Şaka değil; bu yıl Yeşilay Haftasını unuttum! Biliyor muydunuz bilmiyorum, Mart Ayının ilk haftası “Yeşilay Haftası” dır. Her yıl bu haftaya dikkat etmek için farklı başlıklar altında yazılar yazarım. Bu yıl unutmuşum.

Şaka değil; bu yıl Yeşilay Haftasını unuttum! Biliyor muydunuz bilmiyorum, Mart Ayının ilk haftası 'Yeşilay Haftası' dır.

Her yıl bu haftaya dikkat etmek için farklı başlıklar altında yazılar yazarım. Bu yıl unutmuşum. Ben unuttum unutmasına da gerek görsel gerekse sosyal medyada bu hafta ile ilgili bir yayına, paylaşıma rastlayamadım.

Elbette ki, geçen hafta gündem o kadar yoğundu ki neyi takip edeceğimizi şaşırdık!

Hangi birini sayayım o kadar çok ki; içimizi derinden acıtan askerlerimizin şehit edilmesi, İdlib, Esed, Putin, Trump ateşkes­,­ göçmenler…

Geçen haftanın gündemi hepimizin dengesini bozdu ve haklı olarak gündemimizi meşgul etti.

Yetmedi, bir de hepsinin üstüne Meclis Meydan Muharebesi eklenince iyice allak bullak olduk(?)

Birlik beraberliğe en fazla ihtiyacımızın olduğu şu günlerde düşmana karşı rezil olduk.

Elbette ki, hakarete vardırmadan herkes herkesi eleştirebilmeli ve eleştirirken de kendi doğrularını ortaya koyabilmelidir. Ancak, her şeyin bir yeri, zamanı ve de sınırı olmalı.

-Be milletvekili günler çuvala mı girdi?

-Meclisimizin birbirine girmesine neden oldunuz ve tüm aleme karşı bizi utandırdınız!

İşte bu hareketli hafta içinde Yeşilay Haftasını unuttuk!

-Hepsine tamam da çok çok önemli olan Yeşilay Haftası bir Sergen YALÇIN bir Ersun YANAL kadar medyada yer almaz mı? Almadı!

Bu konuyu çok önemseyen biri olarak ben de unuttum! Kendi kendime hatırlamamın hiçbir önemi olmasa da hatırlayamadığım için üzüldüm.

Çünkü, Yeşilay içerikli sorunlar çok çok büyük olup her ne olursa bu soruna her türlü araçla dikkat çekmeli en azından karınca kararınca bir şey yapmanın çabası içinde olmalıyız.

-Sorun büyük hem de çok büyük!

En vahimi de toplumun yaşadığı her türlü sorun bizi rahatsız etmiyorsa işte o zaman sorun daha da büyük, demektir.

Bugün insanımız özellikle de çocuklarımız sigaranın, alkolün, uyuşturucunun hiç olmadığı kadar tehdidi altındadır.

-Öyle değil mi?

Sigara kullanma çocuk yaşlara kadar düşmüş, alkol kullanımı sıradanlaşmış, uyuşturucu araçları çeşitlenmiş ve uyuşturucuya ulaşmak kolaylaşmıştır.

Bunlarla mücadele etmek için toplumun tüm fert ve kurumları bu mücadelenin içinde bir şekilde bulunmalı; en azından duyarlı olmalıdır.

Bu mücadelenin en etkin yapıldığı yer okullarımız olması gerekirken maalesef, Yeşilay Haftası'nda okullarımızda bazı etkinlikler yapılsa da çok da etkili olduğu söylenemez. Sembolik olmaktan öteye fazla bir katkısı da yok.

Okullarımız çocuklarımızı sınava hazırlamaktan başka işlere fazlaca zaman ayıramamaktadır.

-Varsa yoksa sınav sınav!...

Bırakınız bir haftayı; alkol, uyuşturucu, kumar ve sigara ile mücadele her alanda her türlü araçla sürekli yapılmalıdır.

Gençlik alkolün, kumarın, uyuşturucunun, sigaranın pençesine düşmüş Sergen Yalçın'ın oynattığı futbol kadar tartışan, program yapan yok!

Konuşanlara da belli kesimler; 'hayat tarzımıza, özgürlüğümüze karışıyorlar' diye basıyorlar feryadı!

İçkinin, uyuşturucunun, sigaranın günah olup olmadığına inanmak veya inanmamak kişinin kendi tercihi olup buna karışacak halimiz yok; ancak, hiçbir aklı selim insan çocuğunun içki, sigara ve uyuşturucu kullanmasını istemez.

-Varsa da ben görmedim, bilmiyorum!

Bir anne ve babanın çocuğuna zarar gelmesini istemesi insan aklı sınırları içerisinde düşünülemez. Eğer, bir ana baba çocuğunun bu zararlı alışkanlıkları yapmasını istiyorsa benim diyecek bir şeyim olamaz!

Cinayetlerin yüzde 85'sinin, tecavüzlerin yüzde 50'sinin, şiddet olaylarının yüzde 50'sinin, ölümcül trafik kazalarının yüzde 65'nin, aile içi kavga ve geçimsizliklerin yüzde 70'nin, sonradan olan akıl hastalıklarının yüzde 60'nın büyük oranda müsebbibinin alkol olduğu araştırmalarda ortaya konulurken sigaranın, uyuşturucunun korkunç zararları herkes tarafından bilinen, inkar edilemez bir gerçekken ben ne diyeyim siz ne diyebilirsiniz!