Dünyanın bugün yaşadıklarının ileriye dönük derin tesirleri olacaktır. Önümüzdeki yıllarda siyasi, içtimai, iktisadi, fikri ve ruhi krizler ve kaoslar yaşayacak olan dünya, sonraki yıllarda büyük değişikliklere tanıklık edecektir...

Dünyanın bugün yaşadıklarının ileriye dönük derin tesirleri olacaktır. Önümüzdeki yıllarda siyasi, içtimai, iktisadi, fikri ve ruhi krizler ve kaoslar yaşayacak olan dünya, sonraki yıllarda büyük değişikliklere tanıklık edecektir. İnsanlık korona krizini atlacaktır ancak koronanın bırakacağı izler öyle kolay bitmeyecektir. Küçücük görünmeyen bir virüs insanlığa, bu kadar gelişmişliğine rağmen aciz olduğunu gösterdi. İnsanlık bir yanda teknoloji çağına girerken, diğer yanda biyolojinin güçlü dönüşüne de şahitlik ediyor.

Korona salgınının dünya çapında oluşturduğu kaotik durum, virüsün doğum yeri olan Çin başta olmak üzere, Şark'ta, nispeten kontrol altına alınırken, çoğu Avrupa ülkesi ve ABD dahil Batı, panik içinde bocalıyor. Vaka sayısı ve ölüm oranı bakımından Batılı ülkeler adeta birbirleriyle yarışıyor ve her gün yeni rekorlar kırıyor. ABD ve AB'de sağlık sistemlerinin çöktüğü, ekonomilerinin ciddi darbe yediği görülüyor.

İtalya, Yunanistan, İspanya ve Fransa'ya yeterli desteği sağlayamayan Avrupa Birliği, Avrupalılar için bir şok oldu. İtalya'da AB bayrağı yakıldı, Fransa'da ise AB bayrağı indirildi. Buna karşılık, kısa zamanda kendini toparlayan Çin, Avrupa ülkelerine hemen yardım eli uzattı. Türkiye de bir yanda Korona ile mücadelesine başarılı bir şekilde sürdürken, diğer taraftan AB ülkelerine yardımda bulunuyor. Putin ise Trumpla görüşmesi sonrası, Rusya ABD'ye sağlık yardımında bulunacağını açıkladı.

İşte bu gelişmeler 'Korona sonrası dönem'in ilk aşamasında dünyanın geçirdiği büyük değişikliğin emarelerini vermeye başladı. Şimdiden birçok uzman dünya genelinde Korona sonrasında ABD'nin zayıflayacağı, AB'nin tamamen dağılacağı, Rusya ve Çin'in büyük ekonomik kriz yaşayacağını ve bunun da 'Yeni Dünya Düzeni'nin nasıl şekilleneceğini gösterdiğini belirtiyor.

Halihazırda yaşadığımız jeo-politik çalkantıların uluslararası ilişkilerden büyük değişimler meydana getireceği aşikar. Avrupa'da son yıllarda artan ırkçılık ile birlikte fakirliğin de artması ile ciddi sorunların ortaya çıkacağı görülüyor. Sağlık alanındaki bu sorunlar beraberinde ekonomik ve ardından kültürel sorunları doğuracak. Bu da dünya genelinde yeni bir siyasetin, sosyolojinin ve felsefenin doğacağını gösteriyor.

Koronayla birlikte tüm dünyada insanlık içine kapandı. Herkes evinde gelişmeleri takip ediyor. Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Latin Amerika'ya tüm mabedler kapalı. Dünyanın her yerine hareket eden insan evine kapandı ve o küçük dünyasından koca dünyadaki gelişmeleri korku içinde anlık olarak takip ediyor. Elbetteki bu sağlık krizi ve ekonomik çöküntü sonrası dünyanın en çok konuşacağı şeylerin başında psikolojik sorunların yanı sıra insanlığın yeniden yüzleştiği varoluş amacı olacaktır.

Hasıl-ı kelam, bütün bu olup bitenlerden sonra umarım Şark toplulukları ve devletleri 'Yeni Dünya Düzeni'nin oluşum evresine girdiği bu dönemlerde bayraktarlığı ele geçirmek için ellerinden gelen tüm gayreti ifa ederler. Bunun için öncelikle güçlü bir siyaset, güçlü bir sosyoloji ve güçlü bir felsefe ortaya konulması gerekiyor. Şark siyasileri ve aydınlarına bu anlamda çok büyük görevler düşüyor. Sağcı, solcu, İslamcı, laikçi ve milliyetçi tartışmalarına girmeden yeni dünyanın nüvelerini ortaya koymalılar. Fakat BAE, Suud, Bahreyn ve Mısır'ın yaptıklarını görünce insan, şark toplumları adına umutlarını yitirmiyor değil. Sanki çöken Batı, Şark toplumları uyanmasın diye bu coğrafyaya bombalar yağdırsınlar diye onları görevlendirdi. Ancak tarih şahit ki, süper güçler çökerken onları kurtarmaya çalışan piyonlar, hep enkazın altına ilk olarak girenlerdir.