“DESİNLER ne çıkar ki… Biz yufka yürekliyiz. İncedir kalbimiz. Naiftir. Narindir. Uçup parmağımıza gelip konan bir uğur böceğini incitmek istemeyiz. Bir kelebeği kaçırmaz, önümüzde sek sek seken serçeyi ürkütmeyiz…

'DESİNLER ne çıkar ki…

Biz yufka yürekliyiz.

İncedir kalbimiz.

Naiftir.

Narindir.

Uçup parmağımıza gelip konan bir uğur böceğini incitmek istemeyiz.

Bir kelebeği kaçırmaz, önümüzde sek sek seken serçeyi ürkütmeyiz…

Güvercinlere yem atmadan geçmek eziyettir ruhumuza…

Bize yufka yürekli derler.

Desinler.

Kavgadan kaçarız mesele din, vatan ve namus değilse…

Bağırarak konuşmayız.

Sesimizin inceliğini kalbimizin rikkatinden sayarız.

Bize yufka yürekli derler.

Desinler.

Düşeni gördüğümüzde geçip gidemeyiz. Dururuz.

Tutar kaldırır gideceği yere kadar refakat ederiz.

Bize yufka yürekli derler. Desinler.

Ağlayanla ağlar, gülenle güleriz.

Keder nedir biliriz. Hüznü bölüşür coşkuya nefes katarız.

Bize yufka yürekli derler. Desinler.

Kin gütmeyiz. Nefsimizdeki adavete adavet edenlerdeniz.

Kimseyi ayrıma tabi tutmaz, etiketlemeyiz.

Bölmek yerine bütünleriz.

Bize yufka yürekli derler. Desinler.

Biz gözlerimizle de sevebilenlerdeniz.

Biz bir türkünün dizesinde Yemen'e gidenlerdeniz. Orada varlığı, yokluğu görenlerdeniz.

Bir şehidin tam da kalbinin üstündeki cebinden çıkarılan mendildeki kurşun izinden yaralanıp acı çekerek inleyenlerdeniz.

Bize yufka yürekli derler. Desinler.'

Sabah serinliğinde bir gönül sohbetiydi. Pınar gibi akıyor, çağlıyordu.

Gramofondan türküler duyuluyordu. Gece ve kuşlardan açılmıştı bahis.

Hayatın kıyısında kalmaya çalışıyorduk.

Türküleri her birimiz sessizce kendi içimizden şerh ediyorduk.

Yanaklarımızda saklamaya çalıştığımız damlalar vardı. Bu soylu bir şahitlikti hissedişlerimize.

Özlü insanlar yapabilirdi ancak.

Bir de yufka yürekliler.

Kalbini kalbe tutanlar. Yaralarını saranlar şefkatle…

Sessizliğimizi anlamayanlar bazen bize taş kalpli diyebilirler.

Bunu söyleyenler taşın da bir kalbinin olduğunu idrak etmemişlerdir oysa. Onun da bir zikri var. Demek hissedişi var.

Uzun bir sessizlikten sonra döndü, gözüme baktı.

Tebessümünü tebessümüyle birleştirdi ve tekrar etti.

'Bize yufka yürekli derler, desinler' dedi.

Biz yufka yürekliyiz.