Tokat’ın Suçu Ne?


Tarih 2000, Tokat’ın nüfusu 828.027’dir.
Tarih 2017, Tokat’ın nüfusu 602.086’dır.
Yani 17 yılda 225.941 kişi Tokat’ı terk etmiş.
Komşu illerden Samsun 103.000 nüfus artışı sağlamış. Sivas 133.000, Ordu 145.000, Amasya 35.000 göç vermiş. Yozgat’ı soracak olursanız onun durumu daha vahim!
Tokat’ta genel olarak yerel yönetimlerin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat merkezi yönetimden diğer illere oranla yeterli desteği göremiyor olması bu tablonun en önemli sebebi. Sürekli göç veren kadim bir şehirden bahsediyoruz.
Coğrafi yapısıyla, tarıma elverişli ovalarıyla, merasıyla- yaylasıyla tarımda, hayvancılıkta, sanayide uygun koşullara sahip olmasına rağmen; maalesef Türkiye’nin istihdam ve büyüme oranları Tokat’a yansımadı.
Peki, bunun sebebi ne?
Tokat’ın suçu ne?
Ekonomisine büyük katkı sağlayan Sigara Fabrikası’nın satılması, yerli tütüne kota uygulanması tarımda durgunluğa sebep oldu. Köyler boşaldı. İnsanlar büyük kentlere göç etti.
Bu gün tütün sektörü %89 yabancıların elinde.
Bir diğer sektör, şeker!
Sigara fabrikasının kapatılmasıyla Tokat’ın ağzına acı biber sürülmüş. Turhal şeker fabrikasının özelleştirilmek istenmesiyle de ağzının tadı kaçmıştır.
1934 yılında hizmete açılmış binlerce kişiye aş olmuş, iş olmuş, ekmek kapısı olmuş fabrika küresel entrikaya kurban edilmek üzere.
Son günlerde adından sıkça bahsedilen nişasta bazlı şeker tedarikçisi, yapay tatlandırıcı devi bir şirketin tekeline terkedilmek üzere.
Bu şirketin amacı şeker pancarına kota uygulatarak, fabrikaları sattırarak şekerde tek tabanca çalışmak istiyor olabilir.
Piyasayı ele geçirdiklerinde şu an çok ucuza verdikleri früktoz ve glikozu dolara endeksleyip, petrol fiyatına satmayacaklarını kim garanti edebilir?
Satılacak 14 şeker fabrikasının sadece 4’ünün kârda 10 tanesinin zararda olduğu söyleniyor. Özelleştirildikten sonra bu fabrikaların 5 yıl zorunlu işletme şartı varmış.
Peki, 5 yıl sonra ne olacak?
Zarar ediyorum kardeşim, ben kapatıyorum derse ne olacak?
Muhtemelen akıbeti sigara fabrikası gibi olacak.
Yıllardır “Millet istedi biz yaptık” diyerek bu memlekete hizmet eden siyasi iktidar, bundan sonra “Millet istemedi ama biz sattık” mı diyecek?
Kısacası vatandaş; “ benim fındığıma, fıstığıma, çayıma, şekerime dokunma” diyor.
Şeker fabrikalarının bulunduğu iller başta olmak üzere, bütün yurtta özelleştirmeye büyük bir tepki olmasına rağmen “zarar ettiği için satılıyor” sözünden başka açıklama yapan yok.
Pancar üreticisinin ve çalışanların mağdur edilmeyeceği söyleniyor. İşin küresel boyutuna değinen yok.
Bu fabrikalara sahip çıkılmazsa zaten son yıllarda Avrupa’nın sığır pazarı olan Türkiye, gelecek yıllarda Amerika’nın şeker pazarı olacak.
Şeker stratejik öneme sahip temel gıda maddelerinden biridir.
Bu fabrikaları satmanın pancar üreticisine, işçiye, çiftçiye, hayvancılığa, nakliyecilere, ulusal şeker sektörümüze getirisi götürüsü ne olacak?
Bunun çok iyi anlatılması gerekiyor.
Oldu olacak Tarım Müdürlüklerini de özelleştirin, memurların üzerinden rehavet ve kasvet kalksın.
Yıllar önce Tarım Müdürlüğüne bir evrak teslim etmeye gitmiştim. “Düriyem’in Güğümleri Kalaylı” türküsü eşliğinde hanım memurlardan biri paspas, diğeri dantel örüyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
Her neyse!
Tokat, milli iradeye saygı duymuş, destek olmuş bir ildir. Çantada keklik olarak görülmesi, yatırımdan mahrum olması, iktidara tam destek vermesine rağmen 16 yıldırbir bakanlık dahi verilmemesi, Tokat-Niksar-Ünye yolunun yıllardır tamamlanmamış olması, önümüzdeki süreçte iktidarın yerelde tekrar 12’de 12 yapmasına olanak sağlayabilir ama genel de Tokat’tan sağlam bir tokat yemesine de sebep olabilir.
Tokat üzerinde söz sahibi olanların “Tencerem var tavam var/ Tokatlıyım havam var” anlayışından vazgeçip Tokat’a sahip çıkmaları gerekir.
Kalın sağlıcakla…