Yüzyıldır bu coğrafyada dünyaya gözünü açan herkes “Siyonist/İsrail Sorunu” ile yüz yüze kalıyor. Geçen yüzyılın emperyalist devletleri, İsrail devletini bu topraklarda zorla inşa ettiklerinde, hedefleri bu coğrafya istikrarı bulmasın hep kaos ve bunalım için debelenip dursundu. Bugün de ABD’nin ucuz askeri piyonluğunu yapan Yahudiler, hem emperyalist ABD hem de Siyonizm’in kucağında bölgeyi kan gölüne çeviriyor.

Yüzyıldır bu coğrafyada dünyaya gözünü açan herkes 'Siyonist/İsrail Sorunu' ile yüz yüze kalıyor.Geçen yüzyılın emperyalist devletleri, İsrail devletini bu topraklarda zorla inşa ettiklerinde, hedefleri bu coğrafya istikrarı bulmasın hep kaos ve bunalım için debelenip dursundu. Bugün de ABD'nin ucuz askeri piyonluğunu yapan Yahudiler, hem emperyalist ABD hem de Siyonizm'in kucağında bölgeyi kan gölüne çeviriyor. Gazze'de büyük bir insanlık dramı yaşanırken aynı zamanda dünya halkları da batının iki yüzlü siyasetini, hukukunu ve kurumlarını çok bariz bir şekilde görüyordu.

Filistin meselesi çözülmedikçe Ortadoğu'da yani Arap aleminde barış ve istikrar sağlanamayacağı; Ortadoğu'da barış ve istikrar sağlanmadıkça da dünyanın huzura kavuşamayacağı artık anlaşılmış olmalıdır. Siyonizm ve emperyalizm Ortadoğu'daki ülkeleri birbirine kırdırarak veya düşman ederek bugüne kadar ayakta durdu. Siyonizm ile yapılacak her uzlaşma veya yakınlaşma hiçbir zaman sorunu çözmeyecek bilakis bir ülkenin uzlaşması bütün şahdamarlarına kadar siyonizmin içerisine nüfuzunu doğuracaktır. Dünyaca tanınan Filistinli ünlü düşünür Edward Said, 'Oryantalizm' adlı kitabında, Oryantalizm ve Siyonizm'in Doğu halklarını emperyalizmin ermine amade kılmak için varolduklarını kaydediyordu.

Türkiye'nin eski Başbakanlarından Bülent Ecevit, 1979'da kaleme aldığı bir makalede şöyle diyordu: 'Bu coğrafyada siyasetle ya da uluslararası ilişkilerle ilgilenen herkesin ve sorumluluk taşıyan her devlet adamıyla politikacının, aydının, akademisyenin ve ferdin Filistin konusunda bilgisi olması gerekir. Filistin'in yüzyıldır maruz kaldığı sorunları görmez ve bilmeziseniz, bölgede istikrarın nasıl olması gerektiğini anlayamazsınız. 'Gazze'de son haftalarda gördüğümüz vahşet bize birkez daha Ortadoğu'daki devletlerin ve halkların bu sorunu kökten çözmek için birleşmesi ve ortak hareket etmesi gerektiğini gösterdi. Onun için bölge ülkeleri kendi aralarındaki bütün sorunları bir yana bırakıp derhal şu konularda acil adımlar atmalıdır:

Birinci olarak, BM'de Filistin lehine oy kullanan 122 ülke Filistin devletinin derhal kurulması için adımlar atmalıdır. Bu iş ötelenmeden bu yıl içinde coğrafyamızda bir Filistin devletinin kurulmalısını sağlamalıdır. Sınırları belli bir Filistin ve İsrail devleti, BM tarafından ilan edilmelidir. İsrail'in ordusu ve silahları var ise Filistin'in de ordusu ve silahları olmalıdır. Devletler, ordusuz ve silahsız bir Filistin devleti hilesine sakın kapılmamalı.75 yıldır yaşananlar herkese ders olarak yeter.

İkinci olarak, işgalci İsrailli devlet yetkililerinin derhal Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması için uluslararası kurumlar nezdinde çalışmalar başlatılmalıdır. İsrail'in bir an önce "savaş suçlusu" ilan edilmesi için tüm ilgili tarafların girişimde bulunması elzem ötesi bir hale gelmiştir. Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçunun faillerini yargılamakla yetkili. Sivilleri, hastaneleri, okulları, ambulansları, yaşlıları, bebekleri ve kimyasal silah kullanan Siyonist İsrail artık yargılanmalı.

Üçüncü olarak, Filistin'de artık güçlü bir liderlik kurulma zamanı çoktan geldi. Bütün Filistinli grupların bir araya gelip yeni bir siyasi üst çatı kurması için Arap ve Müslüman ülkeler ciddi manada destek olmalıdır. Filistinli gruplar da ideolojik tartışmaları bir yana bırakıp Filistin devleti ve Filistin halkının geleceği için çaba sarfetmelidir. Güçlü bir Filistin devletinin ordusu kuruluncaya dek de Filistinli gruplar, işgale karşı direnişlerini sürdürmelidir. Yeni kurulacak cesur siyasi liderlik, güçlü bir devlet ve güçlü bir ordu olmadan asla emperyalistlere taviz vermemelidir.

Dördüncü olarak da, dünya halklarının vicdanı tarihte ilk kez bu kadar büyük bir çoğunlukta Filistin halkının yanında yer aldı. Avrupa halkları, emperyalist yöneticilerinden ayrı olduğunu gösterdi.Dünyanın bir çok yerinden belirli Yahudi gruplar da Siyonizm ve Emperyalizme karşı tavır takındı. Müslüman ülkelerin siyasi yöneticileri ve aydınlarına düşen görev artık bu uyanan dünya halklarına yön vermek de olmalıdır. Batıda bu halklara öncülük edecek siyasileri desteklemeli, siyonizm ve emperyalizm karşı aydın ve entelektüleller ile ortak yeni yol haritaları belirlenmelidir.

Hasıl-I kelam, İslam dünyası yeni bir Ahzab savaşı ile karşı karşıya. Dünyanın süper güçleri, ABD, AB ve İsrail 17 yıldır karadan, havadan ve denizden abluka altında olan yüzde 60'ı kadın ve çocuktan oluşan 2 milyon insana karşı bir savaş ilan etti. Taliban Afganistan'da nasıl ki, ABD'ye ders verdi ise, bugün Filistinliler de Gazze'de hem siyonizme hem de emperyalizme büyük ders veriyor. Filistinli çocuklar, kral çıplak dedi. Dünya halkları, hakikati gördü. Bölge ve dünya yeni bir değişimin eşiğinde. Dünya yeni bir devrime uyanıyor.