NEDİR SENDEKİ BU HAL, YOKSA HAMA’LI MISIN?

Halk arasında, kederli biri görüldüğünde “Karadeniz’de gemilerin mi battı?” denir ya!

İşte yazımızın başlığı bu sözün Suriye versiyonu..

Son günlerde “Esad’la görüşülmeli, rejimle masaya oturmalı” falan filan deniyor ya!

Bunlar Baas rejimini ve Esad ailesini tanımıyorlar galiba?

Beraberce zihnimizin ve tarihin tozlu raflarına üfleyelim, çok değil 36 yıl önce zalim Hafız Esad ve Rıfat kardeşlerin 1982 yılında Orta Doğunun en Müslüman kentinde, Hama şehrinde düzenledikleri katliama bir göz atalım.

Evvela zalim Esad rejiminin ülkenin %65’ini meydana getiren bir topluluğu %11’lik bir azınlığın hegemonyasının altına almanın adı olduğunu bileceğiz.

Fransızlar Suriye ve çevresine hakim oldukları devirlerde, Şiiliğin dejenere olmuş bir kolu olan Nuseyrileri, azınlıkta olmalarına rağmen, askeri okullarda yetiştirerek ülkenin başına getirdiler.

Hafız Esad ve kardeşinin emrinde, azınlık Nuseyriler, çoğunluğu teşkil eden, ülkenin esas sahiplerini, baskı, katliam ve çeşitli zulümlerle susturuyor, dikta altında tutuyorlardı.

Sosyalist Nuseyri rejimi, İslam çizgisinden ayırmakta aciz kaldığı Hama şehrini yerle bir etmeyi, haritadan silmeyi kafasına koymuştu.

Hama’daki muhalif Müslümanların varlığı Suriye’deki zalim rejim için tehlike oluşturuyordu.

Hama, Halep’le Humus arasında, Asi nehri vadisinde nehrin iki yakasına yerleşmiş, ruhen ve madden sıcak oluşu sebebiyle aldığı “Hama” ismiyle İslam’a ve tasavvufuna beşiklik etmiş mübarek bir beldedir.

Hama şehri Hilafetin nurlu devirlerinden başlayıp günümüze kadar o aşk ve vecd içerisinde, yüce İslam dinini Ebu Ubeyde bin Cerrah tarafından fethedildiği gündeki manasına sadık kalarak yaşadılar ve evlatlarına da aşıladılar.

İslam’a ve bütün dünya Müslümanlarına yepyeni bir ruh veren Abdülkadir-i Geylani’nin aile efradının da bulunduğu şehir, manevi yönden Resul-i Ekrem (s.a.v)’le münasebet kurma şerefine nail olmuştur.

Esat orduları katliama Evlâd-ı Resul’ün yoğun şekilde bulunduğu Geylani mahallesinden başladı. Hatta Geylanilerden vefat edenlerin gömülü olduğu Makberetül Geylani kabristanlığını da İslam’dan hiçbir hatıra kalmasın diye bombalayıp yerle bir ettiler.

Zalim Rıfat idaresindeki Suriye ordusu Hama’da katliama hazırlanıyor, evleri mahalleleri bombalamak istemeyen tankçıları ve pilotları anında infaz ediyorlardı.

Esad ve zalim Rıfat rejimi Hama’yı Müslümanların başına yıktı. Bu katliamda 40 bine yakın Müslüman şehit edildi. Esad’ın cellatları bu insanları, evlerini başına yıkarak yok etti.

Günlerce kent bombalanmış, kaçmaya çalışanlar bile yakalanıp kadın erkek, çoluk çocuk şehit edilmişlerdi.

Hama katliamına karşı dünyadan çıt çıkmamış sağır ve dilsiz olmuşlardı.

6 gün savaşlarında Esad rejimi, İsrail’in saldırılarına karşı Rusya’nın sessizliğiyle karşılaşmış. Hama katliamına giriştiği o günlerde Rusya’nın tam desteğini almıştı. İsrail’e tavşan, kendi halkına tazı kesilmişti.

Rusya’nın bu sessizliği o günlerden bu güne Ortadoğu’nun statüsü hakkında Amerika ile görüş birliği içinde olduğunun kanıtı olmuştur.

Yakın zamanda Rusya’nın, PKK ve YPG’nin ABD’ den sonra silah ve mühimmatta ikinci tedarikçisi olduğunu unutmamak gerekir.

Gelinen noktada hala Suriye’de kimin kiminle, kime karşı olduğu, kime karşı savaştığı tam anlaşılabilmiş değil.

Âma bir Hama’lı şöyle diyor: “Zalim Esad ve bütün zalimler merihe çıksa, denizlerin dibine girse, taşların kovuğuna gizlense Allah’ın izniyle zulmen katledilen o nurlu mücahitlerin intikamını yerde koymayacağız”

Kalın Sağlıcakla..