Doç. Dr. Recep Aktimur, kilolu bir bireyin hayatını baştan sona değiştirerek tekrar yaşama tutunmasını sağlayacak tüp mide ya da mide küçültme ameliyatlarına karar verme sürecinin toplumsal yanlış algılarla zorlaştırıldığını belirterek, ameliyat kararı verirken bilimsel gerçeklere tutunulması gerektiğini söyledi.


Diğer herhangi bir ameliyata karar verirken bu kadar çevre baskısı ile karşılaşılmadığını belirten Dr. Recep Aktimur, sorunun temelinde obezitenin yeterince anlaşılamamasının olduğunu belirtti. Dr. Aktimur, "Toplumumuzun, obeziteyi yani hayatı etkileyecek derecede şişmanlığı bir hastalık olarak görmemesi sonucunda ameliyat olacak kişilere sanki estetik bir ameliyat geçirecekmiş gibi davranılıyor. Hatta hastalarımız genellikle aileleri ve arkadaşları tarafından kolaycılık ile itham ediliyor. Halbuki bilimsel verilerde, obezitenin insan ömrünü yaklaşık 10 yıl kısalttığı gösterilmiş. Ayrıca ameliyat gerektirir derecede şişmanlığın yüksek tansiyon, tip 2 şeker hastalığı (diyabet), yüksek kolesterol, uyku apnesi gibi hayat kalitesini düşüren kronik hastalıklara sebep olduğu net olarak ispat edilmiş durumda. Aynı şekilde obezite cerrahisi geçiren bireylerin bu hastalıklardan kurtulduğu, kanser gelişimi riskinin azaldığı ve tüm hayatlarını etkileyen kötü psikolojiden çıktığı da net olarak biliniyor" dedi.


Yeterli bilgi olmadan yapılan müdahalelere itibar edilmemesi gerektiğini belirten Dr. Recep Aktimur, şöyle devam etti:


"Aslında etrafımızda bizim iyiliğimizi düşünenler dikkatli bir araştırma yapmadan yada yanlış bir algı ile bizleri ameliyatta uzaklaştırarak, hayatta elde edebileceğimiz en büyük sağlık faydasını engellemiş ve dolaylı yolla bize zarar vermiş oluyorlar."


Dr. Recep Aktimur, hastalarının, "Keşke daha önce ameliyat olsaydım" cümlesini duyduğunu ve tüm dünyada bu ameliyatlara ihtiyaç duyan obez bireylerin sadece yüzde 1'inin ameliyat şansı yakalayabildiğini belirtti.


Dr. Recep Aktimur, toplumun en büyük sağlık sorunlarından biri haline gelen obezitenin, insanların ömrünü kısaltmasına izin vermemek için toplumsal bilincin gelişmesinin şart olduğunu söyledi.