Şanlı Zaferler İlahi Rahmete Gark Oldu

Geçtiğimiz hafta 12 Mart’ta 97. yıldönümünü idrak ettiğimiz İstiklal Marşı’mızın şairi merhum Mehmed Âkif Ersoy’un “Kıssadan Hisse”sinde dile getirdiği bir hakikati hatırlatarak başlayalım yazımıza…

‘Tarih’ i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

18 Mart 1915, Çanakkale Zaferi… Bu zaferi destanlaştıran Âkif şiirinde tarif edildiği biçimiyle; eski dünya, yeni dünya, bütün akvâm-ı beşerin kum gibi, tufan gibi mahşer mahşer kaynadığı, kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ… İslam’ı, milletimizi yok etmeye, vatan coğrafyamızı tarumar eylemeye geldiği, İngilizlerin “Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz!‛ dedikleri Ocean zırhlısı, ihtişamıyla sağındaki ve solundaki top namlularından çıkan ve cehennem alevlerini andıran top mermileri ata ata ilerlediği anda Koca Seyit’in attığı top mermisiyle denizin dibini boyladığı tarih… 250 binden fazla Müslüman evladının şehadet şerbetini içtiği, öğrencileri şehit olan İstanbul Lisesinin hiçbir mezun veremediği dönem… Şair Necmettin Halil Onan Çanakkale’den bîhaber gafilleri şöyle ikaz eder: “Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın / Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

18 Mart 2018, Afrin Zaferi… Yine eski dünya, yeni dünya, kimi yamyam kimi terörist, kimi emperyalist ne bela… Uşaklığını yaptıkları efendilerinin 103 yıl önce geçemedikleri vatan topraklarımızı onların emir ve destekleriyle bölmek, parçalamak için PKK, KCK,YPG, PYD, bazen de PDY gibi türlü türlü hainlerin tekerrür eden akıbeti…

Afrin Zaferimiz de şehitlerimizin, gazilerimizin, kahraman askerlerimizin can feda mücadelesiyle kazanıldı. Tarih tekerrür ediyordu. Çanakkale ruhunun 103 yıl geçmesine rağmen Afrin’de de devam ettiği, gözü pek yiğitlerimizin aynı kaynaktan su içtiğini açıkça tüm dünyaya ilan ediyordu. “Hakka Yolcu” olduğunu sosyal medyadaki hesabından paylaşan Afrin’in ilk şehidi Musa Özalkan, arkadaşlarına ve sevenlerine şöyle sesleniyordu: “Biz aşkı, vatan için canını verenlerden öğrendik… Yedi cihana adaleti öğreten, mazlumun yanında zalimin karşısında olan ecdadın torunları olduğunu asla unutma!”

Şükürler olsun ki Hakka Yolculuk istikametini sürdüren, kahramanlarımızı dimdik ayakta tutan Çanakkale ruhumuz, Afrin ruhumuz var. Ne yazık ki söylemeden geçemeyeceğim: Bir de beberuhilerimiz var hainlerle el ele veren, kol kola giden… Dillerinde de şu nakarat: “Vardım halebe Bindim dolaba Paraları verdim Rakı şaraba”… Allah bunları ıslah eylesin..

Hainlerin 1915’te Çanakkale’de hilâlimiz uğruna tertemiz alınlarından vurularak şehadetleriyle istiklal ve istikbalimizi güvence altına alan kahraman Mehmedlerimizin 18 Mart zaferi, 103 yıl sonra 2018’de ay yıldızlı bayrağımıza uzanan hain şer odaklarının inlerine giren Kahraman Mehmedlerimizin 18 Mart zaferiyle buluştu. Rabbimize hamd olsun… 18 Mart zaferlerini milletimize coşkuyla yaşatan tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Bilmeliyiz ve inanmalıyız ki, şehitlerimiz diridir ve Rabbimizin emsalsiz nimetleri içindedir. Bu yiğit kınalı ana kuzularımızı asaletle yetiştiren ailelerimizin şahsında şehit ve gazi ailelerimize içten şükranlarımı sunuyorum.

Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır” duasıyla andığı rahmeti ve bereketi bol mübârek Üç Aylar’a ulaştık. Üç Ay’ların ilk Cuma gecesi, müminlerin rağbet gösterdiği mübarek Regaib’in de gölgesi üzerimizde… Rabbimize hamd olsun, hepimizi sağlıkla huzurla nicelerine ulaştırsın.

Sağnak halinde rahmetlerle birlikte gelen bereketler baharın ilk günü nevruzla daha da artacak…

18 Mart’ların zaferleri, Üç Ay’ların, Regaib’in ve baharın nimet dolu bereketleri üzerimize olsun. Allah, bu güzel günleri milletimizin, İslâm âleminin ve tüm insanlığın huzuruna vesile kılsın.

Konsun yine pervazlara

Güvercinler;
"Hu hu"lara karışsın
Aminler..
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler!

(Arif Nihat Asya)

Emrullah AYDIN