Hacı bayram velinin halifelerinden olup şeyhlerden Es ‘ad Muṣliḥü’d-dīn  Ḫalīfe ve  ‘Ömer Dede el-Burusevī   adı geçen Şeyḫ  el-Ḥācc Bayram aṣḥābından olup ikisi dahi bunlardan tarîkat ilimlerini tamamlayıp terbiyeleriyle ilahi ve yüksek makamlara erişip icazet almışlardır.

Şeyḫ Baba Naḥḥās el-Ankaravî

Hacı bayram velinin halifelerinden olup şeyhlerden Es 'ad Muṣliḥü'd-dīn Ḫalīfe ve 'Ömer Dede el-Burusevī adı geçen Şeyḫ el-Ḥācc Bayram aṣḥābından olup ikisi dahi bunlardan tarîkat ilimlerini tamamlayıp terbiyeleriyle ilahi ve yüksek makamlara erişip icazet almışlardır. Bazılar demişler ki adı geçen Şeyḫ 'Ömer tasavvufi evvela Şeyḫ Hamid 'den görüp sonra Şeyḫ el-Ḥācc Bayram hizmetine yetişip burada olgunlaşmışlardır.

Şeyḫ Lütfullah Karesi (Balıkesir'i)

Şeyḫ Emîr İsfendiyar neslinden imişler. Vaṭanları Balıkesri nam kasaba imiş. Rivayettir ki asrın büyüklerinden biri Ankara 'da hamam yaptırmış. Bir gün hazret-i Şeyh ol hamamın binasına bakarken ittifak Şeyḫ el-Ḥācc Bayram ḥażretleri o yerden geçerken Şeyḫ Lütfullah ile sohbet edip Balıkesri 'yi tarif ederlermiş. Şeyḫ el-Ḥācc Bayram kasabanın özelliklerini işitir. Ziyaret edip görme arzusu doğar. Şeyḫ Lütfullah karşılık verip buyururlar ki 'Mani engel var ise def' olunup kalksın sonra her ne zaman istenir ve emir ederseniz beraberce gidelim. Hizmetler edelim.' Şeyḫ Lütfullah 'dan böyle bir güzellik ve teklif olunca Şeyḫ Ḥācī Bayram memnun olup buyururlar ki 'Biz fukaradanız. Bizde kayıt ne gezer? Hemen buyurun gidelim.' diye ol halde kalkıp giderler. Şeyḫ Ḥācī Bayram'ın dervişleri Şeyḫ Lütfullah 'a derler ki: 'Şeyhin himmeti sizlere ziyadesi ile çoktur. Şöyle ki yanlarında halvete girmek istediğinizi söyleyiniz. Şeksiz şüphesiz ilahi makamlara erişir ve manevi fetihler gerçekleşir. Kemal bulursunuz.' Bunlar bu halde konuşurlar iken Şeyḫ el-Ḥācc Bayram giderken bir miktar durur Bazı hikmetli sözler eder buyururlar ki 'Şeyḫ Lütfullah bizimle yol arkadaşı oldu uygun olan odur ki inşallah biz dahi arzu ve isteğine eriştirmekte kusur ve noksan göstermeyiz Bu halde Şeyḫ Lütfullah şeyhe yaklaştığı sırada Şeyḫ Hacı Bayram'da Allah'ın tecellileri zahir olur. Hazret-i Şeyh o halde dönüp Şeyḫ Lütfullah'a nazar eyler. O nazardan Şeyḫ Lütfullah 'a bir hal gelir ilahi nurlara dalıp onların içinde boğulur. Hemen atından inip şeyhün eline ayağına kapanır. Yine atına binip bu hal içinde Karesi'ye Balıkesir'e ulaşırlar. Buranın havası ve suyu Hacı Bayram'ın çok hoşuna gider. Bir zaviye inşa ederler. Bir müddet burada kalıp Şeyḫ Lütfullah dahi riyazat ve mücahede ile meşgul olup şeyḫin bütünü ile terbiyesinden geçer. Az zaman içinde çok dereceler geçip hakka ererler. Sonra Hacı Bayram Ankara 'ya gidip Şeyḫ Lütfullah 'ı Balıkesir'e Ḫalīfe olarak atar. Şeyḫ Lütfullah Hacı bayram'ın tavsiyeleri üzerine burada irşad eder ve burada vefat eder.[1]

BAYRAM özünü bildi,

Bileni anda buldu.

Bulan ol kendi oldu,

Sen seni bil, sen seni.

Yandı bu gönlüm, yandı bu gönlüm,

Yanmada derman buldu bu gönlüm.

Gerçi ki yandı gerçeğe yandı,

Rengine aşkın cümle boyandı.

Kendi de buldu kendi de buldu,

Matlabını hoş buldu bu gönlüm.

[1] Mecma'u'l-Eşraf Tenkitli Metin – Hakî'nin Şaka'ik Tercümesi