İNSAN biraz da bunun için var olmamış mıdır? Kendiyle bütünleşmelidir. Çevresiyle bütünleşmeli, evrenle de… Kâinat bizlerin hayatını kolaylaştırmak için ihsan edilmişken biz dünyayı tahrip etmekle kendimizi görevli saymamız açıklanamaz.

İNSAN biraz da bunun için var olmamış mıdır?

Kendiyle bütünleşmelidir.

Çevresiyle bütünleşmeli, evrenle de…

Kainat bizlerin hayatını kolaylaştırmak için ihsan edilmişken biz dünyayı tahrip etmekle kendimizi görevli saymamız açıklanamaz.

Kötücül yanlarımızı törpüleyip onları ehlileştiremediğimiz müddetçe acılarımız katlanarak artacaktır.

İçimize doğru kanamalarımız devam edecektir.

Oysa alemi bayındır kılmakla mükellefiz.

İmar etmekle vazifeli kılınmışız.

Sorumluluğumuz budur.

Mükellefiyetlerimizin tam tersini yapmak kendi elimizle kendimizi ateşe atmaktan farksızdır.

Şunu da not etmeliyiz ki, kendini inşa edemeyen başkalarını inşa edemez.

Kendini kalkındırıp bayındır kılmayan başkalarını bir iç mimar gibi tezyin edip süsleyemez.

Onların gizli potansiyellerini harekete geçirerek iyiliğin çoğalmasına katkı yapamaz.

İMAN bizi bütünler.

İkiliği ortadan kaldırır.

Şirk pisliğinden beri kılar.

İkiyüzlülükten uzak tutar.

Kalbimizin itminan oluşuna dilimiz ikrar verir.

Dilimizin dediğini ise kalbimiz tasdikler.

Bölünmüşlükler, parçalanmışlıklar son bulur.

Tam bir bütünlenme ile hayata ışıl ışıl bakmamıza sebep olur.

NAMAZ neden vakitlerle üzerimize borç olarak konulmuştur acaba?

Gün içinde arınmamız için değil midir?

Yüklendiğimiz negatif enerjilerin topraklamasını sağlayarak dinamik bir kulluk bilinciyle hayata pozitif dokunuşlar yapmamız için değil midir?

Önce kendimize ardındansa başkalarına şifa olmamız lazım geldiğinden olabilir mi?

Hayrı çoğaltmak ve selam yurduna varmazdan evvel hayatın bu yakasında barışı tesis etmek temel vazifemiz değil mi?

Kendimizle sulhu sağlayarak halka halka bu daireyi büyütüp geniş kitlelere aynı güven ortamını hazırlamak insan olmamızın en temel gereği değil mi?

Bu işlemlerin tamamı bütünleyici olmak değil midir?

BÜTÜNLEYİCİ olmalıyız.

Hüner budur.

Parçalamak kolaydır.

Marazi bir zevk verebilir.

Ancak unutmamalıyız ki, tahrip, tahribi getirir.

Kötülüğün sonuçları kötüdür.

Benliğini büyütüp semizleştirerek çevremizden insancıl davranışlar bekleyemeyiz.

Başkalarında meydana getirdiğimiz travmalar bize sevap olarak dönmez.

Açtığımız yaraları iyileştirmeyi başaramıyor olsak bile hiç olmazsa derinleştirmemeliyiz.

KURT balası kurt olur.

Ceylanın yavrusu da ceylandır.

İyilikler daima iyilikle sonuçlanır.

Ektiğimiz tohumlardan farklı ürünler beklememiz ahmaklığımızın delili olur ancak.

Güzellikten yine güzellik neş'et eder.

Düşmanlık aynı şekilde düşmanlığı doğurup çoğaltır.

Ateş saçanlar yanmaktan şikayetçi olamazlar.

ALLAH elbette şerden hayır yaratmaya kadirdir.

Bahsimiz bu değildir.

Konumuz kulluk sorumluluğudur.

Bizler şerre yönelip, kötü fiiller işleyip Rabbimizden hayra çevirmesini dilememiz mü'min bir kalbin talebi olabilir mi?

Kusurlarla çevreliyiz elbette.

Sehven yaptıklarımız varsa lazım gelen şey dönüş yapmak, tövbe etmektir.

Bunu başardığımız vakit bütünleyici olmaya niyet etmişiz sayılır. Sonrası ihsan-ı ilahî olarak elbette kolaylaşacaktır.

Cenab-ı Hakk bizleri bölen, parçalayan değil, bütünleyenlerden kılsın inşallah.

Ya Selam!