ÖNÜMDE duran kitap bu ismi taşıyor. Hacimli. Büyük ebat ve 280 sayfadan müteşekkil. Titiz bir çalışma. Yer yer fotoğraflara ve çizimlere yer verilmiş. Hazırlığın yıllar aldığı belli.

ÖNÜMDE duran kitap bu ismi taşıyor.

Hacimli.

Büyük ebat ve 280 sayfadan müteşekkil.

Titiz bir çalışma.

Yer yer fotoğraflara ve çizimlere yer verilmiş.

Hazırlığın yıllar aldığı belli.

ÖN KAPAKTA yer alan cümleler şunlar:

- Allah ile görüştüğünü söyleyen kutuplar.

- Melekût ve mülk alemlerini yöneten gavslar.

- Dünyanın dört yönünü idare eden 'evtad' veliler.

- Yedi iklimi idare eden 'ebdal' ve 'ahyar' veliler.

- Tarikatlara; Fars, Hind ve Budizm tesirleri.

- Tarikatlarda merak edilen her şey…

Kitabın arka kapağında yazarı Muzaffer Deligöz'ün kısa bir biyografisine yer verilmiş.

1940 yılında Kastamonu'da dünyaya gelen yazar İslamî camianın ilk gazete çıkartan ekibinden…

1963'te Ankara'da İHLAS Gazetesi İdare Müdürü.

1964'te İzmir'de ZÜLFİKAR ve UHUVVET Gazeteleri Yazı İşleri Müdürü.

Korgeneral Faruk Gürler hakkında kaleme aldığı yazılar sebebiyle 3,5 ay cezaevinde kalıyor ardından öğrenci olmasına rağmen askere sevk ediliyor.

1966'da İTTİHAD Gazetesi Ankara Büro Şefi.

1968'de İTTİHAD Gazetesi Yazı İşleri Müdürü.

1868'de Milli Türk Talebe Birliği'nin Basın Yayın Müdürü.

1971'de Diyanet Dergisi ve Gazetesini ilk yayınlayanlar arasında.

1973'te Milli Gazetenin Kurucu Genel Yayın Müdürü.

Liste böyle uzayıp gidiyor.

Anlaşılıyor ki, Muzaffer Deligöz bugünlere kolay gelmemiş.

HİSSÎ bir yanım var.

Muhabbeti severim.

Musikiyle ilgiliyim.

Büyüklere hürmet etmek üzere eğitilip büyütülmüşüz.

Kişisel yatkınlık olarak da tekkelere, dergahlara giden ve buralarda mutlu olabilen bir yapım var.

Tasavvuf ve tarikatlara dair bu sebeple lehte aleyhte okumalar yapmaya çalışan birisiyim.

Elime bu konuda en son geçen kitap Muzaffer Deligöz'ün Osmanlı'dan Bugüne TARİKATLAR oldu.

'SON Kürt Beyliği Cizre, Son Kürt Beyi Mir Bedirhan' adıyla hazırladığı diğer kitabının bir bölümü 'Kürtlerdeki Tarikatlar' konusuna ayırmış.

Üzerinde çalışırken önüne epeyce zengin bir malzeme çıkmış ve yazdıkça da genişlemiş. Bu durum çalışmayı müstakil bir kitap haline getirmeyi zaruri kılmış. Bu çalışma devam ederken tarikatlar meselesi Türkiye'nin gündemine oturmuş.

Sayın Deligöz şunları söylüyor:

'Tarikatların kuruluşunda ve yapısında; müritlerin, hatta üst tabaka şeyhler dışındaki şeyhlerin dahi bilmediğini sandığım birçok konunun olduğunu gördüm. Tarikat hakkındaki bilgilerin ve konuşulanların görünürde olduğu kadar olmadığını, tarikatların da ayrı bir 'Sahne Arkası' bulunduğunu fark ettim.'

MUZAFFER Deligöz çok dikkatli bir önsöz ile giriş yapıyor bu hassas konuya.

Bir tarafgir olarak bakmıyor tarikat gerçeğine.

Bu hususta yazılan kitaplar genellikle iki şeyle malûl olurlar.

Çalışmayı yapan yazar veya bilim adamı bir tarikat ehliyse vücuda getirdiği makale veya kitap tamamen övücü, yüceltici hatta yer yer kutsayıcı ve mutlaklaştırıcı olmaktan uzak kalamıyor. Yanlış gördüğü bazı tespitleri olsa bile bunları eleştiri mevzusu yapmıyor tevil edip meşrulaştırma yoluna gidiyor.

Bir diğer yaklaşım şekli var ki, o da tam tersidir. Muarız duygularla doludur. Mahkûm etmek için her fırsatı kullanır hatta anlamamazlığa gelerek vurdukça vurur.

İki yöntemde yanlıştır.

Hakkaniyetli değildir.

Ne tamamen batıl ve kötü olmak zorundadır ne de kutsanmak durumundadır.

Lazım gelen meseleye olgu bazında bakmaktır.

Söylemleri tarafsız bir gözle ve vicdan duruluğu ile değerlendirmektir.

DELİGÖZ kitabında tam da bu yaklaşımı benimsemiş.

Neredeyse hiç yorum yapmamış.

Kaynaklardan aldığı bilgi ve belgeleri tam bir gazeteci ve Müslüman duyarlılığı ile değerlendirmiş.

Okuyucuyu güdüleyerek ve belirli bir yoruma sıkıştırıp zorlamamış.

İlim haysiyetinin bir gereği olarak kararı ona bırakmış.

Bu açıdan kitap türünde yapılan lehte ve aleyhte yapılan arşiv tarama çalışmalarından farklılık arz ediyor.

Değeri de buradan geliyor bana kalırsa.

MUZAFFER Deligöz 'Tarikatçı değilim, tarikat toplantılarında da hiç katılmadım. Sadece, birçok tarikatçı ve şeyh dostum oldu' diyor.

Belki de başarısı yukarıda söylendiği gibi buradan kaynaklanıyor.

Kitaba çalışırken yazar basılmış ve basılmamış doktora tezlerinden yararlandığını belirtiyor.

Bu ise okuyucuya yeni bilgilerle karşılaşabilme ihtimalini güçlendiriyor.

KİTAP yirmi yedi ana bölüm başlığından oluşuyor.

Bunlar bile kitap hakkında önemli ipuçları veriyor.

İlk bölüm Tasavvuf ana başlığını taşıyor. Dinde ve felsefede tasavvuf, tasavvufun kaynağı ve tarihi, Hz. Peygamber sonrası, Bacıyan-ı Rûm, İsmailağa Cemaatinin tasavvuf anlayışı, diğer bir cemaatin tasavvuf anlayışı, İlk sufilerin tasavvuf tarifleri, Anadolu'da genel olarak tasavvufi hayat, 13-14.yy Anadolu'nun fikrî tasavvufi manzarası, Anadolu Selçukluları dönemindeki tasavvufi düşünce.

İKİNCİ bölüm tasavvufun bilgi kaynaklarına yer veriyor. İlham, keşf, sezgi, içgüdü gibi konular irdeleniyor. Üçüncü bölümde yaratılış ve ahlak konusu ayrıntılandırılıyor. Dördüncü bölümde tasavvufun önde giden büyüklerinin kısa hayat hikayeleri ve tasavvuf anlayışlarına bakılıyor.

Beşinci bölüm çok dikkat çekici yine.

Tasavvufta şiî-batınî etkilenmeler, felsefe, mistisizm, Budizm ve Mahayana mezhebi ve Şamanizm'in etkileri dikkatle ele alınmış.

Seyr-i sülûk, ricalü'l gayb, seyyidler, din görevlileri, mollalar, tarikatların örgütlenmesi ve silsile gibi konular işlendikten sonra beş bölümde Nakşibendilik ve rabıta konusu ayrıntılarıyla işleniyor.

Yirmi üçüncü bölümde rabıtaya olan itirazlar değerlendirildikten sonra Kadiri Tarikatı anlatılmaya başlanıyor.

Yirmi beşinci bölüm Osmanlı Döneminde Tarikatlar başlığını taşıyor ve önemli ayrıntılar veriyor.

Sürgüne gönderilen ve idam edilen şeyhler yirmi altıncı bölümün verdiği konular.

Son bölüm ise Bediüzzaman'ın tasavvufa bakışına ayrılmış.

KISACA özetlemeye çalıştığımız bu kitap artık kütüphanelerde, masalarda yerini almaya başladı.

Yazara emekleri için teşekkür etmeliyiz.

Kitaba ulaşmak isteyenler muzafferdeligö[email protected] e posta adresinden yazabilirler.

www.tarikatcilik.com sitesi de bu amaçla kullanılabilir.

Ama illa da sesli iletişime geçmeliyim şeklinde düşünüyorsanız 0537 6750454 nolu telefonu arayabilirsiniz.

Tekrar yazarı tebrik ediyor ve devamını beklemeye hakkımız olduğunu iletmek istiyorum.

Ya Selam!