ZAZALAR

Ülkemizde ciddi bir Zaza nüfusu bulunmasına rağmen, maalesef çoğu kimsenin bundan haberi bulunmamaktadır. Bu kendi ülkemizin mozayiklerini tanımadığımız anlamda ciddi bir eksikliktir. Kürt konusunun ülkemizin ciddi sorunlarından birisi iken, Kürtleri oluşturan unsurların neler olduğunu bilmemek de sorunu tedavi etmemizde ciddi bir başarsızlığa yol açmaktadır.

Türkiye'de yaşayan zazalar Kürtlerin bir kolu olarak tanınmasına rağmen aslında onlar başlı başına farklı bir kökendirler. Bu sözümüze Kürtler tepki göstereceklerdir ama bu tepki gösterilecek bir konu olmayıp tamamen ilmidir. Aslında Zaza, Kürt, Fars, Soran, Goran, Tacik, Beluc gibi Ön Asya kavimlerinin hepsi akraba olup üst kimlikleri aryanilik oluşturmaktadır. Yani Kürtler ve Zazalar, Fars ırkının bir alt dilimi değildirler. Bu ırkların hepsi bağımsız birer kol olup, Aryani kökene dayanmaktadır. Farisilerin siyasi baskıları ve gücü ile tüm Aryani ırkları Farsilerin bir alt dalı gibi göstermeleri tarih ve dil bilimsel olarak da yanlıştır.

Zazalar’a aynı zamanda Deylemi de denilmektedir. Bunun nedeni de bazı zaza kabilelerinin yaşadığı Deylem coğrafyasından kaynaklanmaktadır. Deylem ise Hazar Denizinde bir bölgedir. Deylem (Arapça: ديلام, Farsça: دیلمان, Zazaca/Kürtçe: Dımıli ) Hazar Denizi'nin batısındaki dağlık bölgenin tarihî adıdır. Doğusundaki Taberistan (bugünkü Mazenderan) batısındaki Gilan da geniş anlamla tarihî Deylem bölgesini içine alınır. Deylemliler, bölgedeki işgal ve gelişmelerden sonra bu bölgeyi de terk ederek Fırat, Murat (Dicle) nehirleri ve Dersim bölgesine 933-1055 yıllarında yerleşirler. Bugünkü Zazalar'ı oluşturdular.

Tarihte Deylemilerin/Zazaların kurduğu en önemli devlet de Şii Büveyhilerdir. Deylemiler , 9. Yüzyılda Zeydi davetçiler tarafından Müslüman olmuş, Şiiliği/zeydiliği benimsemişlerdir. Daha önceki dinleri zerdüştlüktü. Anadolu'daki Alevi Zazaların (özellikle Tunceli ve çevresinin) bulunmasının ana nedeni budur.

Fakat Diyarbakır, Elazığ ve Bingöl çevresine yerleşenler, bölgedeki Kürtlerin ve medreselerin etkisiyle Sünni şafi ve Hanefiliği benimseyeceklerdir. Bu bölgedeki Zazaların; Abbasiler tarafından gönderildiği iddiası da bulunmaktadır. Abbasiler, Deylem Zara kabilesini sınırları korumak amacıyla toplu olarak Anadolu'ya göndermiştir. Onlar Cezire ve Diyarbakır bölgesine yerleştiler. Diğer Zazalardan farklı olarak sünnidir. Büyük olasılıkla bölgedeki Sünni Zazalar bu zara kabilesine mensuptur. Şii Zazalar ise Hazar bölgesinden gelenler olabilir.

Tabi ki bu bölgede bulunan Zara kabilesinin durumu budur. Fakat Zazaların bölgenin asıl ve yerli unsuru olduğu iddiası da önemli bir kanıttır. Bununla ilgili dayanaklar da şunlardır: Zaza kelimesi ile arkaik metinlerde ilk defa Bisütün yazıtlarında karşılaşmaktayız. M.Ö. 552 yılında Pers Kralı Dariyus tarafından İran’ın Hemedan Eyaleti bölgesinde Bisutun kaynaklarında yazdırılmıştır. Taş yazıtının 20. Şiiri’nin hemen başında Zazana diye bir yerin adı geçmektedir. Bu eski farsça yazıtta Zazana yukarı Fırat Havzası bölgesi olarak tanımlamak için kullanmaktadır. Bu bölge günümüzde Zazalar’ın yaşadığı yerleşke alanlarıdır.

ZAZA dilinin kökeni nedir?
Persler’in “Bisitun Kitabeleri”nde Deylemlilerin konuştukları dile “Zuzu” deniyor. “Zuzu” bugünün anlamıyla Zaza! Kimi dilbilimcilerine göre bu dilin adı, Deylem’den türeyen “Dımılıce”dir. Bu nedenle bilimsel sınıflandırmada bu dil ailesinin "Kuzeybatı İranî diller" grubunda yer aldığı belirtilmektedir.
Dil bilimcileri ve Zazalar, Zazaca/Dımılıce’yi bir dil olarak kabul eder.
Keza İranoloji dilbilimine göre de, Zazaca başlıbaşına bir dildir. Zazaca’nın gramer alt yapısı Kürtçe’den farklı olup, Farsça’ya daha yakındır. Özellikle erlik/dişilik edatları açısından… Fakat bu farklılık iki unsurun ayrı olduğu değil, Zazaca’nın Kürtçe’nin bir kolu değil Aryanilerin müstakil bir kolu olduğunu göstermektedir.