Bir ülkenin güvenlik gerekçesiyle aldığı biber gazının; insan hakları komiserlerine şikayetle ithalatını engellemeye çalışan bir insan ulusal güvenlik hedefi olarak görülür mü? 

Bir ülkenin güvenlik gerekçesiyle aldığı biber gazının; insan hakları komiserlerine şikayetle ithalatını engellemeye çalışan bir insan ulusal güvenlik hedefi olarak görülür mü?

Gerçekten göreceli cevabı olabilir. Herkes kendine samimiyetle sorup başka bir cevap veriyor olabilir buna.

Bir de yasa var.

Başkanlık sistemini istememesi, otoriteryanizme kayacağını ifade etmesi de bir diğer husus.

Asıl konu bunu; İmralı Zabıtları'na göre; İmralı'ya giden ekipten Sırrı Süreyya Önder aracılığıyla Öcalan'a iletmesi.

Yani "seni başkan yaptırmayacağız' olayına kadar gidebiliriz.

***

Gezi'de park kararını protesto edenlerin bazısı bu protestoyla hükümeti devirmek istedi, bazısı sadece talep iletti.

Bu bazılarının devirme hevesi olmasa; Kavala'nın da, sadece hak talep edenlerin gazlanmaması için, insan hakları komiserine şikayet yolunu denemesi normal olurdu.

Asıl problemli yön bu.

Hangi kesim devirmek istedi hangi kesim kullanıldı gerçekten birbirine geçmiş durumda.

Bu sebepten parkla ilgili karşı çıkanların tümüne "kesin sesinizi, biz daha iyi biliriz" diyen bir hükümet güçlü olmaz.

Bunu daha iyi yönetmekten yana olan herkes veya 'park kalsın' diyen herkes gezici olarak yaftalandı.

***

'Kavala devirme ve darbeye sıcak bakacak biri değildi.

Gerçekten özgürlükçüydü.

Bu CIA'e yarayacak olsa da bu şekilde bir şeyi istemezdi.

Sokak ayaklanmasını; haklar ifade özgürlüğü ve parkı korumak ile demokratik tepki hususları açısından görmüştür.' diyebilenler oldukça fazla.

Diğer yandan delillerin elde edilme yöntemi tartışmalı.

Delil denen şey insan hakları komiseriyle görüşüp biber gazı ithalatının durdurulmasının sağlanması için konuşacağını söylemesi.

Konuştuğuna dair delil?

Hükümeti devirebilmek için protestoların sürmesi adına bu gazın yasaklanmasına çabalamış olacağı varsayımı var.

Ancak; 'zararlı' kişiler için bu 'delil edinme metodu' konusunda esneme kabul edebileceksek zaten hukuk delinmiş olunuyor.

Bu zarar telakkisi; gazın gelmesini engelleme çabası olarak mı yoksa hükümeti devirmek için bu girişimde bulunduğuna dair niyet ve eylem olarak mı sunuluyor?

Kırmızı çizginin; halkın iradesine kast etme hedefiyle yapılan eylemler olduğu düşüncesindeyim.

Oraya gidip hükümet düşsün istemek anti demokratik.

Oraya gidip hükümet 'bu itirazlarımızı dikkate alsın' demek demokratik.

Bu nedenle oraya giden herkes darbeci değil…

Bunları birbirine ısrarla karıştırmak istemenin amacı siyasi.

Aynı nedenle; oraya giderken bunu hedefleyenler umanlar Gezi'ye leke sürmüştür.

Barışçıl olmaktan çıkarmıştır.

***

Cumhurbaşkanı, Gezi Parkı davasında Osman Kavala'nın hükümeti ortadan kaldırmaya çalıştığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasına dair yorumları nedeniyle, CHP Milletvekili Özgür Özel hakkında dava açılacağını söyledi.

Özel, Erdoğan'a yönelik "mahkum olacaksın" demişti.

Özgür Özel'in yargılamadan mahkum olacağı kararını çıkacağına hükmederek konuşması darbe geçmişi olan bir ülkede tehdittir.

Cumhurbaşkanı da kendi harekete geçerek dava açılması yolunu seçebilir.

Ancak savcıların kendiliğinden harekete geçmesi de söz konusu olabilir.

Eğer ikincisi ise teknik olarak bunu Cumhurbaşkanının duyurması Özel ile aynı yere çekilmesi anlamına gelir.

Eğer konumuyla alakalı kendileri bu süreci başlatacaksa duyurması da normal olur.

***

İnsanların konuşabilmesi, soru sorması irdeleyebilmesinden yana olmak, gelen itirazları duyurmak gazeteciliğin gereğidir.

'Tarafsız gazeteci olmaz, herkes taraf olsun' diyenler olsa da olayları olduğu gibi görmekten vazgeçmeyecek gazeteciler her zaman olacaktır.

İnsanların siyasi görüşü, eylemleri; gerçekleri görmesine göstermesine engel değil.

Yeri geldiğinde siyaseten seni destekleyen gazeteci oluyorsa yeri geldiğinde farklı düşünmesi de normal.

İnsanların düşüncelerinin çalıştıkları yere göre hizalanmalarını beklemek, onların düşüncelerini satın almayı ummak yanlış.

Tam tersi gazeteciler her daim doğruyu söylemek için para kazanıyor olmalı.

***

Özellikle havada kalan yönleri olan bir konuda kafalarında soru işareti olan insanlara dayatma yapmak son derece yanlış.

'Ama PKK, ama Öcalan'

E dün bunlar normaldi?

'Şimdi değil.'

Herkesten bukalemun olmasını beklemeyin, bırakın kafalarındaki sorulara cevap arasınlar.

***
Adam siyaseten rahat durmamış.
Elindeki her gücü kullanmış.
Senin de gittiğin yerlere gitmiş ulaşmış.
Ama elbette bu ülkede başkan yapacak olan halktır.
Yaptırmayacak olan da halktır.
Fakat herkes kendi doğrusu için çalışacak.

***
Gezi Parkı tarihçe

- 16. yüzyılda Kanuni Ermeni cemaatine mezar yeri olarak tahsis etti
-1872'de belediye el koymak istese de Sultan Abdülaziz arazinin Ermeni cemaatine ait olduğunu gerekçe göstererek reddetti.
-1806 ön kısmına Topçu kışlası yapıldı
-1909 31 Mart isyanında karargah
- 1940 Harabe olan kışlayı İstanbul Valisi Lütfi Kırdar Henri Prost'un hazırladığı imar planı çerçevesinde istimlak edilerek yıktırdı, İstanbul'un Cumhuriyet döneminde yapılan ilk parkı oldu.