Ülkemizin çok önemli sorunları varken tarikat konusu üzerinde sık sık durduğum düşünülebilir. Bu konu ülkemiz güvenliği kadar çok önemli bir konudur. Çünkü, Türkiye’de ehli sünnetin güvenliğinin en önemli müesseseleri ehil tarikatlardır.

Ülkemizin çok önemli sorunları varken tarikat konusu üzerinde sık sık durduğum düşünülebilir. Bu konu ülkemiz güvenliği kadar çok önemli bir konudur. Çünkü, Türkiye'de ehli sünnetin güvenliğinin en önemli müesseseleri ehil tarikatlardır.

Emperyalist güçlerin ülkemiz Müslümanlarının inancını bozma projesi olan 'Ilımlı İslam' projesinin karşısında en büyük engel ehli sünnet temelli tarikatlardır.

Esas konuma geçemeden önce şunu kesinlikle belirtmek istiyorum. Tarikat şeyhiyim diye ortaya çıkan ne olduğu belirsiz bir sürü ahlaksız şaklabanı örnek göstererek tarikatı anlama zorluğu çekiyorsanız bu yazıyı dikkatlice okuyunuz.

-En önemlisi samimiyseniz!

Bu konu eksenli bir çok yazı yazdım, yeri geldikçe yazmaya ve siz dostlarımla duygu ve düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım. Bu konu öyle sıradan bir konu olmayıp oldukça önemlidir.

Önemli; çünkü, ehli sünnet temelli İslam'ın yayılması ve yaşamasından dün olduğu gibi bugünde ehil tarikatların rolü tartışılmaz. Bu iş gönül ve iman işidir.

İslam'ın Asya'dan Anadolu'ya Avrupa hatta ABD'ye kadar yayılmasında gönül erlerinin etkisini görüyoruz.

Mesela, Anadolu erenleri olarak tanıdığımız zatların tamamı tarikat ehli insanlardır. Yetmiş yıl Rusya'nın egemenliği altında kalmış, her türlü dini faaliyetleri yasaklanmış, hocaları kominist canilerce götürülüp yok edilmiş kardeşlerimizin inancını muhafaza etmesinde Nakşi ve Kadri tarikatının etkilerini görmekteyiz.

Ancak, bu temiz inançlı kardeşlerimizin inancını Şii ve Vahhabi yayılmacılığı ile bozulmaya çalışılmaktadır. Yüce Rabb'imin yardımıyla bu Şii ve Vahhabilerin etkisinin en aza indirilmesi için tarikat ehli insanlar her türlü zorluğa rağmen çalışıyorlar.

İslam'ın tebliğ edilmesi, yaşanması, yaşatılması, yayılması ve muhafazasında tarikat ve tekkelerin büyük etkisi olmuştur. Bunu bilen İslam düşmanları Osmanlının son dönemlerinde tekkelerin işlevini zayıflatmak için çalışmışlar belli oranda da başarılı olmuşlardır.

Maalesef, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte ıslah edileceği yerde tamamen yasaklanmıştır. Ancak, tarikatlar her türlü olumsuz propaganda ve algı operasyonuna rağmen misyonlarının gereğini yerine getirmeye gayreti içindedirler.

-İslam'ın öğrenilmesi, yaşanılması ve yaşatılmasının dışında faaliyeti olmayan bu yapılar emperyalist ve emperyalist uşağı ülke ve yapıların niye hedefindedir?

Bu sorunun cevabını verebilmek için tarikatlarla uğraşan kesimlerin esas hedefinin ne olduğunu iyi bilmemiz gerekir.

Bunların esas hedefi İslam dünyasının birlik beraberliğini sağlayan 'Ehli Sünnet Vel Cemaat' inancıdır.

Tarikatlara saldırının asıl sebebi de budur. Çünkü, 'Ehli Sünnet Vel Cemaat' inancının yaşamasında tarikatların çok büyük katkısı vardır. Tarikat ehli insanlar gönül erleri olup tüm mücadelelerini Allah(cc)'ın rızasını kazanmak için vermektedirler. Öyle olunca mücadelelerinde hem etkili oluyor hem de her türlü engellemeye rağmen motivasyonlarını kaybetmiyorlar.

Çok üzücü olmakla birlikte ülkemiz medyasının büyük kısmı emperyalist algıların değirmenine su taşımaktadırlar.

-Nasıl mı?

Zaman zaman bazı şaklabanları tarikat şeyhi diye ortaya sürüyorlar. O sahte şeyhe toplumun sinir uçlarına dokunucu söz söylettiriyorlar. Arkasından o kişinin var veya yok bazı söz ve davranışlarını paylaşarak toplumun gözünde iyice itibarsızlaştırıyorlar.

Yine geçenlerde birini buldular. Bu şahsın sosyal medya ve diğer medyada yer alan 'Geçinemiyorum diyene 5 lira daha veriyoruz. Sünnet 'geçinemiyorum' deyince '5'ten 3'e indir' sözünü tam da maaş artışı ve askeri ücret tespitinin çok konuşulduğu günlerde piyasaya sürerek kullandılar.

Bu sözler geçim sıkıntısı içerisinde olan insanlar tarafından nasıl karşılanır, azıcık düşünün! Tabi ki, tepkiyle karşılanacak ve sahte bile olsa tarikat şeyhi sözleri bilinçaltına olumsuz olarak yerleşecek.

-Yetmedi!

Yeter mi planın ikici kısmı aynı medya organlarınca piyasaya sürüldü. Maaşlar düşürülsün diyen 'tarikat şeyhinin naylon fatura düzenlemekten hapis yattığı ortaya çıktı' haberleriyle bu olumsuz algıyı iyice pekiştirdiler.

Görünüşte bunlar sıradan bir durum gibi görünse de değil; çünkü, bu adamın adının önünde tarikat şeyhi var. Tarikat şeyhini kullanmayıp adını kullansalar mesele yok; ancak, amaçları zaten tarikatı kötülemek.