“İLLET” İTTİFAKI

Evvelâ merhum ve inşa’allah mağfur, mürüvvet timsali kıymetli insan, devr-i sábıkta cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilsin diye ölümle tehdit edilmiş Ord. Prof. Dr. Ali Fuád Başgil’den, yararlı olacağını umduğum bir iktibas yapacağım, merhumun ruhu şád olsun...

“İnsan üç nevi nizam içinde yaşamaktadır. Bunlar tabiat, cemiyet ve Devlet nizamlarıdır (......)Bu üç nizam birbirinden çok farklı olmakla beraber, birbiri içinde ve âdeta sefertasları gibi, birbirine geçip birbiri üstünde yükselmektedir.

(......)Devlet nizamını ayırdeden (......)bir müeyyideye dayanması yani, bir kelime ile, HUKUKÎ olması; (......)birer kanun mecmuası haline konulmuş yani formel olmasıdır.” (AFB, Devletle Hukuk ve Hak ile Kanun arasındaki münasebete dair bir izah denemesi...)

Allah’ın din olarak vaz ettikleri haricindeki kanunlar (beşer iradesinin náçizane (eksik, kadim ve daim olmadıkları için değişebilen ve bu nedenle de değeri az) beşerî hukukî eserlerdir.

Bu (beşerî) kanunları demokrasilerde PARLAMENTO(lar) yapar. Ve mecliste (parlamentoda) milletvekili çoğunluğu sağlayan hükûmeti kurar, iktidar olur...

Tek başına muktedir değilse, koalisyon (fr.coalition, ortak hükûmeti) kurulur veya seçimler yenilenir...

* * *

Uzun (kadim) tarihimize, mazimize nisbetle pek kısa sayılabilecek DEMOKRASİ serüvenimizde gördük ki, koalisyon sağlığa zararlı...

Biraz Yeşilay sloganları gibi oldu amma ve lâkin doğrudur.. Öyle ki bu koalisyonlar yüzünden bir vakiter darbeye zemin bile hazırlanmıştı...

En güzeli tek partiye ortaksız (güçlü ve istikrarlı) bir iktidar vermek. Çok başlılık, tefrika, zaaf, büyük problem, ciddî bir kaostur...

Gerçi 24 Haziran seçimleri her açıdan mazideki seçimlerden çok farklı.. Koalisyonlar adeta peşinen (seçimden önce) yapıldı...

Erdoğan ve Ak Parti’nin “açık ara” kazanacağı endişesi, MHP’nin alenen Erdoğan tarafında yer alması, iktidarın teklifi olan; İTTİFAK kurarak seçime gitmeyi ana ve yavru muhalefetlere de cazip kıldı..

Hülasa, imdi iki cephe var... Biri “millet değerlerinin” temsilcisi, 16 yıllık icraatiyle kendini isbatlamış Ak Parti ve “milletin adamı” reis-i cumhur Erdoğan’ın CUMHUR İTTİFAKI...

Diğeri adı hariç milletle irtibatı olmayan, devr-i sábık ve sonrasındaki (başörtüsü gibi meselelerle) kendini isbatlamış, CHP lideğindeki (şer, millet değil) İLLET İTTİFAKI...

1950 seçimlerinin galibi Menderes ve arkadaşları büyük bir mürüvvet göstererek, hükûmet programında “devr-i sábık” yapılmayacağını belirtti, 27 yıllık CHP zulüm döneminin hesabını sormadılar...

Lâkin, DP'nin kanun yapmada ilk çalışması (18 yıllık) ezan yasağını kaldırmak olunca, Atatürk’ün kurduğu Halk Fırkası’nın devamı CeHaPe fena kızdı ve «ORDU GÖREVE» dedi..

Menderes Yassıada’da asıldı, devr-i sábık, Sülo’nun Adalet Parti dönemlerinde bile devam etti!. Tá (kısmen) Özal, hakiki anlamda ise Erdoğan’a (iktidarına) kadar...

#HARBİDEN: “Son söz” yine bizim... Dileyen Hak, dileyen tağut ittifakını seçecek!. Demokrasilerde de dindeki gibi (Bakara,256) ikrah (zorlama) yok! Çünkü neticesi doğrudan size döner... 20.06.2018