İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgal edilmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma sonucunda hazırlanan 298 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün yapısı, eylemleri ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin bilgilere yer verildi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili hazırlanan iddianamede, belediyeyi işgal eden şüphelilerin başında bulunan eski albay şüpheli Zeki Demir'in emrindekilere, "Hiçbir merminiz boşa gitmeyecek, halkın u¨zerine ateş edin, bir mermi bir insan" şeklinde talimat verdiği belirtildi.

İddianamede, darbeci şüphelilerin belediyeyi işgal etmesi eylemleri de şu şekilde anlatıldı: ''Darbe girişimi gecesi saat 22.00-22.40 sıralarında 7 subay, 1 asteğmen, 2 uzman çavuş ve 43 er olmak üzere toplamda 53 şüpheli, 4 adet Land ile kışladan çıkış yapmışlardır. Zira Albay Sadık Cebeci 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubuna 22.40.41'de 'İBB yolda' şeklinde bir ileti yazmıştır. Şüpheliler 23.04 sıralarında Aksaray istikametinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne gelmişlerdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Sivil Savunma Sekreteri olarak görev yapan Mehmet Tunç, 6. Motorlu Piyade Alay Komutanı Müslüm Kaya ile irtibata geçerek darbe girişimi kapsamında kendileri ile birlikte hareket edeceğini ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni halledeceğini bildirmiştir. Bu durum 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubunda Müslüm Kaya tarafından saat 22.21 de yazılan 'Belediyeden yüksek seviyedeki Mehmet Tunç bey itaat ediyor. İBB'yi halledeceğim diyor. Bana zarar vermesinler diyor.' şeklindeki mesajdan da anlaşılmaktadır.

Şüpheliler henüz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gelmeden Mehmet Tunç saat 22.40 sıralarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gelerek güvenlik amiri olarak çalışan Murat Yılmaz'a bir sıkıntı olup olmadığını sormuş ve kısa bir süre sonra askerlerin gelebileceğini ve mukavemet göstermemelerini söylemiştir. Bu konuşma üzerine Murat Yılmaz da binada güvenlik görevlisi olarak görev yapanları arayarak askerlerin gelmesi durumunda ne isterler ise onun yapılmasını, zira bunun Mehmet Tunç'un talimatı olduğunu bildirmiştir. Bir süre sonra şüpheli Zeki Demir'in başında olduğu tüm şüpheliler, belediyeye gelerek Mehmet Tunç sormuşlardır. Tunç ile bulunan şüpheliler, belediyede çalışan tüm güvenlik görevlilerinin silahlarına ve telefonları el koyarak, 'Belediyeye el koyduk, bundan sonra bizim tarafımızdan yönetilecek, silahlarınızı ve telefonlarınızı verin, bizim sizinle işimiz yok, bundan sonra daha hayırlı olacak' demişlerdir.''

"GELENE ATEŞ EDİN, MERMİLERİ BOŞA HARCAMAYIN" EMRİ

İddianamede, Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşların, kamera görüntülerine göre saat 00.56 sıralarında Haşim İşcan Geçidi önünde toplanmaya başladıkları aktarılarak, vatandaşların şüphelileri ikna etmeye çalıştıkları ayrıca olay yerine gelen emniyet güçlerinin de şüphelilere teslim ol çağrısını yaptıkları kaydedildi.

Tüm çabalara rağmen şüphelilerin teslim olmadığı gibi halkı korkutmaya çalıştıkları ve "evinize gidin vatan hainleri" şeklinde bağırarak havaya ateş açtıkları anlatılan iddianamede, bir süre sonra eski albay Zeki Demir'in şüphelilere "Ben emir verdiğimde istediğiniz şekilde her yere ateş edebilirsiniz" şeklinde talimat verdiği belirtildi.

Talimatın ardından tüm şüphelilerin vatandaşlara ve emniyet güçlerine hedef gözeterek ateş etmeye başladıkları, bu sırada Zeki Demir'in yine şüphelilere "Hiçbir merminiz boşa gitmeyecek, halkın üzerine ateş edin, bir mermi bir insan" şeklinde emir verdiği vurgulanan iddianamede, aynı şekilde şüpheliler; Cihan Şahin, Ramazan Ertürk, Mustafa Alper Şengören, Yakup Karaçelik ve Ömer Faruk Nazlıcan'ın da şüphelilere "gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın" şeklinde emir verdiği bildirildi.

DARBECİ YÜZBAŞI GARAJDA YAKALANDI

İddianamede, aynı zaman zarfında güvenlik görevlileri tarafından şüpheli erlere yaptıklarının yanlış olduğu, darbe yaptıkları ve başlarındaki komutanların FETÖ'cü olduğunun söylendiği ifade edilerek, bu hususun şüpheli er Ahmet Özbekler'in ifadesiyle de ortaya konulduğuna işaret edildi.

Emniyet güçlerince yapılan atışlara verdiği karşılık sonucunda şüpheliler Cihan Şahin, Emrah Akbulut ve Ömer Faruk Nazlıcan'ın olay yerinde öldüğü bilgisi verilen iddianamede, şüpheli Zeki Demir'in de emniyet güçlerince yapılan atışa karşılık vermesi sonucu vurularak etkisiz hale getirildiği belirtildi.

Şüpheli Demir'in saat 03.50'de kamera görüntülerinden de anlaşılacağı üzere yaralı haldeyken güvenlik güçlerince piyade tüfeği alındığında beylik silahını çekerek etrafındakilere ateş etmeye çalıştığı anlatılan iddianamede, şüpheli yüzbaşı Mustafa Alper Şengören'in de kaçmak için üzerine sivil bir ceket giydiği ve garajda saklanmaya başladığı ancak güvenlik güçleri tarafından saklandığı garajda yakalandığı bildirildi.

ŞEHİT PROF. DR. İLHAN VARANK

Yaşanan bu süreçte tüm şüphelilerin birlikte ve hakimiyet kurarak ateş etmeleri sonucunda, Prof. Dr. İlhan Varank, Erkan Pala, Adil Büyükcengiz, Tahsin Gerekli, Ömer Cankatar, Murat Kocatürk, Haki Aras, İbrahim Yılmaz, Yunus Emre Ezer, Şuayp Seferoğlu, Ahmet Kara, Metin Arslan, Ramazan Sarıkaya ve Tolga Ecebalın isimli vatandaşların şehit oldukları bilgisi verilen iddianamede, çıkan olaylarda 152 kişinin de yaralandığı aktarıldı.

Tüm şehitlerin otopsi sonucuna da yer verilen iddianamede, ''Şehit İlhan Varank hakkında tanzim edilen otopsi raporunda, vücutta mermi çekirdeği parçaları girişi ile uyumlu iki adet yara tespit edildiği vücuttan ileri derecede deforme bir adet mermi çekirdeği gömlek parçası elde edildiği, ölümün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu bildirilmiştir.'' denildi.

Tüm şehitlerin yakınları ile mağdur ve müştekilerin ifadesine başvurulan iddianamede, İlhan Varank'ın eşi Saadet Varank'ın da müşteki sıfatıyla ifadesi alındı. Saadet Varank ifadesinde, ''Darbe girişimini öğrendiklerini, Sayın Cumhurbaşkanının çağrısı üzerine eşinin 'sen evde kal' diyerek, darbe girişimine karşı durmak amacıyla dışarı çıkıp önce Vatan Caddesi'ne daha sonra ise İBB binasına gittiğini, bir süre sonra eşinin hastanede olduğunu öğrendiğini ve Bezmialem Hastanesine gittiğini, eşinin şehit olduğunu öğrendiğini, nasıl veya ne şekilde şehit olduğunu bilmediğini, şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğunu belirtmiştir.'' denildi.

.