatminsizliği bir başka sıfırın işaret fişeğidir. Heybesine doldurduğu sıfırların dahi farkında olmadan tükettiği her şey, yarının pişmanlığı olacağını düşünmek bile istememektedir.

Özüne rabıta, kendisine intibak ve ittiba etmesi gereken insan, kendisine amansız kazık atmaya devam etmektedir. Akıntıya bırakmış kendisini. Çevresinde ki sanal şatafatın verdiği huzur (!) ile etrafını izlerken, bir gün son virajın olduğu gerçeğini de pas geçmektedir.

Kurtuluş

Kendisine kulak vermesi ve kendi derinliğine inmesi gereken insanın kaybedeceği tek saniyesi dahi yoktur. Başından çaldırdığı aklını bulması, sahiplenmesi ve işlerlik kazandırması gerekmektedir.

Hadi cüretkar bir başkaldırı kendine…