Bilindiği gibi emperyalizm dünyanın kaynaklarını, insanlarını, zayıf ülkelerin varlıklarını iç etmek, tüketmek ve sömürmek amacıyla askeri ve teknolojik gücü ile milli gücü yüksek olan ülke ya da milletlerin yayılmacı politika yürütmeleridir.

Bilindiği gibi emperyalizm dünyanın kaynaklarını, insanlarını, zayıf ülkelerin varlıklarını iç etmek, tüketmek ve sömürmek amacıyla askeri ve teknolojik gücü ile milli gücü yüksek olan ülke ya da milletlerin yayılmacı politika yürütmeleridir. Emperyalist ülkeler hem kendi imkanlarını emperyal emelleri için çok iyi kullanırlar hem de başka milletlerin olanaklarını, fırsatlarını, tüm kaynaklarını; siyasi, sosyolojik, dini vb. önderlerini kullanmasını çok iyi bilirler. Bu nedenle emperyal güç olmuşlardır. Emperyalistler açısından baktığımızda, onların çok önemli üç özelliğinin olduğunu görürüz. Birincisi, kendilerini çok iyi korurlar yani aleyhlerinde olacak meseleleri algı ve propaganda aygıtlarıyla leyhlerine çevirmeyi iyi bilirler. İkincisi başka milletlerin kaynaklarını ve türlü entrikalarla zaaflarını çok iyi kullanırlar. Üçüncüsü ise kendi hainlerini hemen bulur öldürürler, ancak hedef ülkelerdeki hainleri ise bulur ve çok iyi sağarlar, pardon kullanırlar. Biz bu sağılan ya da kullanılanlara da uşak, piyon, maşa, hain vb. sıfatlarla yakıştırmalarda bulunuyoruz. Çünkü bu uşaklar para ile satın alınan, küçük dünyevi menfaat, çıkar, siyasi veya ticari ikballer için kendi ülkelerine ihanet eden dört dörtlük müptezellerdir. Sömürülenler açısından baktığımızda ise hep kendi içinde debelenirler, çırpındıkça daha da batarlar, uşakları yönlendiren ipin kimde olduğunu göremezler, uşaklar ise kendi ikbal ve keselerinin derdindedirler.

Kendi Ülkemize ve tarihimize baktığımızda uşakların, hainlerin, satılmışların, ikbal için yapmayacağı şey olmayan gözü dönmüş alçakların sayısının oldukça fazla olduğunu görürüz. Yahudileşmiş Türklerin, Ermenileşmiş Kürtlerin, İslam düşmanı itlerin, bizden görünüp amansız düşmana hizmet eden müstemleke valilerinin sayılarının hiç de azımsanacak derecede olmadığını idrak edebiliriz.

Küçük İkballeri için düşman safına geçerek milletine ihanet eden, yakın tarihte emperyalistlere uşaklık eden lağım farelerinin kim ve kimler olduğuna şimdi gelelim. Kimdir bu emperyalist uşakları:

Şehzade Orhandır, Cem Sultandır. Gazi Osman Paşa'nın başarılı olmaması için talep ettiği asker ve silahı göndermeyen komutanlardır, Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin diyenlerdir. Yahudi Teodor Herzl, Emanuel Karasu, Haim Naum ile işbirliği yapıp Devletin ve dünyada tek kutsal milletin Reisini alaşağı edenler, Milletini ve kültürünü başka milletlere ve medeniyete peşkeş çekenler, kurtuluş savaşı öncesi ve sırasında Kuvayı Milliye hareketine ve milli mücadele hareketine karşı çıkan Damat Ferit Paşa'dır, Ali Kemal'dir. Milli mücadele hareketine inanmayıp İngiliz mandasını ve Amerikan mandasını savunanlardır. Tüm dünyaya ve yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesi verirken, ölüm-kalım ve varoluş savaşı ortaya koyarken tüm dünyayı karşımıza aldık ve yalnızlaştık diyenlerdir.

Batının gerçek dostluğunu ve samimiyetini kazanabilmek için Müslümanlığı bırakıp Hristiyanlığa geçmeliyiz diyenler, Sultan ile birlikte Allah'ı da tahtından indirdik diyenlerdir.

Amerikan yardımları kapsamında bedava uçak almak varken, yerli ve milli savaş uçağı siparişi veremem diyenler, uçak fabrikası ve gök okullarını kapatanlar, Türk Milli eğitim sistemini Amerika'ya teslim edenlerdir. Efendi ve sahiplerinin isteğiyle her on yılda bir darbe yapanlar, muhtıra verenler ve ekonomik kriz çıkaranlar, yabancı istihbarat ajanlarının sağcı- solcu, Türk-Kürt, Alevi-Sünni oyunlarına alet olanlardır.

Ermeni Asala terör örgütü, TİKKO, DEV-SOL, DEV-YOL, DHKP-C, MLKP, PKK, FETÖ, EL KAİDE, EL NUSRA, HTŞ, EL ŞABAP, BOKA HARAM, DEAŞ, KESNİZANİ, TAHİR'ÜL KADİRİ, Vahhabiler, Suudlar, Sisiler, Siyonistler, Masonlar, Sabetayistlerdir.

PKK bizim canımızdır, biz onlarsız nefes alamayız; Devlete ha s...gidin diyenler, PKK sizi tükürüğü ile boğar, o keleşleri size çevirmesini çok iyi biliriz ve defolup gideceksiniz bu memleketten, Gazi Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyenlere it sürüsü yaftasını yapıştıranlar, sırtımızı PYD/YPG/PKK'ya yaslıyoruz diyenler, Amerika'da Ermeni derneğinde Doğu Anadolu bölgesini içine alan Büyük Ermenistan haritasının önünde Ermeni kardeşleriyle fotoğraf çektirenler, Devlete hitaben YPG/PYD/PKK Suriye'de Fırat'ın batısına geçecek ve siz de mal mal bakacaksınız diyenlerdir.

Günümüz konjonktüründen baktığımızda emperyalizme hizmet edenler, ikinci İstiklal mücadelesinin verildiği bu dönemde İslam ve Türkiye düşmanlarının aleni köpekleri PKK ve FETÖ'yü eleştirmek için tek kelime etmeyenler, üç beş oy için PKK çocukları ile işbirliği yapanlar, YPG/PYD/PKK terör örgütü değildir, onlar kendi topraklarını savunan bir örgüttür; Türkiye'nin beka sorunu yoktur, YPG/PYD/PKK Türkiye'ye mi saldıracak diyenler, YPG/PYD'nin 700 roket atar ve havan topu atması sonucunda biri 9 aylık bebek olmak üzere toplam 20 vatandaşımızı şehit ettiğini görmeden ve duymadan; işgalci ve istilacı Batı ve Emperyalizmin Afganistan'da 100 bin, Irak'ta 2 milyon, Suriye'de 1 milyon insanı katlettiğini; Halep, Rakka, Deyri Zor'u barbarca dümdüz ettiğini görmeden ne işimiz var Ortadoğu bataklığında diyenler, Suriye'de 36 devletin ordusunun ve onlarca terör örgütlerinin varlığından rahatsız olmayıp terörle mücadele amacıyla Suriye'ye giren Türk Ordusundan rahatsız olanlardır. Suriye kaosunun ve iç savaşının sorumlusu olarak Batı Emperyalizmini, işgal ve istilacıları görmeyip, terörle mücadele eden Türkiye'yi görenlerdir. Terörle mücadele amacıyla yurtdışına asker gönderme tezkeresine, Milli güvenliğin sağlanması ve terörle mücadele gerekçesiyle desteklediğini ifade edemeyen ve içi yana yana destek verdiğini açıklayanlardır. YPG/PYD/PKK saflarındayım, teröristleri öldürmeyin diyemeyip, bunu gizlemek için ve yuticinde/yurtdışında terörle mücadele harekatlarını engellemek amacıyla savaşa hayır diyenler, emperyalizme ve onun köpekleri terörizme karşı başlatılan harekatlarda bütün dünyayı karşımıza aldık diyenlerdir.

Bu bağlamda tüm dünyayı karşımıza almamak hedefi, Milli güvenlik ve varoluş mücadelesinden, emperyalizme ve işgale karşı namus ve onur mücadelesinden kaçınmaya gerekçe olamaz. Adı üzerinde emperyalizmle mücadele, terör üzerinden vekaletler savaşını günümüzde tüm dünyayı karşımıza almadan yürütmek mümkün değildir. Bu arada diplomasinin imkanlarından yararlanmak da gayet tabiidir. Çünkü işgale karşı Kuvayı Milliye ve kurtuluş mücadelesinde tüm dünyayı karşımıza almıştık, Kıbrıs Barış harekatında tüm dünyayı karşımıza almıştık, varlık ve beka mücadelemizi zafere ulaştırmıştık.

Bugün de güney sınırlarımızda, Suriye'nin kuzeyinde güneyden kuşatma ve ablukaya alma hareketlerine karşı, beka ve varlığımızı garanti altına almak, emperyalizm ve terörle mücadele amacıyla Barış Pınarı harekatında yalnızız ve tüm dünyayı karşımıza aldık. Bu normaldir çünkü emperyalizme karşı varlık ve onur mücadelesinin karakterinde vardır, yalnızlık.

Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele karşı savaştık ve kazandık. Kıbrıs Savaşı'nda yalnızdık, bizi sadece Libya destekledi. Bugün de güneyimizde ikinci İsrail devleti kurulması çabalarına, emperyalizme ve terörizme, Ülkemizin doğudan, güneyden, denizden kuşatılması çalışmalarına karşı verdiğimizde destansı mücadelede, Barış Pınarı harekatında yalnızız. Bizi destekleyenler sadece Pakistan, Katar, Azerbaycan, Macaristan, Somali, zımnen Orta Asya Türk Devletleridir.

Bugün baktığımızda, emperyalizm ve terörle mücadele amacıyla Kuzey Suriye'de YPG/PYD/PKK terör örgütüne karşı harekat yapmaya, tüm dünyayı karşımıza almamak adına, karşı çıkmak, savaşa hayır demek; Kuvayı Milliye hareketi ile İstiklal savaşına karşı çıkan manda ve himayecilerle aynı çizgide buluşmak; sömürgeci, emperyalist, soykırımcılara müptezelce uşaklık etmek demektir. Bu olguda akıl, sorgulama ve vatan kaygısının olmadığı; küçük çıkarların söz konusu olduğu çok acı verici bir şekilde görülebilmektedir.

Kendisine sosyal demokrat diyenlerin, dün 6. filoya "go hom yanki" diyenlerin, sol felsefe ve sosyal demokrasinin özünde anti-emperyalizm ve anti-kapitalizm ruhu olmasına rağmen, terörle mücadele harekatı için, savaşa hayır ve işgalci Türk Ordusu diyerek emperyalizme ne derece uşaklık ettiklerini aleni olarak görmek son derece üzücüdür.

Türkiye'nin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü garanti altına almak, ülkesine ve bölgesine barış, güvenlik ve özgürlük getirmek, emperyalizmin mayın eşeklerini yok etmek; soykırımcı emperyalist ve kapitalistlerle mücadele etmek, nihayetinde onları bölgeden kovmak amacıyla Kuzey Suriye'de başlattığı Barış Pınarı harekatı, TÜM İÇ VE DIŞ DÜŞMANLARI BİRLEŞTİRDİ, TÜM DÜNYA BİR OLDU KARŞIMIZA DİKİLDİ. Dostumuzu ve düşmanlarımızı bir kere daha çok iyi gördük.

Çünkü "TÜRK OLMAK ZORDUR, DÜNYA İLE SAVAŞIRSIN; TÜRK OLMAMAK DAHA ZORDUR, TÜRK İLE SAVAŞIRSIN."

Saygı ve selamlarımla…