Geçtiğimiz hafta yer yerinden oynadı. 2019 yılına ait, bir ofiste çekilen, İstanbul İl Başkanlığında olduğu iddia edilen para kulelerinin yapıldığı görüntülerden bahsediyorum.

Demlilerle demlenen parti'nin İstanbul şeysinin; danışmanı, İBB  Meclis üyesi ve aynı zamanda devlet memuru sayılan (F.K.) bir zatın da bulundu bir odada 3 kişi bavullardan, çantalardan ve kutulardan çıkardıkları paraları sayıyorlar, paradan kule yapıyorlar.

16 milyon parayı elden sayıyorlar.

Demlilerle demlenen parti'nin genel merkezinden yapılan açıklamaya ve o dönem, ilgili Parti'nin avukatının söylediğine göre; söz konusu para sayma görüntüleri ile kendilerinin bir ilgileri bulunmuyor, konu ile ilgili bir bilgi ve belge sahibi değiller, ancak 2019 yılında İstanbul İl binası alımı ile ilgili bilgi ve belgeler kendilerine geldi, incelendi ve bu çerçevede 24 milyon TL parti il binası alımı karşılığında ve tutarın tamamı da ilgili parti hesaplarından resmi olarak aktarıldı, bu durum tapu kayıtları ile de örtüşmektedir.

Yani il binası alımı için 24 milyon TL ödenmiş, hesaplardan aktarılmış, tapu kayıtlarında da bu durumun örtüştüğü ifade ediliyor.

Ancak, konu ile ilgili İstanbul İl Başkanlığından ise görüntülerin 2019 yılında 40 milyon TL’ye alımı yapılan il binası alımı için önden ve elden kapora ödemesi yapılacak paranın sayımı ile ilgili olduğu yönünde açıklama yapıldı. Daha sonra bağış dendi, alımı yapılan bina için ödenen paranın elden teslim edilen kısmı dendi. Bu arada söz konusu paranın teslimi ile ilgili teslim eden ve teslim alan şeklinde, ne evrağı olduğu belli olmayan, hukuki bir geçerliliği bile olmayan, 2019’da parti il binası alımı evraklarının incelenmesinde görevli hukukçunun da kağıt paçavrası dediği, imzalı bir kağıt basına servis edildi.

Ortada büyük bir çelişki var. Bir tarafta  İstanbul il binasının 24 milyon TL’ye alındığını söyleyen parti genel merkezi, diğer tarafta da 40 milyon TL’ye alındığını, bir kısmının da kapora olarak elden verildiğini söyleyen parti il başkanlığı var.

Şimdi deli sorular!

Hangisi doğru? Bu para (16 milyon TL)  nereden geldi, nereye gitti? Bağış mı, kapora mı, elden teslim mi? Neden fiziki olarak elden teslim edildi? Neden resmi ve legal yollardan banka hesaplarından aktarılmadı? Bu para suç geliri mi, kara para mı, yoksa terörün finansmanı parası mı? Devletin, yetimin, İBB’nin parası mı?

Yoksa çalınan Beytülmalın parası mı?  

Yani bavul bavul, çanta çanta, kutu kutu paralar ortalığa saçıldı. Kamuoyunu doyurucu ve tatmin edici açıklama yapılmadı. Tüm sorulara cevap verilmedi.

Şimdi olay örtbas edilmeye çalışılıyor.

Demlilerle demlenen parti'nin İstanbul şeysi, kendisinin de parmağının olduğu konu ile ilgili basında yaptığı açıklamada “usulen yanlış” diyor. Paranın kimin parası olduğunu, olayın özünü açıklamıyor.

Olay hakkında Cumhuriyet savcılığı soruşturma başlattı. Konunun Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay tarafından denetlenmesi şart. Çünkü Anayasa mahkemesinin görevlerinden bir tanesi de siyasi partilerin mali açıdan denetlenmesidir.

Bu olay Anayasaya, kanunlara, vergi ve maliye müktesebatına aykırıdır. Mutlak surette yetkili merciler tarafından çok sıkı bir şekilde kara para ile mücadele, Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanın Önlenmesi Hakkındaki Kanun çerçevesinde incelenmelidir.

Tablo skandal, fecaat, sarsıcı ve şok edici…

Münafıklar zorda.

Artık mızrak çuvala sığmıyor,

Ne yapsan olmuyor,

Boşa koysan dolmuyor,

Doluya koysan olmuyor.

Dügmeler birleşmiyor,

İki yaka kavuşmuyor,

Zübük amuduyla malı götürüyor, 

Millet te bunları yutmuyor.

Lastik patladı,

Balon pısladı,

Cin şişeden çıktı,

Pandoranın kutusu açıldı.

Hesap günü gelecek,

Gerçekler ortaya çıkacak,

Münafıklar hesap verecek,

Millet gereğine tevessül edecek,

Harislerin sesi hıg diye kesilecek,

Hak gelecek, dünya nurla dolacak.

Devletin, Milletin, Yetimin, Beytülmalın, Hazinenin paralarıyla alçakça ve aşağılıkça kule yapanlar, para ile oynayanlar ve konunun üzerini düşükçe kapatmaya çalışanlar; dün hak, hukuk, adalet diye bağıranlardır, İstanbul nimet nimet diyenlerdir, yetimin ve beytülmalın parasını çaldırtmayacağız diyenlerdir.

Bana öyle geliyor ki bu daha başlangıç.

Sarı öküzün büyüğü ağırda…

Saygı ve selamlarımla…