Avrupa’da da yoluna emin adımlarla devam eden Fenerbahçe, Türkiye Süper Lig 5. Hafta maçında sahasında Kayserispor ile karşılaştı. Deyim yerindeyse dünyaların kaçtığı karşılaşmayı yeni transferlerden Joao Pedro ve Joshua King’in klas golleriyle zorlanmadan kazandı ve 5 maçta 15 gol gibi hatırı sayılır bir istatistik yakaladı.

Avrupa'da da yoluna emin adımlarla devam eden Fenerbahçe, Türkiye Süper Lig 5. Hafta maçında sahasında Kayserispor ile karşılaştı. Deyim yerindeyse dünyaların kaçtığı karşılaşmayı yeni transferlerden Joao Pedro ve Joshua King'in klas golleriyle zorlanmadan kazandı ve 5 maçta 15 gol gibi hatırı sayılır bir istatistik yakaladı.

Transfer döneminde bir yandan gelen oyuncular bir yandan gidenler, sakatlar cezalılar derken yine bir maç günü geldi Fenerbahçe için. Cumartesi gecesi evinde Kayserispor'u ağırlayan Fenerbahçe, mücadeleye hızlı başlayan taraf oldu. Maçın genelinde topun tek hakimi Fenerbahçeydi. Böyle olunca da ardı ardına gol pozisyonları izledik. Maçın ilk dakikalarında yüklenmeye başlayan Fenerbahçe'de deyim yerindeyse dünyalar kaçırıldı. Bir çırpıda aklıma gelenler, Peres, Crespo, Arao ve İrfan'ın ilk yarıda kaçırdıkları goller, Pedro ve King'in kaçırdıkları derken ilk yarı fark olacakken cömertçe harcanan pozisyonlar nedeniyle bu fark yapılamadı. Peres'in uzak mesafeden çektiği şut kaleye çok farkla auta gidince Jesus neredeyse çıldırdı. Oyuncusuna ''Neden?'' der gibi kızdı. Sonrasında sahada daha derli toplu ve kararlı görüntüler izledik. Sonra sahneye çıkan Joao Pedro tam bir golcü vuruşuyla maçın ilk golünü attı. Pedro'nun sahadaki çalışkanlığı, gole yakınlığı herkes tarafından çok beğenildi. Attığı güzel gol ile de adeta gözlerin pasını sildi. Maçın ilk devresi bu golle tamamlanırken ikinci yarı yine çalışkanlığını sürdürdü Pedro. Bir diğer golcüsü Joshua King'in enfes golü ise adeta izleyenleri büyüledi. Topu sürüşü, rakipten kurtarıp ceza yayı çaprazından topu uzak köşeye gönderişi ''İşte klas golcü'' dedirtti. Maçın oyuncusu seçilen Pedro geceyi bir gol ve bir asistle tamamladı. Maçın son dakikalarında oyuna giren Arda Güler ise yine kısa bir resital izletti hepimize.

Maçı 2-0 kazanan Fenerbahçe ligde 2. Sırada yer alırken, 5 maçta atılan 15 gol istatistiği ise büyük beğeni topladı ve gözünü Perşembe akşamı yine Kadıköy'de oynanacak olan Dinamo Kiev maçına dikti. Şampiyonlar ligi elemelerinde karşılaşıp elenilen Dinamo Kiev, şimdi Avrupa ligi gruplarında rakip olarak geliyor Kadıköy'e. Tüm taraftarlar tarafından ''Hesap vakti'' olarak nitelendirilen maçta Fenerbahçe tüm meziyetlerini sahada gösterecek gibi görünüyor. Bu hesabı kapatmaya odaklı Jorge Jesus ve öğrencilerine şimdiden başarılar diliyorum.

SON MOHİKAN BATSHUAYİ!

Transfer döneminde birçok oyuncu gönderen ve transfer eden Fenerbahçe'de golcü bekleyişi de sona erdi. Geçtiğimiz yıl Beşiktaş'ta kiralık olarak forma giyen Chelsea'nin yıldız oyuncusu Batshuayi, Avrupa'da transferin son gününde bonservisiyle birlikte kadroya dahil edildi.

Geçtiğimiz yıl Beşiktaş'ta kiralık olarak oynayan Batshuayi, yaşanan hoca değişiklikleri neticesinde ciddi performans düşüklükleri ve konsantrasyon kayıpları yaşamış olsa da 14 gol ve 5 asist ile toplam 19 gole direkt katkı vermişti. Sezon sonu oyuncuyu tekrar kiralamak isteyen Beşiktaş, Chelsea'nin kiralamak yerine bonservisi ile birlikte satma düşüncesinden dolayı bu transferi gerçekleştiremedi ve yollar ayrılmış oldu.

Fenerbahçeli taraftarlar tarafından normal şartlarda olumlu karşılanabilecek bu transfer, tam 3 aylık bekleyiş, bahsedilen ve beklenilen fırsat transferi söylemlerinin bir nevi gölgesinde kaldı. Medyada dolaşan ve hiçbir gerçekliğe sığmayan futbolcu isimleri sebebiyle de beklenti tavan yapmıştı. Ancak beklenti yükseldikten sonra gelen oyuncu o isimlerden biri olmayınca da doğal olarak hayal kırıklığı yarattı. Tüm bu kaos ve hayal kırıklığı maalesef ki Fenerbahçeli kurmaylara yazar. Hiçbir açıklama, hiçbir uyarı/düzeltme/yalanlama olmazsa eğer, etkileşim çılgınlığı kisvesiyle hayal ürünü isimlerle camia karıştırılmaya devam eder.

SORULARI DOĞURAN CEVAPLAR!

Maçın ardından hem Başkan Sayın Ali Koç hem de Teknik Direktör Jorge Jesus açıklamalarda bulundu. TFF'ye düzenlenen silahlı saldırı ve tam 7,5 yıldır failleri bulunamayan Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanması konularına da değinen Başkan Ali Koç, İç İşleri Bakanlığına ve Emniyet'e faillerin artık bulunması yönünde çağrısını yineledi.
Transfer hususlarına da değinen Başkan, Maxi Gomez'de transfer çalımı yenilmediğini, Hoca'nın öncelikli tercihinin Batshuayi olduğunu, bu yüzden de Maxi Gomez transferinden vazgeçildiğini belirtti. Açıklamalarına devam eden Başkan Ali Koç, kendilerinin Maxi Gomez transferini bitirdiğini ancak Jorge Jesus'u Maxi Gomez için ikna edemediklerini belirtti. İşte tam da bu noktada verilen cevap soruları doğurdu. Birçok tanıdığım bana ''Hocanın tercihi eğer Batshuayi ise neden Gomez ile vakit kaybedildi'' diye sordu. Hocanın istediği net ise neden başka isimlerle anlaşıp Hocayı başka bir oyuncu konusunda ikna etmeye çalışıyoruz? Ben şahsen bu sorulara yanıt bulamadım. Umarım bir gün karşılık bulur bu sorular. Çünkü iki oyuncunun da maliyetleri bonservis olarak aynı. Batshuayi sprinter pivotken, Maxi Gomez daha çok Valencia tipi gezgin ve rakip defansı karıştırabilen tipte bir oyuncu. Peki ama Jorge Jesus'un planı hangisi? Siz bu isimlerden alabildiğinizi alın, ben buna göre kurguyu dizayn ederim mi dedi? İkisinin de maliyeti aynı ve tercih bizdeyse o halde ben Batshuayi'yi istiyorum mu dedi? Başkanın açıklamaları sürerken Jorge Jesus basın toplantısında önceliğinin Batshuayi olduğunu teyit etti. Yani bir nevi Maxi Gomez ve diğer isimler ile boşa vakit kaybedildi tam 3 ay. Bu esnada kaybedilen Şampiyonlar ligi bileti, ligde kaybedilen 5 puan da cabası. Konu 3 ay önceki maliyet ise, belki 3 ay önce bu oyuncuyu 5 Milyon Euro'ya alırdık ancak Şampiyonlar ligi biletini alıp, kasaya 25 Milyon Euro koyardık. Bu da önemli bir husus sanki…

Jorge Jesus transferin tamamlandığını, kadrosunun belirlendiğini söylerken, Başkan transferin devam edebileceğini, U21 yaş kategorisinde yabancı veya yerli olarak oyuncu bakıldığını söyledi. Yine bir yeni çelişki. Biz alırız Hocaya veririz, oynatırsa ne ala mı? Tesislerdeki yemekhanede çalacak müziğe kadar karar veren, tesislerdeki duvarlarda, takım otobüsünün dışındaki görsele kadar karar veren bir Hoca'ya ''biz bunu da aldık sen bakıver'' demek futbolun doğasına aykırı geliyor.

Başkan Ali Koç ve Yönetici Selahattin Baki Bey'in bir söylemi oluyor ara ara transferdeki kulübün tutumu hakkında, ''Bizim yoğurt yiyişimiz, karda yürüyüp iz bırakmayışımız, muhabirlere haber sızdırmadığımız'' minvalinde.

Yine bir soru ile noktalayayım yazımı.

Sizler sızdırmıyor olabilirsiniz ancak bazı oyuncu menajerleri ile iş birliği yapıp, sosyal medya rüzgarını da ardına alıp kulüplere oyuncu dikte eden bu basın mensuplarına transfer gelişmelerini sızdıran kim ve bu durumu ne zaman düzeltmeyi düşünüyorsunuz Sayın Başkan?