Dünya mutluluk anketleri yayınlandı.

Dünyanın en mutlu insanları, 1. Sırada yine Finlandiya çıktı.

Onları da diğer İskandinav ülkeleri takip etti.

Diğer gelişmiş ülkeler ön sıraları paylaştı.

En mutsuz ülkeler orta  Afrika  ülkeleri, çünkü çok sefil ve fakirler. Bunlar Müslüman ülkeler…

Ekmek yok,  su yok, giyecek yok, her şeyleri eksik ve ömürleri çok kısa…

Dünyada İki yüze yakın ülke yani devlet  var. Yarısı mutsuz.

                ***

Türkiye nerede dersiniz? Söylendiğine göre 98.  Sırada…

Gerçi Batı kaynaklı hiçbir kamuoyu araştırmalarına güven olmaz.

Çünkü, onlarda, adalet, inanç ve doğruluk olmaz.

Bu anketleri,  daima kendi çıkarlarına ve hedefledikleri ülkelerin tahribatına göre ilan ederler.

Onları nasıl ekonomik yönden çökertmek isterlerse,

Haleti ruhiyesini (psikolojisini) de çökertmek isterler.

Kalkınmış ülkeler mutlu görünüyor da,

Niye Dünyada kalkınmış ilk 20 ülke içinde olan Türkiye mutsuz?

Acaba anketler doğru mu?

                ***

Biz mutluluk deyince “Asrı  Saadet”i anlarız.

Yani Mutluluk Asrı… O ne demek?

Bu asır Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (sav) in yaşadığı zamandır.

Bu asırda yaşayanlar yani Sahabeler gerçekten mutlu idi.

Çünkü Peygamber Efendimize(sav)  tam inanmışlar, hiçbir kaygı çekmiyorlardı.

Ne dünya malı, ne yeme içme kaygısı, ne gelecek kaygısı…

Onlar kendilerini teslim etmişler. Bir sorunları olursa kendilerine iletiyorlar.

Efendimiz de anında çözüyordu. Mutlu idiler, gelecek nesillerin de rehberi idiler.

Onların başları yastık görmedi. Karınları hiç doymadı.

Midelerine taş bağlarlardı. Ama mutlu idiler.

                ***

Ben Türkiye için yapılan bu ankete inanıyorum.

Türkiye’de, herkesin evinde televizyon, buzdolabı, çamaşır makinası,

Herkesin altında araba, en az yeter miktarda maaşı var.

Caddeler araba dolu, AVM ler insan dolu, ATM ler harıl, harıl çalışıyor.

Türkiye’de ne aç var, ne de açık?  Ama mutsuz.

Sebebi ne ola ki?

En birincisi, sistem yani demokrasi…

Herkes kafasına göre bir parti tutmuş, karşı partideki kardeşine buğz ediyor.

Onu kötülüyor, dedikodu ediyor. Hatta iftira ediyor.

Her gün gördüğü ve iç, içe yaşadığı kardeşine kızıyor. Onu sevmiyor.

Hatta nefret ediyor. Bıraksan kanlı bıçaklı olacak.

                ***

İkinci önemli bir davranış da elindeki nimetleri küçümsüyor.

Haline şükretmiyor. Elindekine kanaat etmiyor. Sabretmiyor.

Bu güzel  nimetlere rağmen halinden şikayet ediyor.

Çünkü inanç ve itikadını kaybetti. Kendine güvenini kaybetti.

Fırsat buldu mu gavuru övüyor. Onu örnek gösteriyor. Onu rehber ediyor.

Bu da Türkiye de 200 yüz senedir, verilen eğitimin tezahürüdür.

“Gavur iyi, biz kötüyüz”  anlayışı. Yani aşağılık duygusu…

Bu eğitimi veren, Emperyalistler, milletin içinde öyle teşkilatlanmışlar ki,

Ellerindeki bütün varlıklar, basın medya, sosyal medya,

Organize oldukları ve yönettikleri  partiler; CHP,  DEM ve 6 lı masa…

Yönetemedikleri partilerin içine soktukları ajanlar yoluyla durmadan toplumun beynini yıkıyorlar.

Marka yoluyla hem milleti soyuyorlar.

Hem de medya, sosyal medya yoluyla da;

 Açız, battık, maaş yetmiyor, emekliler sokağa diye bağırıyorlar.

Bunlar, Kadıköylü, Çankayalı, Beşiktaşlı zenginler…

Tabii ki, CHP de açıktan tahriklerine devam ediyor.

Allah, CHP, DEM, Emperyalistler ve onun içimizdeki ajanlarından bu milleti esirgesin vesselam…