Ulu Yaratan, "Gal-ü Bela" da bizden akit aldı.

Ulu Yaratan, "Gal-ü Bela" da bizden akit aldı.

-Ben Rabbiniz miyim? Dedi.
Mümin, münafık ve kafir bütün insanlar, ruhlar, "Evet" dedik.
Bu bir anlaşmadır, verilen sözdür.
Yani şu demektir; Biz diyoruz ki,
Sana kulluk edeceğiz.
Yasaklarından sakınacağız. Emirlerini tutacağız.
Daima, iyinin, doğrunun, güzelin,
Hak ve adaletin yanında olacağız.
Sen çok acıyansın, merhametlisin,
Bizi doğru yola İletensin.
Senin gönderdiğin elçilere uyacağız.
***
Peygamberler o kadar haktır ve gerçektir ki,
Onlar özel yaratılmış,
Daha zeki, daha doğru, daha cesurdurlar.
Verilen emaneti, tebliği, insanlara ulaştırırlar.
Hatemül enbiya, çok özel yaratılmış,
Eşsiz insan, Hz Muhammed Mustafa(Ona selam olsun),
Zor zamanda geldi.
İnsanların dünyada ve ukbada (ahrette),
Mutlu olmaları için,
Kuranı özel hayatında yaşadı.
O toplumu, en ince noktasına kadar tanzim etti.
Toplumu tanzim etmek, devleti tanzim etmektir.
O devlet kurdu.
Devletin nasıl ve nice olacağını gösterdi.
***
Ona inananlar, canları pahasına onu örnek aldılar.
Onlar ne büyük insanlardı ki,
O eşsiz elçinin, son nebinin sözlerini, yaptıklarını,
Harfi, harfine gelecek nesillee aktardılar.
Ona ve Allah yoluna inanan,
Nice komutanlar, liderler,
Şahlar, padişahlar, o sahabelerin,
O doğru insanların.
Hatta onların yolunda gidelerin de yolunda giderek,
Devletler kurdular, Ordular kurdular.
Dünyaya hakim oldular.
Onlar Peygamberlerine şeksiz şüphesiz inandılar...
Onların yoluna Peygamber yolu, sünnet yolu ,
Ehli Sünnet dendi...
O yol "Fırka-i Naciye" idi.
"Kurtulan Toplulukların" yolu..
***
Gün geldi, Kafirle meşveret edenler,
""Ehli sünnet ayrı din" dediler.
Bir kısım cahiller de bunu essah belledi.
Onlar Allah geleceği bilmez(Haşa).
Kader yoktur (haşa) dediler.
Hatta birisi "Ben onların Kafiriyim" dedi.
Vay Kafir vay!.. Ne de doğru söyledi.
Onlar şimdi hep Müslümanlarda kusur arayarak
Hep onların aleyhinde atarak,
Güya cahilleri Peygamberinden,
İslam’dan soğutmaya çalışıyorlar.
Feriştahları gelse başaramayacaklar.