İki gün arayla ülkeyi yöneten ile yönetmeye talip olan ana muhalefet liderinin açıklamalarını izledim. Her ikisi de “Türkiye uçuyor” dedi. Sayın Cumhurbaşkanı ülkemizin büyüme ve gelişmişlik yönündeki mesafeyi dile getirerek “Türkiye uçuyor” derken...
İki gün arayla ülkeyi yöneten ile yönetmeye talip olan ana muhalefet liderinin açıklamalarını izledim. Her ikisi de 'Türkiye uçuyor' dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı ülkemizin büyüme ve gelişmişlik yönündeki mesafeyi dile getirerek 'Türkiye uçuyor' derken sayın ana muhalefet lideri 'Türkiye uçuruma uçuyor' diyerek ülkemizdeki ekonomik krize, işsizliğe dikkat çekti.
İnsan ister istemez merak ediyor; Türkiye nereye uçuyor?
İnanın merak ettiğim için soruyorum; çünkü, işin içinden çıkamıyorum. Hiçbir şekilde bir tarafın lehine ve aleyhine olsun diye bu yazıyı yazmıyorum. Böyle bir dert içinde değilim.
-Gerçekten nereye uçuyoruz?
Türkiye'nin birçok alanda geliştiğini kabul etmemek insafsızlık olur; ancak, gelişmişlik ölçeğinde uçup uçmadığımızı bilemem.
Nasıl olurda ülkeyi yöneten irade ile yönetmeye talip iradenin değerlendirmeleri arasında bu kadar uçurum olur, bunun ortası yok mu anlamak mümkün değil!
Siyasetçilere karışma onlar istediklerini konuşabilirler, diyebilirsiniz. Zaten karıştığımız yokta yine de söylenenlerin makul seviyelere yakın olması da gerekir.
Vatandaşı ne boş umutlara ne de umutsuzluğa sürüklemeyelim. İnsanlar gelecek planlamalarını yaparken ülkenin içinde bulunduğu durumu net olarak görebilsin ki ona göre hareket etsinler.
Ana muhalefet partisinin grup toplantısını izledim. Türkiye'de değil de başka bir ülkede yaşasam ülkenin ne büyük felaket içinde olduğunu düşünürdüm.
Elbette ki, ülkemizim bir takım sorunlarının olduğunu kabul ediyorum; ancak, bu kadarına da pes yani!
Bu ülke halkı ekonomik kriz yaşıyor bir lokma ekmeğe muhtaç, yapmayın Allah(cc) aşkına!
*Kriz yaşayan ülkede konut satışlarında patlama yaşanıyor hem de üç ay öncesine göre yüzde 50 fiyat artışıyla,
*Sıfır araba alabilmek için sıraya girmek gerekiyor, ikinci el araba fiyatları yüzde yüzün üzerinde arttı sıfır araba fiyatlarını geçti,
*Turizm beldeleri tıklım tıklım yer bulunamıyor,
*AVM'ler, çarşı pazar insan kaynıyor,
Arkadaş kriz yaşayan bu ülkede insanlar nasıl bu kadar para harcayabiliyor, bu paralar gökten mi yağıyor?
İnsanlar gırtlağa kadar borçlu, diyebilirsiniz. İyi de kardeşim bu borcun bir ödemesi yok mu? Var. Demek ki, para var ki ödeyebiliyorlar.
Şuna yüzde yüz katılıyorum; bir bunalım var, hem de çok var! Ancak, bu bunalım maddi olmaktan çok manevidir.
Çünkü, geliri, sosyal statüsü ne olursa olsun herkeste bir lüks sapkınlığı, doyumsuzluk, mutsuzluk birazda umutsuzluk var.
İçinde bulunulan nimetlere şükür?
İşte o yok!
Şükretmekten çok uzağız. Hep benim olsun hepsi benim olsun girdabında çırpınıp duruyoruz.
Herkes herkesi sahtekarlıkla, yalancılıkla suçluyor, hiç kimse kendisini sorgulamıyor. Herkes sütten çıkmış ak kaşık sanki!
Bütün samimiyetimle ayırt etmeksizin bütün siyasi aktörlere sesleniyorum! İnanın, bıkkınlık getirdiniz! Doğruda söyleseniz yanlışta söyleseniz ben de hiçbir etki yapmıyor!
Neden, beni yöneten ve yönetmeye talip olanlara karşı bende bir güvensizlik oluştu cevabını bulamıyorum, cevabınız varsa siz söyleyiniz!
Dünyanın malı mülkü, şanı şöhreti gelip geçiyor. Şu gelip geçici dünyanın gizemine kapılıp kendimize ve çevremize zarar verici söz ve davranışlardan kaçınalım.
Yaptığımız iyi veya kötü her şeyin hesabını Yüce Allah'a vereceğiz. Hesap kolay değil; hele hele yöneticilerin hesabı hiç kolay değil!
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, işsizlik gibi bir çok sorun zor veya kolay çözülebilir; ancak, yaşadığımız manevi bunalımın çözümü çok kolay değil!
Bugünden bu sorunun çözümü üzerinde herkes gücü ve bulunduğu konum nispetinde üzerine düşeni yapmalıdır.
Birlik ve beraberliğe dünden daha fazla bugün ihtiyacımızın olduğu şu günlerde milli ve manevi şuura çok çok ihtiyacımız var!
İnanarak ve feryat ederek söylüyorum! Nereye uçtuğumuzu bilmiyorum; ancak, imansızlık felaketiyle karşı karşıyayız ve cehenneme doğru yuvarlanıyoruz.
Aklınızı başınıza alın benden söylemesi!
