Ahmed b. Muhammed et-Ticani (ö.1737-1815)’nin vefatından sonra, Temasin (Tamehalt) Zaviyesi şeyhi Ali ibni İsa (ö.1844) uzun süre geniş bir tebliğ faaliyetine koyulup ciddi ticari teşebbüslerde bulunmuştur.

Ahmed b. Muhammed et-Ticani (ö.1737-1815)'nin vefatından sonra, Temasin (Tamehalt) Zaviyesi şeyhi Ali ibni İsa (ö.1844) uzun süre geniş bir tebliğ faaliyetine koyulup ciddi ticari teşebbüslerde bulunmuştur. Ticaret kervanlarının eşliğinde ihvan ve mukaddemlerini Shinqit, Batı Adrar, Senegal Futa'sı, Timbuktu ve Segu'ya göndermiştir. Kano, Bornu ve Waday'da da zaviyeler kurulmuştur.

Moritanya'ya giden ilk halife bizzat tarikatın kurucusu tarafından görevlendirilmiştir. Bu şahsiyet 1785 yılları civarında Ahmed et-Ticani'ye intisap eden Shinqiti'li Muhammed el-Hafız b. el-Muhtar b. Habib el-Beddi'dir. Kendisi Fez'de saygın ve itibar gören bir şahsiyetti. Ahmed et-Ticani kendisini Batı Sahra Halifesi olarak atadı. Orada büyük gayret ve özveri ile Ticani öğretilerini yayma çabası gösterdi. Kendisinin mensup bulunduğu ve kendilerinin etkilediği Idaw Ali kabilesi tarikatın Moor yöresindeki güçlü kalesi haline geldi. Batı Afrika Ticaniyye tarihinde en önemli olay, Idaw Ali kabilesine mensup Mevlud Fal tarafından Ömer Tal (1794/7-1864)'in tarikata sokulmasıdır. Tarikat geniş sahalara yayılmasını onun çalışmalarına borçludur. Daha önceki dönemlerde, bölgenin egemen tarikatlarından Şaziliyye ve Kadiriyye'nin yerine Ticaniyye aldı. Futa Jalon'da faaliyetini sürdüren Ömer Tal, Ticaniye'yi, buradan Guinea'nın ortalarına doğru yaydı. Zaferlerine zafer, gücüne güç katan Ömer Tal Batı Sudan'a kadarki geniş sahaları egemenliği altına aldı. Fethettiği bu bölgelerde siyasî nüfuzunu ikame ettiği kadar tebliğini gerçekleştirdiği Ticaniyye Tarikatını da geniş kitlelere benimsetmeye çalıştı. Devletinin parçalanmasından sonra, bazıları eski tarikatlarına dönmelerine rağmen, çokları ısrarla Ticani şeyhlerine bağlı kaldılar. Ömer Tal, Ticani şeyhlerinin el kitabı mesabesindeki Ahmed et-Ticani'nin er-Rimah isimli eseri içerisinde yer alan Cevahiru'l-Meanî isimli bir eser yazmıştır. Kuzey Nijerya'nın entelektüel gençliği Kadiriye'yi bağnaz kesimin akımı olarak gördükleri için, Ticaniyye ekolüne intisap etmeyi daha çok tercih etmektedirler. Ticaniyye, batı istikametindeki Yoruba, Ilorin ve Nupe bölgelerinde yayıldı. Şeyh Sidi ibn Ömer et Ticani, 1947'den 1950'ye kadar süren batı Afrika'yı kapsayan geniş çaplı seyahatinde Nijerya'yı ziyaret etmiş ve pek çok görevli atamıştır. Ticani taraftarları Kadirilerinkinden daha fazladır. 1914 yılında Senegal'de yapılan bir sayıma göre, 483 Kadiri halifesine karşılık 903 Ticani halifesi bulunmaktaydı. Kuzey Nijerya'da Ticani öğretilerini uygulayan taraftarlara rastlanmaktadır. Günlük vird, sabah-akşam okunur ve günde bir kez okunan vazifeden oluşmaktadır. Okunanlar şunlardır. 100 kez istiğfar, 100 kez salavat ve 100 kez tehlil zikirlerinin gerçekleşmesi demektir. 30 kez 'estağfirullahi'l-azim ellezi la ilahe illa huve'l-hayyu'l kayyum' istiğfarının, 50 kez salatu'l-fatıhıyyenin, 100 kez kelime-i tevhidin, 12 kez Cevheratu'l-Kemal'in okunmasından ibarettir. Cuma günleri öğleden sonra, her yerel grup Hailatu'l-Cemaati merasimini icra ederler. Hz. Muhammed'in manevi huzurlarında bulunduklarının şuurunu taşıyarak, giydikleri uzun ve beyaz özel zikir elbiseleri ile halka tarzında diz üstü otururlar. Öğleden sonra saat beş sularında, görevlinin etrafında halkalanan müridler, mukaddemin komutuyla tehlil zikrine başlarlar. Alçak ve hafif sesle girilen zikir süreci zamanla hızlanır ve yüksek sesli hale bürünür. Güneş batmaya yüz tuttuğunda ise yavaşça İsm-i Celal (ALLAH) zikrine koyulurlar. Güneşin batımından sonra zikirlerini tamamlayan müridan akşam namazını cemaatle ifaya koyulurlar. Zikir esnasında varılan cezbe hali muhafaza edilmeye çalışılır, zikir ehlinin bu havayı üzerlerinden atmaması öngörülür. Bir Ticani Cuma günleri kendi grubu ile beraber olamazsa, elindeki tesbih yardımı ile 500 kez Allah zikrini, 1000 kez tehlil zikrini ferdî olarak yapar

BATININ ANKASI olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin Afrika gibi bölgelerde etkinliğini arttırması için bu bölgedeki bütün Ticani, Şazeli, Kadiri tarikatlarının liderleri ile daimi bir bağlantı ve irtibat kuması en gerekli olan şartlardan biridir. Türkiyemizde kurulmuş ve bize ait olan Stklarında bunlarla kültürel faaliyelerde bulunmaları eskide bulunan köklerimizi islah edecek ve Afrika'nın dirilişine vesile olacaktır.