Günümüzde özellikle Yahudi menşeli kaynaklar Mescid-i Aksa olarak kabul ettiğimiz yerin kaynaklarda belirtilen yer olmayacağına dair yoğun bir propaganda içerisindedirler.

MÜSLÜMANLARA GÖRE KUDÜS'TE KUTSAL YERLER VE MESCİD-İ AKSA

Günümüzde özellikle Yahudi menşeli kaynaklar Mescid-i Aksa olarak kabul ettiğimiz yerin kaynaklarda belirtilen yer olmayacağına dair yoğun bir propaganda içerisindedirler. Onların dayandıkları en önemli delil, tarihi rivayetler, şia kaynakları ve Mescid-i Aksa'nın semada olduğunu söyleyen şaz rivayetlerdir. Bu rivayetleri yukarda çürüttük. Şimdi gelelim, bugünkü Mescid-i Aksa'nın nasıl meydana geldiğine.

1.Mescid-i Aksa: 17 Dünya'da inşa edilen ikinci mesciddir. Peygamberimiz bunu bir hadisinde ifade etmiştir. İlk mescid ise mescidi haremdir. Fakat, kutsiyet yönünden üçüncüdür. İkincisi Mescidi Nebevidir.

Mescid-i Aksa, İnsanlığın ilk kıblesidir. Peygamberimiz buradan miraca çıkmıştır. Bugün Mescid-I Aksa'nın kapladığı alan 144 dönüm kadardır. Eski Kudüs surları içinde etrafı ikinci bir surla çevrilidir. Rivayete göre burayı ilk inşa eden Hz. Davud'tur. Bunu oğlu hz. Süleyman tamamlayabildi. M.Ö. 587 yılında Babil hükümdarı Nebukadnezar tarafından yıkıldı. M.Ö.538 yılında Yahudiler tarafından tekrar yapıldı. M.S. 70 yılında Titus tarafından yıkıldı. (Roma) Bu yıkımdan sonra geriye sadece batı duvarının bir parçası olan ve bugün Müslümanlarca 'Burak Duvarı', Yahudilerce de 'Ağlama Duvarı' olarak bilinen bölüm kaldı.

1099 yılında Haçlıların buraya girmeleri ile cami kiliseye çevrildi. Mescid-i Aksa'nın kubbe hizasındaki sahnı bıraktılar. Sağ ve soldaki bütün sahınları yıktılar ve mescidi bir haç şekline sokarak kiliseye çevirdiler ve uzun ince olan yapıyı sağdan soldan uzatarak Haç şeklini verdiler. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi burayı tekrar mescide çevirdi. Haçlıların yaptıklarına ekleme yaparak daha da büyüttü. Buraya muhteşem bir minber koydu. Buna 'künde kari' denir. Hiçbir şakilde çivi çakılmayan abanoz ağacından yapılmıştır. 11 (Aslında bu minberi Nureddin Zengi yaptırmıştı. Kudüs'ü aldığında Mescidi Aksa'ya koymayı düşünüyordu. Bu minber, 1969 yılında bir Yahudi'nin camiyi ateşe vermesi sonucu tamamen yandı.)

Müslümanlar Kudüs'ü Hz.Ömer zamanında 638 yılında fethettiler. Hz. Ömer (ra) bu şehrin kudsiyetine binaen bizzat teslim aldı. Mescid-i Aksa'ya girdi. Burayı temizleyip namaz kıldı.

Abdülmelik'in burada bir mescid yapmasının nedenini de tarihçiler şöyle anlatırlar: "Mir'atu'z-zaman" adlı eserin sahibi dedi ki: "Bu senede12 Abdülmelik b. Mervan, Kudüs'te Mescid-i Aksa'daki kayanın üzerine bina yaptırmaya ve Mescid-i Aksa'yı onarmaya başladı. Bu onarım işi hicretin yetmişüçüncü senesinde tamamlandı. Bunun sebebi de şu idi: Abdullah b. Zübeyr, Mekke'yi istila ettiği zaman Mina ve arefe günlerinde insanların Mekke'de ikamet ettiği günlerde hutbe irad ediyor, hutbesinde Abdülmelik'in aleyhinde konuşuyor ve Mervan oğullarının kötülüklerini anlatıyordu.

Abdullah b. Zübeyr, insanları kendisine bey'ata davet ediyor, çok fasih konuşuyordu. Şamılıların büyük çoğunluğu ona meylettiler. Abdülmelik, bunu duyunca insanları hacdan menetti. Hacca gitmelerine müsaade etmeyince insanlar ona kızdılar. Bundan sıkıntı duymaya başladılar. O da Mescid-i Aksa'daki kayanın üzerine kubbe yapmaya ve Aksa mescidini inşa etmeye başladı.

Abdülmelik, Beyt-i Makdis'i tamir etmek istediği zaman oraya bol miktarda para ve işçi gönderdi. Onarım işini de Reca b. Hayve ile Yezid b. Selam adındaki azatlısına tevdi etti. Memleketin çeşitli yerlerinden sanatkarları toplayıp Beyt-i Makdis'e gönderdi. Ayrıca bol miktarda da para gönderdi. Reca b. Hayve ile Yezid'e, bu iş için tereddütsüz olarak bol masraf yapmalarım emretti. Onlar da bu için büyük miktarda para harcadılar. Kubbeyi inşa ettiler, çok güzel bir yapı meydana geldi. Orayı renkli mermerlerle döşediler. Kubbenin üzerine de biri kış mevsimine mahsus olmak üzere kırmızı maden filizinden, diğeri de yaz mevsimine mahsus olmak üzere deriden iki örtü yaptılar. Kubbeyi çeşitli perdelerle çevrelediler. Oraya hizmetçiler tahsis ettiler, çeşitli kokular, misk-i amber ve safranları oraya saçtılar. Çok masraflar yapıyorlar, geceleyin kubbeyi ve mescidi buhurlarla tütsülüyorlardı. Altın ve gümüşten kandiller, altın ve gümüşten zincirler asarak orayı süslediler. Miskle kaplı, ay parçasını andıran dallarla süslediler. Mescidi ve kayanın üzerine yapılan kubbenin üstüne renkli sergiler serdiler. Buhurları tütsüledikleri zaman kokusu uzak mesafeden hissediliyordu. Orayı ziyaret eden bir kimse dönüp memleketine vardığında kendisinden günlerce misk, tütsü ve güzel kokular saçılıyordu ve onun Mescid-i Aksa'daki kayalığa gittiği ve Kudüs'ten geldiği anlaşılıyordu. Mescid-i Aksa'da çok sayıda hizmetçi ve kayyum vardı. O gün yeryüzünde ondan daha güzel bir bina ve kayalığın üzerindeki kubbeden daha göz alıcı bir kubbe yoktu. Öyleki insanlar, Ka'be'ye haccetmeye gitmeyip oraya gelmeye başladılar.

Kısaca diyeceğimiz şudur ki, Beyt-i Makdis'teki kayalığın üzerine yapılan kubbenin inşaatı tamamlandığında, yeryüzünde o kubbe kadar güzel ve göz alıcı başka bir kubbe yoktu. Oraya birçok taşlar, mücevherler ve mozaikler yerleştirdiler. Göz alıcı birçok şeyleri taktılar. Reca b. Hayve ile Yezid b. Selam, Mescid-i Aksa'mn tamiratını ve kayalığın üzerine yaptırdıkları kubbenin inşaatını en mükemmel bir şekilde tamamlamış oldukları halde yine de 600000 miskal (başka bir rivayete göre ise 300000 miskal) altın arttı. Bu durumu bir mektubla kendisine bidirdikerinde Abdülmelik, onlara: "Ben artan altınları size hibe ettim." diye cevabî bir mektup yazdı. Onlar da bu altınları kabul etmeyerek: "Eğer yapabilseydik mescidin tamiratına kendi zevcelerimizin ziynet eşyalarım da katardık." Diye mektub yazdılar. Bunun uzerme Abdülmelik, onlara: "Eğer kabul etmiyorsam* o altınları kubbenin ve kapılarının üzerine dökün." diye mektub yazdı. Herhangi bir kimse, kubbenin üzerindeki eski ve yeni altınların miktarını tahmin edemezdi.13

Mescid-i Aksa deyince; geniş anlamda Kubbetü's-Sahra, mezar, türbe, tekke, zaviye ve sebil gibi dini amaçla yapılmış yapılan içine alan yaklaşık 150 dönüm kadar bir arazi üzerine serpilmiş binalar topluluğu anlaşılır.

  1. Kubbettü's Sahra: Peygamber efendimizin Mîrac'a yükselirken üzerine bastığı ve üzerinde mübarek ayak izi bulunan Hacer-i muallakın üzerine yaptırdı. Bu caminin inşaatında Meryem Bazilikasında çıkan malzemeler de kullanılmıştır. 14

Sahra üzerinde yapılan kubbe demektir. Sahra ise kaya parçası anlamına gelir. İslam tarihinde sahra veya hacer-i muallaka (boşlukta duran taş) olarak bilinen mukaddes kaya rivayete göre insanlık tarihi kadar eskidir. Emevi halifesi Abdülmelik (65-86/685-705), Kubbesü's-Sahra'yı 691 yılında yaptırdı15. Muallak taşı, tam kubbenin altında bulunmaktadır. Altına merdivenle inilmektedir. Yahudi, Hristiyan ve Müslümanlarca sahra mukaddes kabul edilir. Sahranın yanında Peygamberimizin Mirac'a çıkarken Burak'a bindiği sırada oluşan ayak izi vardır. 16

Günümüzde Mescid-i Aksa denildiğinde Mescid-i Ömer (kubbetussahra) anlaşılsa da asıl Mescid-I Aksa onun hemen yanındaki eski bir yapı olan ve Beytülmakdis üzerinde inşa edilen yerdir.

  1. Miraç: Peygamberimiz, bu şehirde göğe çıkmıştır. İlgili ayet daha önce geçti.

Ayrıca kudüste bir çok sahabi mezarı da bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Selman-ı Farisi, Vasile binti Eska, Ebu Reyhane ve niceleri…17

SONUÇ OLARAK

Abdülmelik'in 691 yılında Kudüs'te yaptırmış olduğu bu mescid'e Kubbetussahra (Mescid-i Ömer) denilmiştir. Ardından 702 yılında da Beytülmakdis'in olduğu yerde Mescdi-i Aksa'yı inşa etmiştir. Bu yapılar topluluğu İslam tarihin ilk anıtsal yapısı gözü ile bakılan bu eser, hacerul muallaka taşı üzerinde inşa edilmiştir.

Abdülmelik, burayı yapınca insanları buraya cezp etmek için Kur'an'da geçen Mescid-i Aksa ismini buraya vermiştir. Böylece Beytülmakdis mabedi, Müslümanların aşina oldukları Mescid-i Aksa haline gelmiştir.

İşte insanların anlamadığı burasıdır. Resulullah zamanında Mescid-i Aksa yoktu sonradan yapıldı diye itiraz edenler bu ayrımı görmemektedirler. Resulullah zamanında Beytülmakdis vardı ve Resulullah yukarda geçen hadislerde belirttiği gibi oraya gitti. Kur'anda geçen Mescid-i Aksa ifadesi bu isimle anılan bir mescid-i ifade etmek yerine mescid-i hareme en uzak secde edilen yeri ifade etmektedir. Hareme en uzak kutsal ve secde edilen yerde Beyütlmakdis'dir.

Bu konuda saldırıda bulunanlar Mescid-i Aksa'nın Abdülmelik tarafından Hicaz'da halifeliğini ilan eden Abdullah b. Zübey'den dolayı yaptığını söyleseler de bu sadece Müslümanlarca, ayet ve hadislerde kutsal kabule edilen bir mekana cami yapılmasından ibarettir. Camiyi burada yaptığı için değil, zaten kutsal bir yerde cami yapmıştır.

Müslümanların bu tür Yahudi saldırılarına karşı uyanık olmaları gerekir. Onlar, Mescid-i Aksa'yı Müslümanların gözünde itibarsızlaştırmak için İslami kaynakları ve hatta Müslümanları bile kullanmaktadırlar. Olayın özü budur.

11 Paksu, a.g.e

12 Hicri 66. Yılı

13 İbn Kesîr, El Bıdaye Ve'n-Nihaye, Çağrı Yayınları: 8/445-450.

14 İbn Kesîr, El Bıdaye Ve'n-Nihaye, Çağrı Yayınları: 8/445-450.

15 Kubbetüssahra'da kullanılan mozaikler, hem Bizans ve hem de Sasani etkisi taşırlar. Bunlar, belki de Suriyeli mozaikçiler tarafından yapılmıştır. Çünkü islam öncesi dönemde Suriye de meşhur bir sanat ve mimari okulu bulunuyordu.

16 Paksu, a.g.e

17 Paksu, a.g.e