Cumhur; halk ve topluluk demektir.  Cumhuriyet; ilkokuldan itibaren hepimize öğretildiği şekliyle halkın kendi kendini yönetmesi yani halkın yönetime doğrudan veya dolaylı katılmasıdır.

Cumhur; halk ve topluluk demektir.

Cumhuriyet; ilkokuldan itibaren hepimize öğretildiği şekliyle halkın kendi kendini yönetmesi yani halkın yönetime doğrudan veya dolaylı katılmasıdır.

-Cumhur yönetime nasıl katılıyor?

Cumhur, kendisini yönetecekleri belli bir süreliğine seçer, seçilenlerde bu süre içinde cumhur adına ülkeyi yönetirler.

-Gerçekten öyle mi oluyor?

Olmuyor!

Otuz yıldır oy kullanıyorum; bugüne kadar büyük oranda irademin yönetime yansıdığına şahit olmadım.

Gerçi ben beni yönetecekleri seçmiyor, seçilen birinin seçtiklerine oy vermek zorunda kalıyorum!

Aslında, sizin de benden bir farkınızın olmadığını düşünmüyorum.

Cumhur, senaryo gereği filmin bir bölümünde kısa süre görünen figüranlar gibidir.

-Figüranlığa itirazı olan var mı?

İsterseniz itiraz ediniz, hiçbir itiraz bu gerçeği ortadan kaldıramaz!

1991 seçilerini hatırlayanlar bilir. Seçilenlerin seçtiklerinin içindekileri seçme hakkı tanıyan 'Tercih Sistemi' vardı.

Tam ifade edemedim, somut olarak açıklamaya çalışayım:

Bir seçim bölgesinde 5 milletvekili seçilecek. Her partinin 5 adayı var. Oy verdiğin partinin adayları arasında tercih yapıyorsun. Bu tercihlerde kim fazla oy alırsa ilk sırayı o kişi alıyor. Sıralama tercihin çokluğuna göre oluşuyor.

Bu sistemde genel merkezin 1. sırasında yer bulan aday 5; 5. ırasında yer alan aday 1. olabiliyor.

Cumhura bunu bile çok gördüler, sonraki seçimlerde tercih sisteminden vazgeçtiler!

Cumhuriyet faziletti, erdemdi, halkın yönetimiydi bunlar slogan olup aldatmacadan başka bir şey değildir!

Bunların sloganları sizi aldatmasın, cumhuru hor gören, aşağılayan; 'benimle çobanın oyu aynı mı' diyen zihni gelişimini tamamlamamış insanların sayısı da oldukça fazladır.

Yok efendim cumhuriyet demokrasinin en iyi uygulandığı rejimmiş; yalan, külliyen yalan; çünkü demokrasi yalan!

-Demokrasi dediğiniz şey nedir ki?

Demokrasi bizlere anlatıldığı gibi özgürlük, eşitlik, adalet ve refahı sağlamadığı gibi emperyalistler bu kavramları işine geldikleri gibi de kullanmaktadırlar.

Kısaca 'Demokrasi' dediğimiz şey; emperyalist ülkelerin diğer ülke ve toplulukları sömürme ve yönetme aracı olarak kullandığı aldatmacadan başka bir şey değildir.

Gözünü aç ey cumhur, aldatıcıların aldatmalarına kanma!

Ne cumhuriyet ne demokrasi ne de insanların kendi ürettiği hiçbir rejim ve ideoloji kutsal değildir.

Demokrasinin içinde yer alsın veya almasın; özgürlük, eşitlik, emek, hak, adalet çok çok önemli kavramlar olup bunlara bir itirazımız olamaz; ancak, bu kavramların nasıl, hangi amaçlar için kullanıldığını da iyi görmeliyiz!

Slogan olarak en çok kullandıkları kavram özgürlüktür.

Genel olarak özgürlük; 'Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın, düşünme, davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbest' olarak tanımlanmaktadır.

-İnsan dediğimiz sorumlulukları olan bir varlık, hayvanlar gibi her istediğini yapabilme serbestliğine sahip olabilir mi?

-Olamaz!

Gerçek özgürlük için mutlaka ve mutlaka Allah(c.c.)'a bağlanmak gerekmektedir.

Yüce Allah(c.c.) kişinin özgürlük alanını belirlemiş; belirlenen alanlar içinde hareket eden insan huzur bulur.

Bu özgürlük alanı içinde bir kişi başka birinin özgürlük alanına tecavüz edemez; serbestim diye başka birine zarar veremez!

Herkesin Allah(c.c.)'a bağlı olduğu bir düzende adalet olur, huzur olur en önemlisi orada anarşi olmaz!

Adalet ve liyakat temelli bir yönetim anlayışının gerçek anlamda özgürlük, eşitlik, refah getireceğine yüzde yüz inanıyorum.

Toplumun tamamına düşen vazife; her türlü kandırmacalara karşı uyanık olup kısır çekişmeler, boş sloganlar yerine birlik beraberlik içinde emperyalistlere karşı mücadele etmek, olmalıdır.

Bu ülkenin 98 yıldır sistem tartışması yaptığını unutmadan gelin gerçeklerle yüzleşme olgunluğunu gösterelim.

Gerçeklerle yüzleşemeyen toplumlar sorunlarını çözemediği gibi boş boş tartışmaya devam ederler ki, bu da herkese zarar verir!

Şunu da özellikle ifade edeyim;

Ben cumhuriyet karşıtı, padişahlık, krallık isteyen bir adam değilim; benim istediğim adı ne olursa olsun insanın hem bu dünya hem de ahiret huzurunu sağlayan yönetim ve yöneticilerdir.