Ömer Rıza Doğrul, 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış ünlü Türk siyasetçi, düşünür ve yazarıdır. 1893 yılında Kahire’de doğan Doğrul, 1952’de İstanbul’da vefat etmiştir.

Ömer Rıza Doğrul, 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış ünlü Türk siyasetçi, düşünür ve yazarıdır. 1893 yılında Kahire'de doğan Doğrul, 1952'de İstanbul'da vefat etmiştir. Mısır'ın ünlü El-Ezher Üniversitesi mezunu olan Doğrul, yakın dostu olan Türkiye'nin milli şairlerinden Mehmet Akif Ersoy'un kızı Cemile hanım ile evlenmiştir. Çok iyi derecede Arapça ve İngilizce bilen Doğrul, iki dilden de birçok kitabı Türkçe'ye kazandırmış, kendi kaleme aldığı romanlar ve fikir kitapları da bir dönem Türkiye'de geniş yankı uyandırmıştır.

Mısır'da gazeteciliğe başlayan Doğrul, Kahire'de yayımlanan 'es-Siyase' ve 'eş-Şa'b' gazetelerinde edebi ve siyasi makaleler yayınlamıştır. 1915 yılında ailesiyle İstanbul'a dönen Doğrul, burada gazeteciliğe devam etmiş, 'Sebilürreşad', 'Tasvir-i Efkar', 'Tevhid-i Efkar' ve 'Cumhuriyet' gazetelerinde Arap alemi ve Müslüman dünyası üzerine makaleler kaleme almıştır. Daha sonra kendi çıkardığı haftalık 'Selamet Mecmuası'nda dini, fikri ve siyasi makaleler yazmış ve tercüme etmiştir. Ömer Rıza, 1950 yılında Demokrat Parti'den milletvekili de olmuştur.

Ömer Rıza, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında etkin bir rol oynamış, İslami ilimler, tarih, edebiyat ve felsefe alanlarında eğitim görmüş, bu alanlarda çeşitli eserler yazmıştır. Doğrul'un en belirgin özelliklerinden biri, dini konuları modern bir bakış açısıyla ele alması ve bu konuları çağdaş olaylarla ilişkilendirmesidir. Özellikle İslam dünyasındaki sosyo-politik meselelere dair görüşleri, döneminde ve sonrasında birçok kişi tarafından değerlendirilmiştir. Doğrul, Arap dünyasından birçok siyasetçi ve yazar ile yakın dostluklar kurmuştur.

Bu bağlamda, Filistin meselesi gibi konularda da kendi perspektiflerini ve çözüm önerilerini sunmuştur. Filistin'deki gelişmeleri yakından takip eden Ömer Rıza'nın bazı makaleleri 'İsrail: Tedhiş, İstila ve Harp Kaynağı' adıyla yayımlanmıştır. Doğrul, makalelerinde Siyonizmi şöyle tanımlar: 'Siyonist belası, bir ehl-i salip hareketidir. Yani Avrupa ve Amerika'daki Hristiyan mütaassıplar, Müslümanların başına yeni bir ehl-i salip açmayı düşünmüşler, bir taşla iki kuş vurmak yolunu bulmuşlar, hem başlarından atmak istedikleri Siyonistleri Filistin'e yollamışlar, hem de bunları Müslümanlara karşı müsallat etmişler, böylece hem Siyonistleri, hem Müslümanları ezmek ve sonunda Mukaddes Arza hakim olmak istemişlerdir. Emperyalizmin emrindeki Siyonistler de Yahudileri batının ucuz askeri haline getirmişlerdir.'

'Türkler, asırlarca Filistini her istilaya karşı müdafaa etmiş bir millettir. Filistin ve Filistin'deki mukaddes makamlar, biz Türklerce daima hürmet ve takdis ile karşılanmıştır. Biz Türkler, Filistini olduğu gibi Arap kardeşlerimize devrettik. Araya İngilizler girdiyse, onları biz sokmadık. Çünkü Ingilizler Mısır'dan ve Hicaz'dan geldiler de Filistine girdiler. Sonra İngilizler, Siyonistlere bir millî yurt va'dettilerse ona da biz amil olmadık' diye Ömer Rıza Doğrul sözlerine şunu ekler; 'Türk milletinin Arap milletine karşı en samimi kardeşlik hisleriyle bağlı olduğunu takdir ederek Birleşmiş Milletler toplantılarında Arap davasını desteklemiş, daha sonra da dünya milletleri İsrail devletini tanımak için koşuştukları halde son dakikayı beklemiş ve ancak Arap milletleri mütareke yapmaya ve bu suretle zımnen veya sarahaten İsraili tanıdıktan sonra, bu devleti tanımaya karar vermiştir.' Doğrul, 'Ortadoğu'nun istikrar ve istikbalini tehdit eden, tedhiş (terör), istila ve harbi kaynağı olarak kabul eden Siyonistliği, Türk milletinin dış politikası tamamen reddeder' demektedir.

Arapların emperyalistlere ve siyonistlere karşı kahramanca savaştıklarına değinen Doğrul, Filistin'in kaybedilişinin asıl sebebinin Arap liderler arasında siyasi bir birliğin olmayışından kaynaklandığını belirtir. Arap liderleri arasındaki ayrılıkların Arap Birliği'ni de zayıf bırakacağını ifade eden Ömer Rıza, Filistin davası tamamen bittiğinde tek tek diğer Arap ülkelerinin hedef olacağını kaydeder. Doğrul, Arap liderlerin emperyalistlerin ve Siyonistlerin kendilerini zaafa mahkum eden entrikalardan ve propagandalarından uzaklaşmalarını önerir. Filistin meselesini görmezden gelerek istikrarı hedefleyen Arap liderlerin hayal içinde yaşadığını ifade eden Doğrul, 'Arap aleminin en asaslı meselesi, bir an evvel kuvvetlenmektir' der. İngiltere, Rusya ve ABD arasında efendi değiştirmenin kendilerine bir şey katmadığını belirten Doğrul, Arap milletlerinin kuvvetli olmadıkça Arap Birliği'nin kuru ve yalancı bir gösterişten öte bir mana ifade etmeyeceğini söyler.

Hasıl-ı Kelam, Ömer Rıza Doğrul'un geçen yüzyıldaki önerileri halen geçerliliğini korumaya devam etmektedir. Doğrul, Türkiye dahil Müslüman ülkelerin Arap ülkeleri bir olmadıkça Filistin için bir şey yapmalarının ciddi bir çözüm getirmeyeceğini kaydeder. Arap kardeşlerimize düşen vazife, Filistin davası gibi büyük bir dava karşısında bir olduklarını göstermek olduğunu belirten Doğrul, ancak Arap liderlerini bir olacakları yerine birbirlerine düştüklerini, türlü türlü hırslara kapıldıklarını ve işlerini bozduklarını not düşer. Filistin'i desteklemez isek bölgeye huzur ve istikrarın gelmeyeceğini belirten Doğrul, yazılarında defalarca Arapların cesur ve savaşçı bir halk olduğunu ancak emperyalist ve siyonist propaganda ve entrikalarına karşı da uyanık olmaya davet eder.