BÖYLE soru mu olur demeyin, olur. Üstelik bu soru çok belirleyici bir sorudur. Bizler bilgiye ulaşmayı, öğrenmeyi ne için talep ederiz? Bilgiye ulaşmak ne sağlar bize?

BÖYLE soru mu olur demeyin, olur.

Üstelik bu soru çok belirleyici bir sorudur.

Bizler bilgiye ulaşmayı, öğrenmeyi ne için talep ederiz?

Bilgiye ulaşmak ne sağlar bize?

Bilgiye ulaşmanın yol ve yöntemleri nelerdir?

Hangi evrelerden geçerek buna ulaşırız?

Her öğrendiğimiz bilgi gerçek midir?

Sahih midir?

Bunu test etmenin yöntemleri var mıdır? Bunlar ne kadar güvenilirdir?

Değişen bilgiler var mıdır?

Bu nasıl gerçekleşir?

Bilgi değiştiği zaman o bilginin sahibi olan bizler nasıl bir tutum içine girmeliyiz?

Düne kadar uğraşıp didinerek öğrendiğimiz ve doğru sandığımız bilgilerin eksik veya yanlış olduğunu kavradığımızda iç yangınımızı nasıl söndürürüz?

Heba olan yıllarımıza ilişkin ne gibi duygu sorunları yaşarız?

Yanlış bilgi sonucu ifa ettiğimiz yanlış amellerin durumu nedir?

Mazur muyuz?

Yoksa telafi cihetine mi gitmeliyiz?

Şimdi ulaştığımız bilginin ilerleyen zamanda yanlış çıkabilme ihtimali varsa bilgi ile ilişkimizi nasıl belirlemeliyiz?

Bu bağlamda 'Ehl-i zikre sorun' emrini nasıl yerine getirebiliriz? İlimde uzmanlaşmış ve aynı zamanda bu bilgiyi yaşamına geçirerek müşahede etmiş yani şahit olmuş kişilere sormanın yararı nedir?

'Her bilenin üstünde bir bilen vardır' gerçeği bizi nasıl bir anlayışa taşır?

Kesin bilgiye ulaşabilmek için 'Reyb'ten nasıl kurtulabiliriz?

İhtimalleri eleyerek azaltarak 'Şüphe' noktasına geldiğimiz vakit 'Şek' noktasına nasıl ulaşırız ve buradan 'Yakîn' mertebesine nasıl çıkabiliriz?

Ve tüm bunları ne için yaparız?

Bilgi bize tam olarak ne sebeple gereklidir?

Görüldüğü gibi mesele kolay değildir.

Soruların ardı arkası kesilmemektedir.

OKU emrini yüklenmiş mü'minleriz.

Bunun doğru yöntemini bulmaya mecburuz.

O halde kendimizi kazı çalışması yapmaktan azade sayamayız.

Uzak tutamayız.

SEVGİLİ Peygamberimizin okumayı teşvik edişini ve Kur'an'ın emrini nasıl doğru anlayabiliriz?

Vahyin indiği dönemde dili bilen ve gelen ayetleri anlayan topluluğa 'Oku' emrinin ifade ettiği mana ile bizim şu anda çıkardığımız anlam aynı mıdır?

Yani Sahabe Efendilerimizin o emirden anladığı ile bizim şu anda çıkardığımız sonuç aynı mıdır?

Gördüğünüz gibi konu derin ve sorular hala bitmemektedir.

BİLGİ bilimsel gayret ve araştırmalarla ulaşılan sonuçtur.

Elde edilen verilerdir.

O halde biraz da bilginin bize neden gerekli olduğuna cevap aramaya çalışalım.

Bilgi, hayatı kolaylaştırır.

Bilgi, varlıkları tanımamızı sağlar.

Bilgi, insan olmanın bir icabıdır.

Bilgi, olaylara hakim olmamızı temin eder.

Bilgi, iç dünyamızı aydınlatır.

Bilgi, entelektüel doyuma ulaştırır.

Bilgi, yaşamı anlamlandırmamıza katkı sunar.

Bilgi, eksiklerimizi görmemizi sağlayarak bunları gidermemize fırsat tanır.

Bilgi, değişmemizi, dönüşmemizi sağlar.

Bilgi, bizi mükemmeliyet yolculuğuna çıkarır.

Bilgi, farkındalık kazandırır, dengeye getirir.

Bilgi, sosyalleştirir, iletişim kurmamızı temin eder.

Bilgi, nesne ve olay arasındaki bağlantıyı çözümlememizi sağlar.

Bilgi, bilenin özne, bilinenin nesne olduğunu öğretir.

Bilgi, keşfetme güdümüzü ateşler.

Bilgi, kapsama alanımızı genişletir.

Bilgi hayat, bilgisizlik ölümdür.

Bilgi bizi sonunda bilgeliğe götürmelidir.

KUR'AN bilgisi bize ne için gereklidir peki?

Püf noktası burasıdır.

Sadece bilgilenmemiz için gönderilmiş bir kitap olabilir mi?

Âhirette bilgi açısından mı sorgulanacağız esas olarak, amel bakımından mı?

Yani problem daha çok bilgi mi, uygulama mı?

Bu da son sorumuz olmuş olsun.

Ya Selam!