SORU: Kaliteli Türkiyeli insan nerelerde ve nasıl yetişir?
CEVAP: Öncelikle okullarda, liselerde yetişir.
S. Türkiye’de, kaliteli insan yetiştirecek kaliteli bir eğitim sistemi, kaliteli okullar var mıdır?
C. Yoktur.
S. Öyle ise ne yapmamız gerekiyor?
C. En kısa zamanda kaliteli okullar ve liseler açmamız gerekir. Ayracı, yurt çapında kaliteli eğitim verecek bir “Alternatif Eğitim Sistemi” kurmalıyız.
S: Bu dediklerin yapılabilir mi?
C. Pek âlâ yapılabilir. Niyet etmek lazım… Teşebbüse geçmek lazım… Bunu yapabilecek imkânlara, kültüre, birikime, ufuk genişliğine sahip olmak lazımdır…
S. Türkiye’de, İngiltere’nin Eton College’ine benzer mükemmel bir okul kurulabilir mi?
C. Daha üstünü kurulabilir.
S: Eton’un üç özelliğini sayar mısınız?
C. İngiltere’ye 19 başbakan, sayısız büyük devlet adamı, düşünür, etkili şahsiyet kazandırmıştır… Okul öğrencileri okul içinde frakla gezer… Her gün derslerden önce okulun büyük kilisesinde ayin yapılır, öğrencilerin buna katılması mecburîdir. (Anglikan, Katolik, Musevî…)
S. Bugünkü eğitim sistemimizin ve okullarımızın en büyük sakıncası ve noksanı nedir?
C. Millî kimlik ve kültüre uymayan, çağdışı, iflas etmiş ideolojik, işe yaramaz, geri bir sistemdir.
S. Eğitim ordusunun bir milyondan fazla öğretmeni var. Bunların büyük kısmı niçin başarılı olamıyor?
C. Bizde öğretmenliğe, eğitime gereken önem verilmiyor. Gözde meslekler doktorluk, mühendislik, işletmecilik, idareciliktir. Öğretmenlik ve eğitim liste başı olacak ki, ülkenin en istidatlı, kabiliyetli, ehliyetli, güçlü çocukları bu mesleğe yönelsin. Türkiye Müslümanları öğretmenliği ihmal edip küçüksedikleri gibi, subaylığı ve din hizmetlerini de ikinci plana atmışlar, bu yüzden büyük sıkıntılar çekmişler ve çekmektedirler.
S. Türkiye niçin bir Almanya, bir Japonya, hattâ bir Norveç veya İsviçre olamıyor?
C. Bunun ana sebebi kalitesizliktir (vasıfsızlık).
S. Okullardan ve eğitimden sonra, başka adam yetiştirme ocakları var mıdır?
C. Vardır. Aile… Ordu… İş hayatı… Camiler… Tasavvuf tekkeleri… Medya… Maalesef aile kurumu çok sarsılmıştır, ordu 28 Şubattan sonra İslam’a ve millî kültüre cephe almıştır (şimdi düzelme ve normalleşme var), eski ahîlik ve fütüvvet ahlakı ve teşkilatı çökmüştür, camiler fonksiyonlarını yitirmiştir, tarikatlar halen yasaktır, büyük medya bir felakettir.
S. Liselerde bitirme ve bakalorya imtihanları olması şart mıdır?
C. Şarttır, zarurîdir, elzemdir.
S. İyi, güçlü bir eğitim için yazılı, edebî, zengin Türkçe bilmek gerekli midir?
C. Gereklidir. Üç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, alış veriş Türkçesiyle vasıflı Türkiyeli yetiştirilemez.
S. Açılmasını istediğiniz, zarurî gördüğünüz, Eton’dan üstün Türkiye kolejinde nasıl bir eğitim verilecektir?
C. Latin alfabesi ve Osmanlıca eğitim verilecektir… Her sabah, bir saat din ve Kur’an dersi verilecektir… Vakit namazları, bütün talebenin katılımıyla okul camiinde cemaatle eda edilecektir, namaz mecburî olacaktır. (Eton’da her sabah derslere başlanmadan önce okul şapelinde (kilisesinde) âyin yapılmaktadır)… Test imtihanı değil, yazılı kompozisyon imtihanları yapılacaktır… Bilgi ve kültürün yanında ahlak ve karakter terbiyesi verilecektir… Bilgi ve aksiyon boyutlarının yanında üçüncü boyut olarak sanat, güzellik, estetik boyutu kazandırılacaktır… Mezunlar en az üç lisanı çok iyi bilecektir. (Türkçe, Arapça, İngilizce)… Bu kolejimiz dünya lise ve kolejlerinin birincisi olacaktır.
S. Müslümanlar için kalite istiyorsunuz, peki gayr-i müslimler ve hattâ ateistler için neler düşünüyorsunuz?
C. Onlar için de (negatif de olsa) kalite isterim. Hıristiyan ve Yahudi vatandaşlarımız kaliteli olursa ülkede iç barış ve sosyal mutabakat olur. Vasıflı ötekiler, egemen azınlık olma, çoğunluğu vesayeti altına alma ihtiras ve hayallerini frenler. Müslüman çoğunluğa düşmanca ve saldırgan surette muamele etmezler. Vasıflı ve medenî bir ateist, Müslüman çoğunluğun temel hak ve hürriyetlerine saygı duyar ve onları ihlal etmez.
S. Yakın tarihimizde, Türkiye’de Eton’a benzer liseler olmuş mudur?
C. Olmuştur. 1868’de kurulmuş olan Galatasaray Mekteb-i Sultanîsi böyle vasıflı bir okuldu. Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler, Musevîler, Hıristiyan Araplar, Bulgarlar bu seçme okulda birlikte okuyor ve yetişiyorlardı. Namaz vakti gelince Ezan-ı Muhammedî okunur ve Müslüman öğrenciler okulun (konferans salonu altındaki, şimdi kapalı spor salonu olan) büyük camiine giderek, okulun resmî imamının ardında topluca ibadet ederlerdi. Namaz mecburî idi. Bu mecburiyet 1912’de Jön Türkler tarafından kaldırılmıştır. Okul camii açık kalmış, resmî imam olmuş, isteyen namazını kılmıştır. 1924’te cami kapatılmış ve o mekân izcilere tahsis edilmiştir. Şu anda, duyduğuma göre okulda beş veya yedi kişi namaz kılıyormuş ve onların merdiven altında dört metre karelik bir mescitleri bile yokmuş!..
S. Böyle bir kolej konusunda temenniniz nedir?
C. Aklı başında kültürlü ufuklu Müslümanlar böyle bir okul açmak için harekete geçsinler isterim. Benden bu konuda bir rapor isterlerse iyi olur. Bunu yazmak için ücret ve başka bir menfaat istemem… İş sıkı tutulmaz ve başarı şartlarına riayet edilmezse teşebbüs iflasla sonuçlanabilir, ümitlere ve emeklere yazık olur. Ülkemizde böyle bir okulda hizmet edecek çok az eleman vardır. Açılsa bile öğrenci bulmak da çok zordur.