Huzur ile menfaat arasında nasıl bir ilişki kurulabilir, diye düşünebilirsiniz. Bir toplumu oluşturan bireylerde her şart altında menfaatini öncelikli tutma varsa o toplumda huzursuzluk kaçınılmaz olur.

Huzur ile menfaat arasında nasıl bir ilişki kurulabilir, diye düşünebilirsiniz.

Bir toplumu oluşturan bireylerde her şart altında menfaatini öncelikli tutma varsa o toplumda huzursuzluk kaçınılmaz olur.

Aşırı menfaat bir takım adaletsiz uygulamalara yol açabilir. Nitekim birçok insanın şikayetlerinde bu durumu görüyoruz.

Doğru veya yanlış bir kişinin menfaatine dokunduğunuz zaman alacağınız tepkiye göre açıkladığım durumu değerlendirebilirsiniz.

Menfaatçilik insanları öyle sarmış vaziyette ki, bu durum pragmatizmden daha ileri Menfaatizm akımının ortaya çıkmasına yol açmıştır.

'Menfaatizm' aşağılık, pespaye, insanı felakete götüren bir anlayıştır.

Bu akımın mensupları yaptıkları işlerde niyetlerini gizli tutar hatta erdemli, ahlaklı biriymiş gibi davranışlar sergileyerek insanları kandırmaya çalışırlar.

Bu aşağılık ideolojiye mensup insan sayısı tahminimizin çok çok üzerindedir. Müslümanım diyen insanları 'Menfaatizm' etkisi altına aldıysa işte bu durum kıyametin yaklaştığının göstergelerinden biridir.

Elbette ki, başka insanların hak sınırlarını ihlal etmeden makul ölçüler içerisinde kişinin çıkarlarını düşünmesi normal olup burada bir sıkıntı yok; ancak, erdemli bir insan kendi haklarından feragat ederek başkalarının menfaatini kendi menfaatinden önde tutandır.

Erdemli insanlar az bulunur,, az bulunduğu için de kıymetlidirler. İslam toplumunda yaşayan insanların kahir ekseriyeti erdemli olmalıdır.

Yoksa, ki yok; o zaman yüzde 99'nun kendini Müslüman olarak tanımladığı toplumda insanlar Müslümanlığı hayatlarına yansıtamıyor demektir.

Eğer, insanlar ehil olmadıkları halde haksız olarak makam, mal, mülk elde ediyor, menfaatleri için çok rahat bir şekilde yalan söyleyebiliyor hatta iftira atabiliyorsa Menfaatizm o toplumu sarmış demektir.

-Herkesin her durumda kendi menfaatini düşündüğü bir toplumda huzurdan söz edilebilir mi?

İnanın, aklımın son sınırını zorlayarak anlamaya çalışıyor, anlayamıyorum.

-Kendini Müslüman olarak tanımlayan bir insan nasıl olur da belli menfaatler elde etmek için iftira atarak başkalarının zarar görmesine sebebiyet verebilir?

-Mantıklı bir açıklaması olan varsa açıklasın!

-Hadi bu dünyada biraz menfaatlendik, ya öbür dünyada hesabını nasıl vereceğiz?

Menfaatperestlik felakettir. Yüce Rabb'im her insanın nasibini ayırmış, ne bir fazla ne bir eksik! İnsana düşen payına düşeni helalinden kazanmasıdır.

-Bu daha iyi değil mi?

Menfaat ve menfaatçilerle ilgili düşünürlerce söylenmiş birkaç sözü paylaşmak istiyorum.

-Menfaatçiler kuş gibidir; yerde elinizden beslenirler, uçunca üstünüze pislerler!

-Menfaatçi insanlara yakın davranmayın; sizi de kendisi gibi şerefsiz zanneder!

-Dünyada menfaat için sevgi gösterisinde bulunan insanlar kadar alçağı yoktur!

-Menfaat, insanın nefsi arzularını ön plana çıkaran, insanın gözünü kör eden bir araçtır!

-Menfaat, her türlü faziletleri ve ahlaksızlıkları harekete geçirir!

-Yalnız kendini düşünen insan; yumurtasını pişirmek için gerekirse komşusunun evini yakar!

-Yalnız kendi menfaatini gözeten insana gönül bağlama; fayda görmezse düşman kesilir sana!

-Menfaat her dili konuşur, her kılığa girer, hatta menfaatlere karşı kayıtsız biri gibi görünmesini de bilir.(La Rochefaucauld)

-Bu günlerde ne dost belli ne düşman; herkes menfaatince insan!

Menfaat ile ilgili söylenen sözler sıralamayla bitmez. Tolstoy'un aşağıdaki sözüyle baş başa bırakıyorum;

'Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değil; iyilik, sebep ve netice zincirinin dışındadır. Mutluluğu ihtiraslarda değil; kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil; içimizdedir.'