37 vatandaşımız, akşamüstü evlerine dönerlerken terörün kurbanı oldular.

37 vatandaşımız, akşamüstü evlerine dönerlerken terörün kurbanı oldular.

Allâhü Teâlâ Hazretleri, cümlesine rahmet etsin.

Ailelerine sabr-ı cemil versin.

Atalarımız, “Ateş düştüğü yeri akar!” demişler; ama gerçekten o acıyı ben şahsen içimde hissediyorum.

Eminim ki sizde hissediyorsunuz!

Herkes hissediyordur.

Bu tür terör hadiselerinden sonra basında yayınlan yazılar ve siyasilerin demeçleri hep birbirinin kopyası!

Hamaset ile dile getirilen sözler!

Ama hiçbiri asıl meseleye dönük değil.

Bakıyorum… Lanetten öte bir şeyi söyleyen yok…

Toplumu idare etme, topluma yön verme ve toplumun emniyetinden sorumlu olan insanların lanet okumakla yetinmemeleri gerekir.

Bırakın laneti millet okusun.

Siz adım öteye geçin…

Meseleyi kökten çözün!

Terör meselesini kökten halledin!

Kimi, çevreler “idam cezası geri gelsin!” diyor.

İntihar saldırılarında bulunan kişiler, zaten kendilerini idam ediyorlar.

Sizin onları idam etme zahmetinde bulunmanıza gerek yok!

Sizin yapacağınız en akıllıca hareket, teröre lanet okumakla beraber; o insanları terör yapan ve onların masum insanların canlarını kıymaya iten ana sebepleri bulup kurutmaktır.

Türkiye’yi terörün hedefinden çıkartmaktır.

Bir yerde sivrisinek bataklığı varsa; elbette sivrisineklerle mücadele etmek lazım.

Halk, eczanelerden sivrisinek ilacını alır. Kullanır.

Kendisine göre önem alırlar.

Belediyeler, orayı ilaçlar…

Ama bu önlemlerin hiçbiri kesin çözüm değil...

Siz bataklığı ilaçlarsanız; o bir hafta, bir ay veya bilemedin, bir mevsim sivrisinekten kurtulursunuz!

Daha sonra sivrisinek yine çıkar!

Eğer o bataklığı kurutur; orayı düzenler, park ve bahçeye çevirirseniz; emin olun bir ömür boyu sivrisinekten kurtulursunuz!

İnsanlar, o sivrisinek bataklığına gezmeye, dinlemeye ve güzel hava almaya gelirler!

Bizm (gazetecilerin) görevi halkın duygularına tercüman olmak ve yapıcı eleştiri yapmaktır.

Teröre lanet okuruz…

Bu bizim vazifemiz!

Ama siyasiler ve özellikle ülkeyi yönetenler, Türklerden, Kürtlerden, sağcılardan ve solculardan, Sünnilerden, Alevilerden, Dindarlardan ve hatta Ateistlerden… Her görüşten ama her görüşten mürekkep yalamış, ilim ve marifet sahiplerinden ve üniversitelerden fikirler almak gerek.

Çözüm yolları araştırılmalıdır.

Bataklığı kurutmaları lazım.

Terör, ekonomi, siyasi hayat, huzur, emniyet ve en önemlisi de insana zarar veriyor.

Can alıyor.

İnsanlarımız, emniyet, sevgi, saygı ve hoşgörü içinde yaşamak istiyor.

Bu insanların (vatandaşların) idareciler (siyasiler) üzerindeki hakkıdır!

Hem de en büyük haklarından biridir!

“Yurtta sulh cihanda sulh” düsturu, Cumhuriyetin ana ilkelerinden biri değil mi?

Cihanda sulhu sağlamanın yolu önce yurtta sulhu sağlamaktan geçer…

Yurdu ve yurttaşları, terörün hedefinden çıkartmaktan geçer.

Vatandaşları terörün hedefinden çıkaracak bir yolda yürümek lazım.

Bu yol, “Yurtta sulh cihanda sulh!” yoludur.

Bataklığı kurutma yoludur! Bataklığı park, bahçe ve gezinti yerine çevirmektir.

Vesselam...