“PROFESYONEL”

Kelimeler bir milletin özüdür. Kelimelerle oynanmaz, oynanmamalıdır. Kelimelere dokunmak, tahrif etmek, tağyir etmek demek insanımızın vücut bütünlüğüne müdahale etmek demektir. Türk milleti olarak, Karlofça Anlaşmasından sonra başlayan veya daha önce Kaynarca ile başlayan safhadan Kıbrıs Barış harekâtına kadar mütemadiyen toprak kaybettik. Yakın tarihimizde ilk defa Kıbrıs Barış harekâtıyla, köklerimizi hatırlamış olduk.

Müslüman Türk milletinin kökleriyle buluşması son 20-30 yıldır hızlı bir şekilde tezahür etmeye başlamıştır.

Ümitlerimiz dirilmeye ve yeşermeye yüz tutmuştur.

1923 yılında temin edilemeyen Misak-ı Milli hudutlarımızın istirdat edileceği yönünde sadra şifa görüntüler vardır.

1974’de Kıbrıs Barış harekatı sadra şifadır.

2018’de başlamış olan ve halen devam etmekte olan Zeytin Dalı harekâtı sadra şifadır.

Müslüman Türk milleti devletiyle ve kökleriyle buluşuyor.

Başlıkla “profesyonel” kelimesini kullandım.

Bizim yazılarımızı hatırlayanlar yüksek Türkçe kullandığımızı bilirler. Avrupa lisanlarında kullanılan “Profesyonel “ kelimesinin Yüksek Türkçede (Osmanlıca) mukabili “meslekî” dir. Fakat sadece sıfat olarak kullanılmıştır. Yani Osmanlı toplumunda kişinin, işini tam bir vukufiyetle yapması esastır. Buna ilaveten samimiyet de aranır. Osmanlı’nın beslendiği kaynak Kur’an-ı Kerim ve Sünnet olduğundan, temel örnek sevgili peygamberimizdir. Sevgili Peygamberimizin iş ahlakıyla alakalı Anadolu’da tecessüm ettiği şekil Ahiliktir.

Konya Ticaret Odası’na ait Karatay Üniversitesi’nde bütün üniversite öğrencilerine ders olarak okutulan Ahilik dersinde üç temel prensip vardır; Birincisi yaptığınız işi para için yapmayacaksınız. İkincisi esas olan ustalıktır. Üçüncüsü müşteri memnuniyeti esastır. Yani alış-veriş tamamlandıktan sonra satıcı, alıcı ile helalleşir. Günümüzde kaybettiğimiz bu hasletlerimizi tekrar hatırlamak ve hayatımıza dahil etmek durumundayız.

İşte ahilikte işini tam bir vukufiyetle yapmak ve mesleğini para için yapmamak prensibi Osmanlı’da “meslekî” kavramıyla yansımıştır.

Mesleğini icra eden insanlar elbette para kazanacaklar. Ama para kazanmak bir sonuç tur. Para için meslek icra edilmez.

Türkiye Cumhuriyeti, devlet olarak Osmanlı’nın devamıdır. Millet olarak da öyledir. Ancak Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan bazı düzenlemeler, milletimizi köklerinden koparmak tehlikesiyle karşı karşıya getirmiştir.

Köklerimizle tekrar buluşmaya, karakterlimizi hatırlamaya ve dirilişe geçmeye başlıyoruz artık.

Milli Mücadelede imanla ve irfanla istiklalimizi koruduk. Ancak bu imanlı ve irfanlı mevcudiyetimiz Cumhuriyet’in ilk yıllarında muhafaza edilemedi. Milletimizin kök değerleriyle kıyasıya mücadele edildi. Artık yaralı günlerimiz geride kalmıştır.

LÜGAT:

Tecessüm: Somutlaşmak

Vukufiyet: Tam anlamıyla, bilerek ve anlayarak

Sadra şifa: Tam beklendiği gibi.

Tahrif etmek: Bozmak

Tağyir etmek: Değiştirmek.

Mütemadiyen: Devamlı

Tezahür etmek: Ortaya çıkmak.

Hudut: Sınır