Bu aralar çok duymaya başladığımız bir terim bu. Transhümanizm/post-hümanizm! Birçoğumuz bilmiyor birçoğumuz da yanlış biliyor bu yeni terimi. Peki, nedir bu transhümanizm?

Bu aralar çok duymaya başladığımız bir terim bu. Transhümanizm/post-hümanizm! Birçoğumuz bilmiyor birçoğumuz da yanlış biliyor bu yeni terimi. Peki, nedir bu transhümanizm? Transhümanizm evrim teorisinin güncel hali mi?

Terimi bir felsefi kavram olarak niteleyen ilk kişi Julian Huxley'dir. 1957 yılında biyoloji alanında yaptığı araştırmaların akabinde farklı mecralarda yayımlandığı makalelerde transhümanizmden sıkça söz eder. Bu ismi veriyorum ve birazdan size kim olduğunu anlatacağım. Ama şimdi kısa kısa transhümanizm kendisini nasıl tanımlar ona bakalım.

Transhümanizm Nedir?

İnsanı şu anki halinden çok daha öteye taşıma fikriyle ortaya çıkmış ve çalışmalar yapmış felsefi bir akımdır. 1957 -1958 yıllarında ilk olarak tanındı. 90' lı yıllarda ise ufak ufak popülerleşti. 'Değiştirilebilir, dönüştürülebilir insan' mottosu, kavramı tanımlar nitelikte.

Transhümanizm'in Amacı?

  • Düşünsel, algısal, duygusal ve fizyolojik açıdan insanları değiştirmek.
  • Bilimsel argümanların ışığında teknolojik askerler oluşturmak.
  • Kablolara ve ekranlara bağlı kalan insanlık.
  • Android insanı ortaya çıkarmak. İnsan zihninin klonlanabilir olmasını sağlamak.
  • Düşüncelerin görülebilir ve aktarılabilir hale getirilmesi.
  • İnsanın fizik bedenin avatarlaştırılması ve sanal ile gerçeklik arasında oluşturulan bir dünya da insanı tek tipleştirmek. Ben buna 'The Sims' kanunu diyorum.

Daha özgürcü anlayışın pompalandığı bir çağda yaşıyoruz. Birçok kişi yapmakta özgür oldukları şeyleri yaparlarken de çok mutlu değiller. Transhümanizm buna kendince bir çözüm getiriyor. 'İnsan artık eski insan değil, o halde değişime hazır ol'.

Transhümanizm'in Kullandığı Sosyal Dinamikler/Materyaller

  • Başta LGBT ve ona bağlı olan alt oluşumları. Tabi ki sosyal medya ve dijital kablolar.
  • Üstün insanı ortaya çıkarmak için uyguladıkları sosyal deneyler.
  • Gençler.
  • Genetiği değiştirilmiş gıdalar.
  • Bazı ilaç ve aşılar.
  • Viral sarmalı, mobeseler ve bir takım eklemlenmiş kodlar.
  • Alıştırma propagandası ve klasik medya empozesi.
  • Dizi/film platformları ve içerikleri.
  • Dijital algoritmalar ve dayadıkları görseller.
  • Gerek global gerek yerli yazar ve senaristler. Hatta yönetmenler.
  • Örf, adet ve inanç.

Transhümanizm tüm bunları gerçekleştirmek istediği hayalin peşinde kullanıyor. Hatırlayın son üç yılda en çok hangi sözleri duyduk.

  • 'Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak'.
  • Şimdi yeni normallerin yaşanacağı bir çağdayız.'

Bu ifadeleri kullananlar komplo teorisyenleri falan değil. Bakanlar, başkanlar dünya liderleri falan…

Şimdilerde tüm dünya da hız kazanmış bir ekonomik kriz sarmalı var. Unutmayın! Kaos halk tarafından yapılmaz. Halklar kaoslara sürüklenir.

Neler oluyor?

Ülkeler stok yapıyor. Ticari hacmi daraltıyor ve parayı stokluyorlar. Paranın bir anlamı kalmadı imajı çiziliyor. Petrol rezervleri tükenmek üzere, dünya üzerindeki enerji hacmi insanlara yetmiyor. Enflasyon artıyor ve her şey ateş pahası. Tabi bu üretimsizlikle de ilgi anacak üretim de yapsanız enflasyona yenik düşüyorsunuz. Çünkü dünya devletleri para stokluyor. Dijital çağa geçiş için gerekli hamleler bunlar. Dijital para için mesela.

İnsanları gerçeklikten koparmak istiyorlar. Yaşanan olaylarla insanları rahat bırakmıyorlar.(Küresel salgın, küresel ekonomik kriz) Algısal terör ile bıkmış, yılmış insanlık için uğraşıyorlar. Daha sakin ve yorucu olmayan biraz dinginleşmiş yere hazırlık için. Sanal gerçekliğe mesela…

Transhümanizm tüm argümanlarını böylece kullanmaya devam ediyor. Kimileri farkında olmadan kimileri de farkında olarak küreselci olmuş vaziyette.

Hedefte genetiği ve zihniyeti değişmiş insanlık kurma hayali var.

Şimdi yazının başında verdiğim ismi konuşalım ve transhümanzim konusu derinlik kazansın. Bakalım attığım başlık ütopya mı değil mi?

Julian Huxley esasında bir biyolog ve insanın dönüştürülebileceği anlayışına aşık olmuş birisi. Çalışmalarını Darwin' den esinlenerek yapmış. Hatta onun için 'Darwin aşığı' birisi olarak söylenir. Darwin de insanın değiştirilebilir ve dönüşüme açık olduğu fikrini savunmuştur hatta ilk temsilcisi. Erkeklerin kadınlaşması bir ara form olabilir mi acaba? Duyudan yoksun robotik jargonla konuşan kızlar mesela?

Neyse adamımızı tanımaya devam edelim. Biyolog Huxley 'sağlam kafa sağlam vücutta bulunur' meselesini tersten anlamış bir arkadaşımız. Öjenik ideolojiye yakın olan Huxley engellik, hastalık ve ölümün insanı aciz gösterdiğine inanıyor. Bu yüzden de insanı 'üstün insan' a dönüştürmenin yollarını arıyor. Bunu gerçekleştirmek içinde acımasız deneylerden geri kalmıyor.

Düşüncede, duyguda ve bedende değişiklik şart diyor adam. Düşünceler ve duygular denetlenmeli amacını taşıyor Temsilcileri ise bugünlerde dijital gerçeklilikle aktarımı yapılabilmeli diyor. Kabus gibi birisi. Hitlerin üstün ırk yaratma hastalığına benzetiyorum durumunu.

Şimdi Huxley'in bu projesinin sosyal deneylerle ilerlediğini görebiliyoruz. Ayıklama sürecindeyiz. Zayıf olanlar, bu felsefeye karşı olanlar ya da mantıksız bulanlar ayıklanıyorlar. Bunu sosyal medya itibarsızlığı ile yaygınlaştırıyorlar.

Huxley ve onun takipçilerinin emellerini iyi anlamak lazım.

  • Dünya da yaşanabilir bir cennet
  • Kimliksizlik
  • Cinsiyetsizlik (politik ve resmi açıdan)
  • Tek iradeye aidiyetçilik
  • Tek milletçilik
  • Mankurtlaşmış gençlik (Düşüncesiz köle gençlik)
  • Orta çağ' da yaşanan kadın algısını canlandırmak
  • Bireycilik
  • Aile kavramının yok oluşu
  • Eş ve çocuk kavramının donuklaşması/bitmesi
  • İkili ilişkilerin sanal dünyaya aktarılması

Transhümanizm'in amacını ve hedeflerini anlamadan sosyal yaşamda cereyan eden nitelikli döngüleri anlayamayız.

Kısacası insan öznel bir varlıktır. Onu nesneye çevirmek istiyorlar. İnsan olacağız ancak olmayacağız. Trans –insanlık bir projedir. Hem de büyük bir proje. Bu sefer ideoloji ile gelmediler. Bu sefer sosyal yaşam tehdidi ile geldiler.