KÜÇÜĞÜM ve yalnızım. Bir başınalık ne demek, bunu biliyorum. Öğrendim. İnceden inceye ve derinden derine. Nereye gitsem, yalnızım. Nereden dönsem, yalnızım. Martılara simit atarken de yalnızım, bir duvar dibinde avucumda tuttuğum bardaktaki çayın demini alması için beklerken de…

KÜÇÜĞÜM ve yalnızım.

Bir başınalık ne demek, bunu biliyorum.

Öğrendim.

İnceden inceye ve derinden derine.

Nereye gitsem, yalnızım.

Nereden dönsem, yalnızım.

Martılara simit atarken de yalnızım, bir duvar dibinde avucumda tuttuğum bardaktaki çayın demini alması için beklerken de…

Tarihi bir caminin şadırvanında yüzümü üşüten suyla abdest alırken bile yalnızım.

Ve toplu ulaşım araçlarında onca kalabalığın içindeyken de aynı şekilde yalnızım.

Çünkü ben küçüğüm.

YOĞUN caddelerde sel gibi akan insanların arasında yürürken de hep yalnızdım.

Kağıt helvanın arasına dondurma koydurup o sokak senin bu sokak benim diyerek arşınlarken de yalnızdım.

Sabahın seher tenhalığını fırsat bilerek peşime düşen köpeklerden kurtulmak için can havliyle koşarken de yalnızdım. Sahipsiz sokak kedileriyle yarenlik ederken de…

Oturduğum bankta denizi seyre dalmışken dalgaların kıyıyı vurdukları sırada da aynı duyguyu yaşıyordum.

Yalnızdım.

Ben hep yalnızdım.

Çünkü ben küçüğüm.

GURBET ele düşmüştüm.

Küçüktüm.

Sobalıydı üç beş öğrenciyle kaldığımız ev.

Tutuşturamazdık sobayı.

İnatlaşırdı bizimle, yanmazdı.

Sokak aralarında merhamete gelip bir miktar talaş vermesini umduğum bir marangoz ararken yine yalnızdım.

Çünkü ben küçüğüm.

GİT derler, giderdim.

Gel derler, gelirdim.

Dur, otur, kalk, koş…

Verilen tüm emirlere uyardım.

Yalnız ben uymak zorundaydım.

Çünkü ben küçüğüm.

TENHALARA meftun oluşum bundan…

Dalgın oluşum bu sebepten.

Bazı şeyleri unutuşum var ya işte o da bundan.

Kalabalıklarda bazen sessiz bazen de aşırı neşeli oluşum yine bundan.

Kimi yerlerde görünmeyi isterken kimi yerlerde hepten kaybolmayı dileyip saklanışım bundan.

Yalnızdım.

Ve hep yalnızım.

Çünkü ben küçüğüm.

BÜYÜDÜM esasen…

Yaş aldım.

Saçım sakalım ağardı.

Kendimce bir çevre edindim, kısmen saygı da uyandırdım.

Can yakmamaya çalıştım canım yansa bile.

Ama içim büyümedi.

Küçüktüm ben.

Yine küçüğüm.

O sebeple yalnızım.

Bedenim gibi içim de büyürse yalnızlık beni yalnız bırakır mı ki?

Düşünüyorum da belki de böylesi daha iyi.

Küçük kalmak güzel.

En azından büyüklenmek için bir sebebin olmuyor.

İdeallerim, ufkum büyük olsun yeter ki…

Küçük olmak veya küçük görülmek beni daha ne kadar küçültebilir ki?

Zira ben küçüğüm.

Ya Selam!