Platon bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce Devlet isimli eserinde ideal bir devletin nasıl olması ve kimler tarafından yönetilmesi gerektiğini yazdığı gibi bu devleti yönetecek kişilerin hangi eğitim aşamalarından geçerek eğitileceklerini de açıklıyor.Buna göre bütün aşamalar geçildiğinde eğitilen kişiler hakikati bulur.

Platon bundan yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce Devlet isimli eserinde ideal bir devletin nasıl olması ve kimler tarafından yönetilmesi gerektiğini yazdığı gibi bu devleti yönetecek kişilerin hangi eğitim aşamalarından geçerek eğitileceklerini de açıklıyor.Buna göre bütün aşamalar geçildiğinde eğitilen kişiler hakikati bulur.

Peki neydi bu hakikat? Dünyada sadece iyi insanların mutlu olabilecekleri. İnsanların öleceklerini bilip bilgece yaşamaları. Ölümden sonra yaptıklarından hesap verecek olmaları. Ahiret inancı. Ahirette iyilerin ödül kötülerin ceza alacak olmaları… Platon eğitim vehakikat kavramları ile dünya ve ahiret mutluluğu arasında sıkı bir bağ kurmuştur.

Yunus Emre'de de böyle bir bağ vardır. Ona göre ilk aşama şeriat son aşama ise hakikattir.Hakikati bulan mutlu olur. Onun gündüzü bayram gecesi kadirdir.Hakikat bu anlamdagerçek müminin aynasıdır. Gazali ve Yusuf Has Hacip de eğitimin amacının insanı hem dünyada hem de ahirette mutlu etmek olması gerektiğini söylemişlerdir.

Günümüze gelelim. Günümüzde bir kopuş yaşandığı açık. Bu kopuş sadece bizde değil bütün dünyada yaşandı ya da yaşanır gibi oldu. Eğitim, hakikat ve ahiret bağlantısını bilerek veya bilmeden kopardık. Bu durum da eğitimi iddiasız ve temelsiz yapıyor. Ahireti hiçe sayan dünya mutluluğunu ise yarım yamalak sağlayabilen bir eğitimle karşı karşıyayız.

Eğitimin amaçları noktasında daha kapsamlı ve derinlikli düşünmeliyiz.Üç amaç belirlenmelidir. Bu amaçlar bilgi, beceri ve ahlaktır.Eğitimin; hakikati ve dünya ve ahiret mutluluğunukazandırma hedefi mutlaka olmalıdır. Bu olmazsa saygınlığını yitirir. Hakikatle bağlantısını kesmiş bir sistemin adı eğitim değil zorbalıktır.

Türkiye'yi kaliteli bir eğitim sistemine ulaştıracakkestirme bir yoldan bahsetmek gerçekten zor. Bir kestirme yol varsa o da öğretmenlere yatırım yapılmasından geçmektedir.Millî Eğitim Bakanlığı'nın yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenleri teşvik etmesi elbette olumlu bir adımdır. Fakat yeterli değildir.

Eğitim fakülteleri desteklenmelidir. İstekli ve başarılı öğrenciler öğretmenliğe yönlendirilmelidir. Sadece bilgili değil aynı zamanda becerikli ve ahlaklı öğretmenler yetiştirmeye öncelik verilmelidir. Öğretmenlerin otorite ve saygınlıkları sağlamlaştırılmalı ve öğrenciler tarafından rol model olarak kabul edilmeleri için tüm tedbirler alınmalıdır.