Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, 1-7 Nisan Kanser Haftası'na özel olarak toplam tüketilen yağdan çok tüketilen yağın cinsinin önemine dikkat çekerken, zeytinyağı kullanımının kanser konusunda önemini vurguladı. Kansere davetiye çıkaran ve kanserden koruyan besinleri ise listeledi.
Tükettiğimiz gıdaların kanser hastalığında büyük etkisinin
olduğunu belirten Dyt. Ayşe Tuğba Şengel, hatalı ve dengesiz
beslenme alışkanlıkları, besinleri yanlış pişirme ve hazırlama
yöntemlerinin, kanserin oluşumunda rol oynadığına dikkat çekti.
Örneğin, sağlıklı yağların ateşle çok temasa geçmesinin yani yağın
kızartılması, yağın yapısının bozulması ve kansere öncü maddelerin
oluşmasına sebep olduğunu anlattı. Farklı kaynaklara göre ise
kanser oluşumunun beslenme ile ilişkisinin %10 ila %70 arasında
kabul edildiğini söyledi.
Çoğunlukla sağlıklı yaşamak için kendisine başvuran bilinçli bir
kesimin oluştuğuna dikkat çeken Şengel, kanser esnasında takip
ettiği ve kanser sonrası zayıflattığı birçok hastası olduğunu
belirtti.
Kanserden korunmak için beslenme
Dyt. Ayşe Tuğba Şengel, kanserden korunmak için uzak durulması
gereken besinleri ise şöyle sıraladı: Derin yağda kızartılmış
besinler, kimyasal madde kalıntılı besinler, nitrit ve nitrat
içeren besinler, işlem görmüş et ürünleri sosis, salam, sucuk,
nemli ortamda kalan aflatoksin oluşmuş tahıl ve yağlı tohumlar,
renk verici kullanılmış hazır gıdalar, yapay tatlandırıcılar.
Kanserden korunmak için tüketilmesi gerekenler arasında ise buğday
kepeği, soğan, sarımsak, domates, havuç, turpgil sebzeler, lahana,
karnabahar, karalahana, su teresi, turp, roka, Brüksel lahana,
alabaş otu, yeşil sebzeler, nar, kefir, yoğurt gibi besinleri
sıraladı.
GDO'lu besinler; özellikle mısır, soya sütü ve kanola kansere
davetiye çıkartıyor!
GDO konusunda ilginç bilgiler veren Dyt. Ayşe Tuğba Şengel, dünyada
ticareti en çok yapılan GDO'lu besinlerin mısır, soya sütü ve
kanola olduğunu bunların tüketilmemesi gerektiğini ve özellikle
çocukların mısıra olan ilgisinden dolayı annelerin bu konuda
dikkatli olmaları gerektiğini belirtti.
GDO'lu besinlerin insan sağlığına olan zararlarının çok tartışılan konular arasında olduğunu belirten Şengel, GDO'lu besinlerin insan vücudunda mutasyona sebep olabildiğini vurguladı. İddia edilen konular arasında değiştirilen bu genlerin insan genine sıçrayabileceğini ve doğum anomalililerinin görülebileceğini de belirtti. GDO'lu besinlerin kişilerde alerji riskini artırdığına değinen Şengel, bu besinlerin toksik olduğunun yapılan çalışmalarda rastlanıldığına ve kansere yakalanma riskini artırdıklarını anlattı.
Zeytinyağı tüketimi, meme kanseri riskini
azaltıyor
Dyt. Ayşe Tuğba Şengel, yapılan çalışmalarda yağ tüketimi ve kanser
arasında doğrudan bir ilişki olmadığını belirtirken toplam
tüketilen yağdan çok tüketilen yağın cinsinin önemine dikkat çekti.
Meme, kalın bağırsak ve prostat kanserinin tüketilen yağ ile
ilişkisi olduğunun çalışmalarda göze çarptığını söyleyen Şengel,
zeytinyağı tüketiminin meme kanseri riskini azalttığı bulguları
tespit edilmiştir, dedi.
Zeytinyağının oleik asit bakımından zengin olduğuna değinen Şengel,
karsinogeneziyi engellediğini ve birçok meyveden daha kuvvetli
antioksidan kapasiteye sahip olduğunu belirtti. Ayçiçek ve mısırözü
yağının kullanılmaması gerektiğini söyleyen Şengel, sıcak veya
soğuk her yemekte zeytinyağı kullanımına dikkat çekti.
Zeytinyağının ise soğuk sıkım olanından tercih edilmesi gerektiğini
anlatan Şengel, cam ve koyu renkli şişede alınmasını tavsiye etti.
Ayrıca fındık yağının tüketilmesinin yararlı olduğunu içinde yüksek
derecede E vitamini içerdiği için hem kanser hem de kalp damar
hastalıklarına karşı koruyucu olduğunu sözlerine ekledi.
Yemek yaparken özellikle yağ pişirme konusunda sağlıklı beslenmek açısından besinlerin doğru pişirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şengel, genellikle yüksek ısı ile pişirme yönteminin ise besin kaybına yol açtığını ifade etti. Besinlerin derin yağda kızartılmaması gerektiğini çünkü yağların yüksek ateşe maruz kaldığı zaman yapısının bozulduğunu ve kanserojen maddelerin açığa çıktığını söyledi. Yemeğin yağının piştikten sonra eklenmesi veya yağın yakmadan kullanılmasının daha doğru olacağını vurguladı.
Kansere karşı koruyucu olduğu için olabildiğince renkli
meyve ve sebzeler tüketin
Dyt. Ayşe Tuğba Şengel, meyve sebzelerin çoğunun yüksek oranda
antioksidan etkiye sahip olduğunu ifade ederken bu meyve ve
sebzelere rengini verenin içerdiği antioksidan maddeler olduğunu
belirtti. Her rengin farklı bir antioksidan maddeden geldiğini
söyleyen Şengel, örneğin karotenoidlerin sarı ve turuncu,
Flavonoidlerin ise mor, mavi ve kırmızı rengi verdiğini açıkladı.
Antioksidanların kansere karşı koruyucu olduğu için olabildiğince
renkli meyve ve sebzeler tüketmenin faydalı olacağını da
söyledi.
Farklı vücut tipleri kansere yol açar mı? Hayatımızdan
çıkarmamamız gereken ilk 5 besin ne?
Vücut tiplerinin kanser üzerinde kesin bir etkisi olmadığına
değinen Şengel, elma tipi vücuda sahip bir kişinin kalın barsak
kanserine yakalanacağının söylenemeyeceğini fakat kişinin kilo
alması ve egzersiz yapmamasından dolayı kansere yakalanma riskinin
arttığının altını çizdi. Sık sık kilo alıp vermenin ise kanser
riskini artırmadığını belirtti.
Hayatımızdan çıkarmamamız gereken besinler arasında ilk 5'i ise
yoğurt, ıspanak, yumurta, tam buğday ekmeği ve meyveler olarak
sıraladı.