TÜRKİYE’DE TARIM VE HAYVANCILIK SORUNU-3

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1920 ve 1930’larda yaklaşık olarak nüfusun % 70’i kır, % 30’u da kent nüfusu idi. Tarımsal istihdam oranı yine yaklaşık olarak % 70, % 30’luk istihdam oranı ise toplamda sanayi, hizmet ve inşaat sektöründe idi. % 30’luk istihdam oranının içinde ise sanayinin payı son derece düşüktü. 1950’lere gelindiğinde ise kır-kent nüfus oranı yarı yarıya geldi. Bunun sebebi de toplumsal hareketlilik, sanayileşme ve şehirleşmedir. Günümüzde ise kır veya köy nüfus oranı % 8, kent nüfus oranı % 92’dir. 28 milyonluk toplam istihdam içinde tarımsal istihdam oranı % 20, sanayi istihdam oranı % 20, hizmet ve inşaat sektörü istihdam oranı ise yaklaşık olarak % 60’tır (Hizmet sektörü % 50, inşaat sektörü % 10). İşsizlik oranı yaklaşık % 11, toplam işsiz sayısı ise yine yaklaşık olarak 3,5 milyondur. Buna göre şu sonuç çıkmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar olan dönemde sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte köy nüfusu ve tarımsal istihdamın oranı çok büyük bir azalma göstermiş, sanayi ve hizmet sektörünün toplam istihdam içindeki oranı artış göstermiştir. Sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte kalkınma ve ekonomik gelişme sonucunda sanayi ve hizmet sektörünün istihdam oranının artması, tarımsal istihdam oranı ile kır nüfus oranının azalması normal ve olağan karşılanması gereken bir durum olmakla birlikte, tarım ve gıda sektörü açısından ülkemizde, gelişmiş ve kalkınmış toplumlarından farklı ve tam tersi bir seyir ortaya çıkmıştır. Sanayileşmiş ve bilişim toplumlarında modernleşme ve tarımda makineleşme sonucunda kır nüfusu ve tarımsal istihdam oranı azalırken; tarım, hayvancılık sektörünün, sektör üretiminin, tarım ve hayvancılık alt yapısına dayalı hafif sanayi işletmelerinin milli gelir içindeki oranı artmıştır. Türkiye’de ise sanayileşme ve şehirleşme sonucunda tarım ve hayvancılık üretimi her geçen yıl azalmış, günümüzde neredeyse erime noktasına gelmiş, her tarım ürününde, hayvancılıkta dışa bağımlı, üzüntü verici, aynı zamanda her Türk Vatandaşının kanına dokunan, onur kırıcı bir durum ortaya çıkmıştır.

26/11/2017

Zeki ÖZDEMİR / ANKARA

Araştırmacı-Yazar

[email protected]