Osmanlı’da ve Türkiye’de Ermeni sorunu - 3

1915’te Ermenilerin Türkler tarafından “soykırıma uğratıldıkları” iddiası Ermeni tarihçiler ve Diaspara tarafından dört temelde ifade edilmektedir. Fakat bu iddiaların asılsız ve uydurma oldukları tarihi belgelerde gün gibi ortadadır. Birincisi, Ermenilerin kendilerini korumak amacıyla Osmanlı’ya karşı isyan ettikleri. İkincisi, Osmanlı yada İttihat ve Terakki hükümeti tarafından Ermeni halkının imhası için uzun yıllardır planlama yapıldığı. Üçüncüsü, Soykırımın inkar edilemez bir gerçek olduğunun belgelerle kanıtlandığı. Dördüncü tez ise 1,5 ile 2 milyon Ermeni’nin katledildiği hususudur.

Birinci iddia ile ilgili Ermeni halkı kendini korumak için değil, Rusların kışkırtmaları ile Büyük Ermenistan devleti kurma hayalini gerçekleştirmek için ayaklandıkları görülmektedir. 1915 yılında Rus ordusunun Doğu illerinde ilerleyişi sırasında Ermeni çetelerinin de Rus ordusuna katıldıkları, Türk kasaba ve köylerine girerek kadın, çocuk, yaşlı demeden masum ve sivil Müslüman Türkleri hunharca soykırıma uğrattıkları Rus subayların hatıralarında ifade edilmektedir.

İkinci iddiada belirtilen Osmanlı hükümetinin on yılardır soykırımı planladığı, sistematik bir Devlet iradesinin olduğu gerçek dışıdır. Çünkü, 1876 yılında Mebusan Meclisinde 9, 1908 yılında 11, 1914 yılında ise 12 gayrimüslim Ermeni Mebusun görev yapması, yüzyıllarca Osmanlı bürokrasisinin her kademesinde her türlü görevlerde, Hariciyede bulunmaları ve en küçük bir engelle karşılaşmamaları sistematik iradenin olmadığının bir göstergesidir. Birinci Dünya Savasından sonra, İngilizlerin 144 kişiyi tutuklayıp yargılanmak üzere Malta’ya göndermeleri durumunda yeterli delil bulunamadığından serbest bırakıldıkları, 1916 yılında sözde “soykırım iddialarına” dayanak oluşturmak amacıyla yazılan Blou Book (Mavi Kitap) un sahte belgelere dayandırıldığı ve propaganda amacıyla İngiliz İstihbaratına yazdırılması nedeniyle itibar edilmemesi gerektiği hususları İngiltere’nin Vasington Büyükelçiliğince Amerikan Dışişleri akanlığına bildirilmiştir.

Üçüncü iddiada dile getirilen “soykırımın inkar edilemez bir gerçek” olduğu konusunda, savaş sonrasında 1919’da Paris Barış Konferansına katılan Ermeni Heyet başkanı Bagos Nubar Paşa, hatıralarında savaş sırasında karşılıklı ölümlerin olduğunu, Ermenilerin muharip güç şeklinde yapılandıklarını ve “soykırımın inkar edilemez bir gerçek olduğunun” kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir.

Savaş sırasında 1,5 ile 2 milyon Ermeni’nin katledildiği yönündeki dördüncü iddianın da tamamen gerçek dışı ve asılsız olduğu, düzmece belgelere dayandırıldığı gerçeği ortadadır. Bağımsız ve uluslar arası saygınlığı olan Amerikalı bilim adamlarından Justin Mc. Carthy ve Paris Barış Konferansında Ermeni Heyet başkanı Bagos Nubar; Savaştan önce Anadoludaki Ermeni nüfusunun 1 milyon 300 bin civarında olduğu, 1915 Tehcir kanunu ile gerçekleştirilen göç sırasında açlık, hastalık, ser iklim şartları ve yerel çete saldırıları sonucunda 300 bin kişinin hayatını kaybettiği, 700 bin kişinin göç ettirildiği ve savaş sonrasında kalan Ermeni nüfusunun ise yaklaşık 300 bin olduğunu ifade etmektedirler. Tarafsız belgelerde görülmektedir ki kayıp sayısının hiç de öyle 1,5 milyon olmadığı, 300 bin civarında Ermeni nüfusunda azalış olduğu anlaşılmaktadır.

KAYNAKÇA

  • Ermeni Araştırmaları Enstitüsü.
  • Diplomat Atlas.