Medical Park Gaziantep Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Kliniğinde
görevli Doç. Dr. Cengiz Çelik, burun kıkırdak-kemik eğriliğinde en
sık meydana gelen şikayetin burun tıkanıklığı ve burundan rahat
nefes alınamaması olduğunu belirterek, burun eğriliğinin yol
açabileceği sonuçlarla ilgili uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Çelik,
"Burun tıkanıklığı genellikle septumun eğik olduğu taraftadır,
ancak her iki burun deliğinde sürekli tıkanıklık veya bazen sağda,
bazen solda olacak şekilde değişken burun tıkanıklığı
hissedilmesine de yol açabilir. Efor halinde ve istirahatte
burundan yeteri kadar nefes alamama, gece ağzı açık uyumaya bağlı
sabahları ağızda kuruma görülebilir. Burun kıkırdak kemik eğriliği
horlamaya neden olabilir, sürekli ağız solunumuna sebep olup
farenjite yol açabilir, eğriliğe bağlı tekrarlayan sinüzit
ataklarına ve burun kanamalarına zemin hazırlayabilir. Yüz ve baş
ağrılarına, geniz akıntılarına neden olabilir. Akciğerler için
gerekli hava mutlaka burundan geçmelidir. Burnun havayı ısıtma,
nemlendirme ve temizleme gibi fonksiyonları vardır. Burun kıkırdak
kemik eğriliği sonucu burundan hava geçişi azalır. Ağızdan alınan
işlenmemiş hava üst solunum yolları ve akciğerlerde problemlere yol
açabilir” dedi.
“Burun tıkanıklığı yapan konka, ameliyat
gerektirir”
Doç. Dr. Cengiz Çevik, burun iç kısımda, yan duvarlarda bulunan
etlere Konka ismi verildiğini hatırlatarak, burun içi etlerinin
bazı durumlarda aşırı büyümesiyle burun tıkanıklığı gelişebildiğini
açıkladı. Çevik, "Burun kıkırdak kemik eğriliği olan kişilerde,
eğriliğin karşı tarafında konka büyümeleri sıklıkla görülmektedir.
Burun kıkırdak kemik eğriliği düzeltilmesi ameliyatına septoplasti
denmektedir. Burnun, fonksiyonunu yerine getirmesini engelleyen
sorunları düzeltmek için yapılır. Ameliyat, kemik yapısının
olgunlaşmasıyla birlikte erkeklerde 17-18, kadınlarda ise 15-16
yaşından sonra uygulanır. Ancak bazı özel durumlarda daha erken
yaşlarda da müdahale yapılabilir. Septoplasti ameliyatlarında temel
prensip, burnun ön tarafındaki ve burun sırtındaki desteği
koruyarak burun içerisindeki kıkırdak-kemik eğriliğinin
düzeltilmesidir. Olguların çok büyük bir kısmında bu işlem kapalı
teknik dediğimiz burnun içerisinden bir kesi yapılarak ameliyatı
gerçekleştirmek mümkündür. Ameliyat sırasında burun içinden
çalışıldığı için burnun dış kısmında herhangi bir şekil
değişikliği, morarma, şişme ve ameliyat izi olmamaktadır. Hasta
genellikle aynı gün evine yollanır. Ertesi gün her türlü
faaliyetini yapabilir ve birkaç gün içerisinde işine dönebilir”
şeklinde konuştu.
"Ameliyat sonrası tampon uygulaması gerekli
mi"
Çevik, burun ameliyatları insanların çoğu zaman korku ile baktığı
ve çoğunlukla rahatsızlıkları olduğu halde kaçtıklarını
vurgulayarak, "Burun ameliyatları insanların en çekindikleri
ameliyat gruplarından biridir. Bunun en önemli nedeni tampondur.
Eskiden ameliyat sonunda her iki burun deliğine burun tamponu
konmakta idi. Bu durum hastada nefes almayı çok zorlayıp bazen
tehlikeli bir şekilde hastanın hava açlığı nedeni ile tamponu
çekmesi ve kanama ile sonuçlanıyordu. Şimdi ise ameliyat esnasında
burun içine koyduğumuz dikişler sonrasında tampona ihtiyaç
kalmamakta ve ameliyat sonrası normal burun deliklerinden nefes
alan hasta çok rahat etmekte ve de bu dikişler kendiliğinden
eridiği için alınmaları da gerekmemektedir. Sadece bazı durumlarda
yaklaşık % 5 hastaya tampon konulması gerekebilmekte, ancak bu
tamponlar bugünün teknolojisi ile etrafa yapışmamakta ve kolay
çıkıp ağrı veya kanamaya neden olmamaktadır. Ayrıca bazı
tamponların ortasında delik vardır ve bu sayede tampon varken de
hastanın nefes almasına olanak sağlanmaktadır. Ayrıca konkaların
aşırı büyüdüğü durumlarda, radyofrekans yöntemiyle kesi
yapılmaksızın konkalar küçültülebilmektedir” diye konuştu.