Küstürülmüş Beyinler Ülkesi

Üniversite üçüncü sınıfta idim. Birinci sınıfı bizimle beraber okuyup sonra Avusturya’ya gidip üniversiteye orada devam eden bir arkadaş okula uğramıştı. Orada bir yılı geride bırakmıştı. Bir ara Türkiye ve Avusturya’daki eğitimi karşılaştırmasını istedim. Bana “kusura bakma, karşılaştıramam” dedi.

Bu cümle bende kalmış… Orada saatlerce konuşsaydı bu cümle kadar dokunmazdı. Yani öyle batı hayranı filan değil. Batı’nın modasından, müziğinden dolayı karşılaştıramam demiyor. Gördüğünü, yaşadığını ve hissettiğini söylüyor. Israrlarıma dayanamayınca kütüphane örneğini verdi. “Bizim fakültemizi görüyor musun? dedi. Orada işte bu fakülteden daha büyük bir kütüphanemiz var ve sürekli açık”.

Mesele kişisel değil. Keşke kişisel olsa. Keşke arkadaşım yanılıyor olsa! Farklı yıllarda yapılan pek çok araştırma da eğitim seviyemizi teyit ediyor. Mesela Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı “Eğitim Kalitesi 2018” raporuna göre, Türkiye 137 ülke arasında 99. oldu.

Şimdi bu ülkenin tüm vatandaşları bu konuyu enine boyuna düşünmeli. Biz ne yaptık! Seviye hangi ara bu kadar düştü? Ülkelerin silahlı güçlerini derecelendiren çoğu kuruluşa göre Türk Ordusu ilk 10’da. Ülkelerin ekonomik büyüklüğünü inceleyen çoğu kuruluşa göre ekonomik olarak ilk 20’nin içindeyiz. Fakat öyle görünüyor ki bu askeri ve ekonomik gücü arttıracak ve koruyacak nesli yetiştiremiyoruz. Yetiştirdiğimizi de küstürüyoruz ve yurtdışına kaçırıyoruz.

Sanayi ve teknoloji bakanlığı bu işin farkında. Bakan Mustafa Varank, tersine beyin göçünü hızlandırmak amacıyla TÜBİTAK bünyesinde sürdürülen “Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı”nı, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı”na dönüştürdüklerini açıkladı. Geri dönenler aylık 20-24 bin TL’ye varan burs ve benzeri imkanlardan yararlanacak.

Bu çok olumlu bir adım. Neden olumlu? Çünkü gelişen ülkeler sadece kendi beyinlerini kullanarak gelişmiyorlar. Bizim en zeki insanlarımızı benzeri cazip imkanlarla kendi ülkelerinde çalıştırarak ilerliyorlar. Dolayısıyla Türkiye’yi bu programlarla yerli ve yabancı bilim adamları için cazibe merkezi haline getirmeliyiz.

Öte yandan para iyi bir adım olsa da yetersiz. Çünkü bilim adamlarının kafası gerçekten farklı çalışıyor. Paraya önem vereni de var. İstediği alanda çalışma imkânı bulunca karın tokluğuna çalışanı da…

Bu yüzden para ile her işi çözebileceğimizi sanmayalım. Zira bilim adamı huzur, güven, istikrar, adalet, liyakat, teşvik, takım yani bilim üretebileceği bir ekosistem ister. Türkiye bir Facebook ve üretemiyorsa bunun tek nedeni yoktur. Belki 50 nedeni vardır. O elli nedenden en önemlisi de paradır. Ama diğer 49 şart yerine getirilmezse o markanın yerlisi üretilemez.

Tüm şartları iyileştirmeliyiz. Bunu yaparsak küsüp gidenleri geri getirebiliriz. Belki fazlası bile gelir.